Sermonise türkçesi Sermonise nedir

  • Nutuk çekmek.
  • Nutuk atmak.
  • Nasihat etmek.
  • Vaaz çekmek.
  • Söylev vermek.
  • Dini meseleler üzerine konferans vermek.
  • Öğüt vermek.
  • Vaaz vermek.
  • Davranışlar ve ahlak üzerine vaaz vermek (ayrıca sermonize).

Sermonise ingilizcede ne demek, Sermonise nerede nasıl kullanılır?

Sermoniser : Vaiz. Davranışlar ve ahlak üzerine vaaz veren kimse (ayrıca sermonizer). Nasihatçi. Dini meseleler üzerine konferans veren kimse.

Sermonic : Nutuk. Vaaz ile ilgili.

Sermoning : Vaaz. Nutuk. Nasihat. Diskur. Öğüt. Söylev. Vaiz. Hutbe.

Sermonize : Nutuk çekmek. Söylev vermek. Vaaz vermek. Nasihat etmek. Nutuk atmak. Vaaz çekmek.

Sermonized : Söylev vermek. Nasihat etmek. Vaaz çekilmiş. Vaaz çekmek. Nasihat edilmiş. Vaaz verilmiş.

Hate sermon : Nefret vaazı. Birisi veya bir şeye karşı nefret ifade eden konuşma.

Sermonizing : Nasihat etme. Nasihat etmek. Vaaz çekmek. Nasihat verici. Söylev vermek. Vaaz etme.

Baccalaureate sermon : Mezuniyet töreni ayini.

Sermonizes : Nutuk çekmek. Vaaz vermek. Nutuk atmak. Söylev vermek. Nasihat etmek. Vaaz çekmek.

Sermon : Diskur. Öğüt. Söylev. Vaız. Nasihat. Uzun ve sıkıcı öğüt. Dinsel konuşma. Hutbe. Vaaz. Nutuk.

İngilizce Sermonise Türkçe anlamı, Sermonise eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Sermonise ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Harangue : Dırdır. Sıkıcı konuşma. Uzun ve sıkıcı konuşma. Tirat söylemek. Nutuk vermek. Uzun ve tumturaklı bir şekilde konuşmak. Uzun ve tumturaklı konuşma.

Declaim : Heyecanlı konuşma yapmak. Söylemek (hitabet kurallarına göre). Yüksek sesle okumak. Yüksek sesle konuşmak. Bağırıp çağırmak. Resmi bir şekilde söylemek. Hararetle konuşmak. Yüksek sesle söylemek.

Orate : Konuşma yapmak.

Harangues : Tirat söylemek. Uzun ve tumturaklı konuşma. Sıkıcı konuşma. Uzun ve tumturaklı bir şekilde konuşmak. Dırdır. Nutuk vermek. Konuşma yapmak.

Dissertate : Bir konu hakkında konuşma yapmak. Resmi olarak bir konu hakkında konuşmak. Konuşma yapmak.

Haranguing : Konuşma yapmak. Nutuk atma.

Discoursed : İşlemek. Ciddi ve ayrıntılı bir şekilde yazmak. Bahsetmek. Söylev. Söylem. Konuşmak. Üzerinde durmak. Ayrıntılı bir şekilde konuşmak. Söylemek.

Exhort : Uyarmak. Hareretle öğütlemek. Cesaret vermek. Tavsiye etmek. Hararetle öğütlemek. Yüreklendirmek. Tembih etmek. Teşvik etmek.

Advise on : Nasihat çekmek. Tembih etmek. Öğütlemek. Öğütte bulunmak.

Discoursing : Bahsetmek. Karşılıklı konuşma. Muhavere. Üzerinde durmak. Konuşmak. İşlemek. Mükaleme.

Sermonise synonyms : discourses, sermonized, moralize, sermonizing, moralise, discourse, exhorting, declaiming, advising, preaches, preach to, dissert, advocate, declaimed, be a father to, counsel, admonish, counselled, preach, sermonizes, declaims, advises, address, exhorted, deliver a speech, counseled, hold forth, disserts, advise, give a speech, preachify, harangued, exhorts.