Solaced türkçesi Solaced nedir

  • Avunç.
  • Bir üzüntüyü hafifletmek.
  • Avuntu.
  • Teselli etmek.
  • Rahatlatılmış.
  • Avutmak.
  • Azaltmak.
  • Teskin edilmiş.
  • Üzüntüsü hafifletilmiş.
  • Ferahlatılmış.
  • Teselli.
  • Teselli edilmiş.
  • Avutulmuş.

Solaced ingilizcede ne demek, Solaced nerede nasıl kullanılır?

Find solace in : Teselli bulmak.

Give solace to : Teselli vermek. Teselli etmek.

Seek solace in : Teselliyi bir şeyde aramak.

Take solace in : -de teselli bulmak.

Solace : Bir üzüntüyü hafifletmek. Avunç. Teselli etmek. Avunma. Avuntu. Avutmak. Azaltmak. Teselli.

Solacing : Teselli. Azaltmak. Teselli etmek. Avunç. Bir üzüntüyü hafifletmek. Avutmak. Avuntu.

Nasolachrymal : Burun ve gözyaşı üretim sistemiyle ilgili (anatomi terimi).

Solacers : Rahatlatan kimse. Ferahlatan kimse. Teselli eden kimse. Üzüntüsünü hafifleten kimse. Teskin eden kimse. Avutan kimse.

Ductus nasolacrimalis : Duktus nazolakrimalis. Saccus lacrimalis'te toplanan gözyaşını burun boşluğuna akıtan kanal.

Nasolacrimal cauterisation : Nazolakrimal tıkanmaları açmak veya yeni nazolakrimal kanal açmak amacıyla yapılan işlem. Nazolakrimal kateterizasyon.

İngilizce Solaced Türkçe anlamı, Solaced eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Solaced ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abridging : Kesmek. Özetlemek. Kısaltmak (yazılı bir eseri). Mahrum etmek. Tenkis etmek. Kısaltmak. Kısmak.

 

Commiseration : Derdini paylaşma. Derdine ortak olma. Acıma. Merhamet. Acısını paylaşma.

Condoles : Acısını paylaşmak. Baş sağlığı dilemek. Taziyede bulunmak. Başsağlığı dilemek. Acıya katılmak. Taziyelerini sunmak.

Distraction : Avunma. Dikkat dağıtıcı şey. Kurcalama. Oyalama. Oyalanma. Vakit geçirecek şey. Dikkati başka tarafa çekme. Dikkatini dağıtma. Dikkatin dağılması. Eğlence.

Amuse : Eğlendirme. Eğlendirmek. Güldürmek. Kırıp geçirmek. Hoşafına gitmek. Oyalamak. Neşelendirmek. Avundurmak.

Allayed : Bastırmak. Dindirmek. Hafifletmek. Sakinleştirmek. Yatıştırmak. Gidermek.

Solace : Avunma.

Abate : Yürürlükten kaldırmak. İndirmek. Geçmek. Dindirmek. Dinmek. Yatıştırmak. Hafifletmek. Çekilmek. Eksilmek.

Relief : Ferah. Rahatlama. Rölyef. Nöbeti devralan kişi. Ferahlama. Takviye kuvvetleri. Yardım. İç rahatlığı.

Cheer up : Şenlenmek. Sevindirmek. Moral vermek. Ferahlamak. Keyiflenmek. Neşelenmek. Neşelendirmek. Morali düzelmek.

Solaced synonyms : solacing, allays, abates, distributed, cold comfort, entertained, stray, separated, consolation, appease, alleviating, appeases, solacement, console, consoled, consoles, balm, consolations, distractions, salve, cheered, condoled, abating, comfort, salves, delude, alleviates, alleviate, extend condolences, alleviations, alleviation, sporadic, alleviated.

Solaced zıt anlamlı kelimeler, Solaced kelime anlamı

Continual : Sıkça. Süregelen. Aralıksız. Ardı arkası kesilmeyen. Devamlı. Mütemadi. Sık. Sürekli. Durmadan. Ardı arkası gelmeyen.

Concentrated : Dikkatini vermiş. Konsantre olmuş. Çok güçlü. Birim çözelti oylumunda çözünme oranı çok olan (özdek). Yoğunlaşmış. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Derişik. Yoğun. Yoğunlaşan. Konsantre.