Shifts türkçesi Shifts nedir

Shifts ile ilgili cümleler

English: Why do you want to change shifts?
Turkish: Neden vardiyaları değiştirmek istiyorsun?

English: We have three security guards who take shifts.
Turkish: Vardiya alan üç güvenlik görevlimiz var.

Shifts ingilizcede ne demek, Shifts nerede nasıl kullanılır?

Work in shifts : Her birkaç saatte bir dönüşümlü şekilde çalışmak. Vardiyalı olarak çalışmak. Keşikleşmek. Vardiya ile çalışmak. Vardiyalar halinde çalışmak.

Downshifts : Bir şeyin hızını düşürmek. Yavaşlamak. Çok kazandıran stresli bir işten hayatın diğer (maneviyat sağlık vs'ye önem veren ama para ve varlığa odaklanmayan) alanlarında daha çok avantaj sağlayan bir işe geçiş yaparak yaşam tarzını değiştirmek. İyi maaşlı bir işi bırakıp daha az stresli olan bir işi seçmek. Yavaşlatmak. İyi maaşlı bir işi bırakıp daha az kazandıran ve stressiz bir işi tercih etmek. Vites küçültme. Etkilerini azaltmak. Vites küçültmek. Aracın vitesini düşürmek.

Gearshifts : İzdiham. Vites kolu. Vites. Vites geçirme veya vitesten çıkartma aleti. Vites mekanizması. Vites değiştirme.

 

Makeshifts : Geçici (çözüm vb.). Üstünkörü. Eğreti. Derme çatma. Geçici önlem. Geçici çözüm. Geçici. Geçici çare. İğreti.

Redshifts : Kızıla kayma.

Shift cells : Hücreleri ötele. Hücreleri kaydır.

Shift cells right : Hücreleri sağa ötele. Hücreleri sağa kaydır.

Upshifts : Vites büyütme.

Shift boss : Döney başı. Vardiya şefi.

Shift cells left : Hücreleri sola ötele. Hücreleri sola kaydır.

İngilizce Shifts Türkçe anlamı, Shifts eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Shifts ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Remedies : Tedavi. Yasal yollar. Düzeltme yolları. Derman. Dava yolu. Deva. İlaç.

Caviled : Bahane aramak. Kusur bulmak. Kusur. İtiraz. Şikayetçi olmak. Tartışmak (önemsiz şeyler üzerinde).

Diversifications : Farklılaştırma. Çeşitlenme. Çeşitlendirme. Çeşitli hisse senedi ve tahvillere yatırım yapma. Çeşitleme. Diversifikasyon. Çeşitlilik.

Cures : Sertleştirmek. Vulkanize etmek. Tedavi etmek. Konservelemek. Otalamak. İyileştirmek. Kurutmak. Çare bulmak. Tedavi.

Diversification : Çeşitlenme. Diversifikasyon. Yatırımcının portföy oluştururken riskini en aza indirmek amacıyla fonlarını çeşitli alanlarda etkinlik gösteren firmaların çıkarttığı taşınır değerler arasında dağıtması. bk. üretimin çeşitlendirilmesi. Farklılaştırma. Çeşitlilik. Çeşitli hisse senedi ve tahvillere yatırım yapma. Çeşitleme. Çeşitlendirme.

Firms : Şirket. Sağlık ekibi. Firma.

Egresses : Çıkar yol. Çıkmak. Çıkma. Çıkış. Belirme. Tutulmanın sonu (astronomi terimi). Ağ çıkışı. Çıkış hakkı. Belirmek.

 

Change over : Sinem.bir gösterimin sürekliliğini sağlamak üzere iki gösterici kullanıldığında, birinci göstericideki makara sona ererken, ara vermeksizin ikinci makarayı göstermeye başlama. Yer değiştirmek. Geçme. Zincirle. Tarz değiştirmek. Bir yöntemden bir yönteme geçmek. Çevirmek. Yerini değiştirmek. Yöntem değiştirmek.

Interchanged : Takas etmek. Takas. Yer değişmek. Değiştokuş etmek. Değiştirmek. Değiş tokuş etmek. Birbirinin yerine geçmek.

Egress : Çıkış hakkı. Ağ çıkışı. Gidiş. Belirmek. Çıkış. Çıkmak. Tutulmanın sonu (astronomi terimi). Çıkar yol. Belirme.

Shifts synonyms : filling in for, cloaks, motioning, departure, equivocations, escapades, changed, expedient, inversion, modify, evolutions, commutation, crewing, lingeries, gangs, study group, platoon, permutation, working party, amendment, busy hours, equivokes, permutations, blind, furtive, outfits, change of location, corrective, evasive, interchanges, analysis, denoument, displacement.

Shifts zıt anlamlı kelimeler, Shifts kelime anlamı

Back : Alt tahta. Gövdenin, ense ile kuyruksokumu arasındaki ve ayrıca cimnastikte bir devinim grubunun alanı olan bölümü. Ters. Arkalık. Arkasını imzalamak. Arka çıkmak. Vazgeçmek. Arka. Futbol, gitar, jimnastik, madencilik alanlarında kullanılır. Geriye.

Veer : Saptırmak. Değişmek. Dümen kırmak. Dönmek. Sapmak. Döndürmek. Yön değiştirmek. Çevirmek. Yön değiştirme. Döndürme.

Slow : Geri kalmış. Uzun süren. Ağırlaşmak. Sıkıcı. Bati. Eli ağır. Zor anlayan. Kesat. Yavaşlamak. Ağır.