Remedies türkçesi Remedies nedir

Remedies ile ilgili cümleler

English: Garlic and onion are good remedies against the common cold.
Turkish: Sarımsak ve soğan soğuk algınlığına karşı iyi ilaçlardır.

English: This is one of Tom's home remedies.
Turkish: Bu Tom'un ev ilaçlarından biri.

English: Desperate diseases require desperate remedies.
Turkish: Umutsuz hastalıklar umutsuz çareler gerektirir.

Remedies ingilizcede ne demek, Remedies nerede nasıl kullanılır?

Remedied : Gereğine bakmak. Çare bulmak. İyileştirmek. İyi etmek. Onarmak. Çözüm getirmek. Çare. Düzeltmek. Tedavi etmek. Sağaltmak.

Premedieval : Ortaçağ öncesine ait.

Remediable : Tedavisi mümkün. Çaresi bulunan. Dava yoluyla kazanılabilen. Tedavi edilebilir. Çaresi bulunur. Yargı yoluyla sağlanabilen. Yargı yoluna başvurulabilen.

Remedial : Sağlığa yararlı. Çare olan. Düzeltici. Çare bulmaya yönelik. Tedavi edici. Çözüm getiren. İyi edici. İyileştirici. Tedavisel. Tedaviye ait.

Remedial maintenance : Onarıcı bakım. Aksaklık giderici bakım. Koçuyucu bakım ya da sürekli bakım hizmetleri dışında, saptanan aksaklıkları gidermeye yönelik ivedi bakım, onarım.

Remediless : Çaresiz. İyileşmesi imkansız. Devasız. Tedavi edilmez. Umutsuz.

 

Irremediableness : Tedavi edilemezlik. Tamir edilemezlik. Çaresiz olma niteliği. Düzeltilemez olma niteliği. Çaresizlik.

Remediate : İyileştirmek. Çare olmak. Derman olmak.

Premedication : Premedikasyon. Ön ilaç tedavisi. (ilaç bazlı) ön tedavi. Ön anestezi.

Remedial teaching : Yetiştirici öğretim. Herhangi bir alanda, bir konuda yetersizliği görülen bir öğrenciyi ya da öğrenci kümesini yetiştirmek amacıyla yapılan özel öğretim. Telafi öğretimi.

İngilizce Remedies Türkçe anlamı, Remedies eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Remedies ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Ending : Uç. Ad ve fiil kök veya gövdeleri üzerine gelerek durum, sayı, zaman, kişi gibi gramer ilişkileri kuran ekler. ad çekimi, iyelik, teklik çokluk, fiil çekimi, fiil çekimindeki zaman ve şahıs ekleri işletme ekleridir: bu insan-lar-ı bir uykusuzluk gece-si-n-de sadece bir gölge gibi gör-müş-t-üm. şimdi bu gölge-ler beni yavaş yavaş, daha öte-ler-e ve derin-ler-e çağır-ıyor. baş-lar-ı-n-ın etraf-ı-n-da-ki aydınlık değiş-i-yor, muamma-lar-ı-n-ı çözme-y-e çalıştıkça bir yığın çetrefil meseleyle karşılaş-ıyor-um. (a. h. tanpınar, yaşadığım gibi, s. 89) vb. Sonek. İşletme ekleri. Gramer, sinema, televizyon, tiyatro alanlarında kullanılır. Nihayet. Bir oyunun gelişimi içinde düğümlerin çözülmeye başladığı kesim. Fiil ve ad kök veya gövdelerine zaman ve şahıs kavramını yüklemek için kullanılan ek: || tek. şah. -di-m (bil-di-m), -im (öğrenci-y-im) tek. şah. -di-n (bil-di-n), -sin (öğrenci-sin) tek. şah. -di (bil-di), (öğrenci, öğrenci-dir) çokl. şah. -di-k (bil-di-k), -iz (öğrenciy-iz) çokl. şah. -di-niz (bil-di-niz), -sin-iz (öğrenci-sin-iz) çokl. şah. -di-ler (bil-di-ler -ler, -dir-ler (öğrenciler, öğrenci-dirler) vb. Sonuç.

 

Bettering : Daha iyi yapmak. İyileştirmek. Düzeltmek. Düzelme. Geliştirmek. Geçmek.

Medicines : Büyü. Doktorluk. Sihirbazlık. Ecza. Tıp.

Therapeutics : Tedavi şubesi, tevdi bilimi. Terapötiks. Sağaltımbilim. Terapötik. Tedavi bilimi.

Power : İş yapma hızı; birim zamanda yapılan iş. görsel bir aygıtın ayrıntıları seçme yeteneği. Birim zamanda yapılan işin niceliği ile ölçülen iş yapabilme yeteneği. Vekalet. Otorite. Vekaletname. Bilgisayar, hukuk, fizik, sinema, televizyon, sosyoloji alanlarında kullanılır. Bir bireyin, bir toplumsal kümenin, bir toplumun başka birey, küme ya da toplumları egemenliği, baskısı ve denetimi altına alma, özgürlüklerine karışma ve onları beli biçimlerde davranmaya zorlama yetkisi ya da yeteneği. Birim zamana düşen iş birimleriyle ölçülen iş yapma oranı. vatla ölçülen iş yapma oranı; elektrik gücü (1 vatlık bir güç, saniyede 1 jul iş yapar). Nüfuz. Fors.

Correctives : Islah edici şey. Yatıştırıcı. Giderici. Islah edici. Düzeltici. İslah edici. Düzeltici şey.

Healthful : Yararlı. Sağlığa yararlı. Sıhhatli. Şifa verici. Sağlıklı. Hasiyetli. Sağlık için faydalı. Sıhhi.

Relief : Dublör. Yardım. Kurtarma. Ferah. Rahatlatma. Avuntu. Nöbeti alan kimse. Destek. Takviye kuvvetleri. Hafifletme.

Alterative : İyileştirici. Tedavisel. Tedaviye ait. Değiştirici. Sağlığa kavuşturucu. Değiştiren ilaç. Değiştiren. Sağlığa yararlı.

Remedies synonyms : medicaments, strength, medications, dollops, strengths, caregiving, healing, analysis, therapies, corrective, alternative, medicament, curation, recipe, treatments, antidotes, solution, formula, egresses, denouement, shifts, shift, remedied, expediencies, expedience, resolutions, denouements, expediences, powers, medicine, antidote, medicining, handling.

Remedies zıt anlamlı kelimeler, Remedies kelime anlamı

Worsening : Kötüleşme. Kalitesi düşme. Kötüleştirme. Bozulma. Ağırlaşan (durum). Kalitesizleşme. Kötüleşen.

Unhealthful : Sağlığa zararlı. Sağlığa yararlı değil. Besleyici olmayan. Zararlı. Sağlıksız.