Running water türkçesi Running water nedir

  • Akarsu.
  • Yeryüzünde, yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan su.
  • Musluk veya şebeke suyu.
  • Musluk suyu.
  • Şebeke suyu.
  • Akan.
  • Akar su.
  • İçme suyu.
  • Kullanım suyu.
  • Kullanma suyu.
  • Akan su.
  • Coğrafya alanında kullanılır.
  • En yüksek dereden, anaırmağa değin belirli bir yatak içinde ve eğim boyunca sürekli ya da dönemli olarak akan sular.
  • Akak.

Running water ile ilgili cümleler

English: Ali lives in a house without running water.
Turkish: Ali suyu akmayan bir evde yaşıyor.

English: Ali lives in the woods without electricity and running water.
Turkish: Ali elektrik ve akarsu olmadan ormanda yaşıyor.

English: Tom lives in a house without running water.
Turkish: Tom, akan suyu olmayan bir evde yaşıyor.

Running water ingilizcede ne demek, Running water nerede nasıl kullanılır?

Running : İdare etme. Peşpeşe. İdare. Koşuş. Kaygan. Çalışma. Dansçının dans adımlarıyla koşması. Koşarak yapılan. Cerahatli.

Water : Harelemek. Sulamak. Göz sulanmak. Islatmak. Yaşarmak. Kimyasal formulü h2o olan, 4o c’de maksimum yoğunluğa ulaşan, sıvı, gaz veya buz olarak dünya yüzeyinin % 70,8’ini kaplayan bileşik. Suluboya. H2o; yer yüzeyinin en büyük bölümünü oluşturan, kimyaca çok kalımlı, renksiz, kokusuz, tatsız sıvı. Ağız sulanmak.

 

Running account : Açık hesap. Anında verilen haber. Cari hesap.

Running average time : Devingen ortalama süresi. Çalışma ortalama süresi.

Running bill : Sürümdeki belgitler. Satakta dönüşüm yapan borç belgitleri.

Running board : Basamak. Kimi binitlerin iki yanında bulunan, ayak basılacak biçimde uzun, yatay düzlem. Marşpiye. Marşpiyer.

İngilizce Running water Türkçe anlamı, Running water eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Running water ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abrasion platform : Aşınan ve karaya doğru gerileyen bir yalı yarın yerinde oluşan, denize doğru azıcık eğimli yerey. Dalga aşındırması düzlüğü. Dalga aşındırma düzlüğü.

Running : Koşu. Koşu (koşma). İltihaplı. Kaçamak. Genel. Sürekli. İşletme. Arka arkaya. Akar. Adım sırasında, kısa bir süre iki ayağın birden yerden kesilmesiyle oluşan hızlı yer değiştirme.

City water : Şehir suyu.

Ageing of the population : Doğumların azalması, sağlık koşullarının ve sağlıkbilimsel denetim ve bakımın ileri düzeye ulaşması sonunda ortalama yaşın büyümesi nedeniyle bir ülke ya da bölge nüfusunda yaşlı kişiler oranının artması. Nüfus yaşlanması.

White water : Köpüklü su.

Tap water : Çeşme suyu. Çeşme.

Air route : Uçuş rotası. Günümüzde, özellikle yolcu taşımacılığında çok kullanılan ve yeryüzünün her yanını havalimanlarıyla birbirine bağlayan yoğun ulaşım ağı. Havayolu.

Onrushing : Hücum eden. Saldırı. Hücum. Atak. Saldırma. Üşüşme. Saldırış. Tırmanan akım. Aniden saldıran.

Tributaries : Haraçlı. Irmak ayağı. Geleğen. Bir ırmağa karışan (ayak). Irmak kolu. Dökülen. Haraç ödeyen. Kol. Haraç veren hükümet. Akarsu kolu.

 

Drainpipes : Atık su borusu. Su borusu. İniş borusu. Pis su borusu. Yağmur suyu iniş borusu (binalarda). Oluk. Drenaj borusu. Yağmur oluğu. Akaç.

Running water synonyms : agricultural co operative, streaming, drinking water, agricultural production, aluvial coast, flowing, agrarian geography, river, adventife cone, altimetric profile, aluvial terrace, runoff, agricultural specialisation, stream, weeper, duct, runniest, tributary, aboriginal population, abandoned meander, spouting, lotic, rivered, drainpipe, river bed, runnier, age pyramid, fluxing, runoffs, alluvial deposit, leaking, domestic water, emanating.