Retikül nedir, Retikül ne demek

Retikül; Biyoloji alanında kullanılan bir sözcüktür.

Biyoloji'deki anlamı:

Polenin ekzin tabakasında muri ve luminanın oluşturduğu ağsı yapı.

Retikül anlamı, tanımı

Retiküler : Ağsı, ağbiçim. Ağsı bir yapıya ilişkin veya ona ait olan

Retiküler bağ dokusu : Retikulum hücreleriyle retikulum ipliklerinden oluşan, kan yapan organların esasını oluşturan bağ doku. Diğer bağ doku türlerine göre çok sayıda hücreleri içerir.

Retiküler dejenerasyon : Epidermal hücrelerde, aşırı düzeyde oluşan hücre içi ödem.

Retiküler doku : Lenfatik dokular, miyeloyit dokular, dalak, karaciğer sinüzoitlerinin duvarlarında görülen, yapısında retiküler tellerin bol bulunduğu özel bir bağ dokusu tipi.

Retiküler hücre : Kemik iliği ve lenfatik dokular gibi kan yapan dokuların stromasında bulunan, bir kısmı ilkel yapıda, bir kısmı ise fagositik özelliğe sahip bağ dokusu hücreleri.

Retiküler lamina : Bazal zarın bağ dokusuna yakın olan ve elektron mikroskobunda retikulum ipliklerinin gözlendiği katman, lamina fibroretikularis.

Retiküler tabaka : Dermisin sık bağ dokusundan yapılmış alt tabakası. Derinin dermisinde derinde yer alan, kollajen ipliklerle elastik ipliklerin biçimlendirdiği gözenekli katman, stratum profundum.

Retikülin : Retiküler telleri meydana getiren yapısal protein.

 

Retiküloendotelial sistem : Vücutta kemik iliği fibroblâstları, lenfatik doku makrofajları ve karaciğer, dalak, kemik iliği sinüzoitlerindeki endotel hücrelerinin ağı.

Retiküloendotelyal sistem : Çeşitli organlarda fagositoz yapabilen hücreler sistemine önceleri verilen ad. Fagositoz güçleri olmayan retikulum hücreleriyle endotel hücreleri hariç kandaki ve diğer dokulardaki monositler antijenik uyarımla makrofajlara dönüşerek mononükleer fagositler sistemini oluştururlar.

Retikülosarkomatoz : Lenforetiküler lökozis.

Retikülosit : Olgun kırmızı kan hücrelerinin geliştiği öncü hücreler. Eritroblastlarla olgun alyuvarlar arsındaki geçiş döneminde olan ve sitoplazmalarında bazofilik RNA kalıntıları içeren, toplam alyuvarların yaklaşık % 1’ini oluşturan olgunlaşmamış alyuvar çeşidi, polikromatofil alyuvar.

Retikülositoz : Dolaşım kanında retikülositelerin artması.

Retiküloz : Lenforetiküler lökozis.

Travmatik retiküloperitonitis : Börkenekteki yabancı cisimler özellikle gebeliğin geç döneminde karın içi basıncın artması sonucu retikulum duvarına ve karın zarına batmasıyla oluşan yerel, fibrinli retikulum ve karın zarı yangısı.

Zona retikülaris : Böbrek üstü bezi kabuğunun en iç tabakası olup buradan adrenal androjenler olan dehidroepiandrosteron ve androstenedionun yanı sıra az miktarda östrojenler ve bazı glukokortikoitler salgılanır.

Tabaka : Katman. Baskı ve yazıda kullanılan, değişik boyutlarda kesilmiş kâğıt. Derece. Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu.

Ekzin : Spor ya da polen tanesinin dış tabakası. Eksin. Spor veya polen tanesinin dış tabakası, eksin.

Tabak : Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap. Sepici. Bu kabın alacağı miktarda olan.

Polen : Çiçek tozu.

Diğer dillerde Retikül anlamı nedir?

İngilizce'de Retikül ne demek ? : reticule