Suppressed türkçesi Suppressed nedir

  • Örtbas etmek.
  • Durdurmak.
  • Dindirmek.
  • Baskı altına alınmış.
  • Baskılanmış.
  • Yayınlanmasını yasaklamak.
  • Ortadan kaldırmak.
  • Zaptetmek.
  • Hasıraltı etmek.
  • Bastırılmış.
  • Baskı altına almak.
  • Önlemek.
  • Bastırmak.

Suppressed ile ilgili cümleler

English: Ali suppressed his anger.
Turkish: Ali öfkesini bastırdı.

English: Ali suppressed a yawn.
Turkish: Ali bir esnemeyi bastırdı.

English: The news was suppressed for the time being.
Turkish: Şimdilik haberin çıkması yasaklandı.

English: Ali suppressed a smile.
Turkish: Ali bir tebessümü bastırdı.

English: The uprising was brutally suppressed.
Turkish: İsyan çok sert bir biçimde bastırıldı.

Suppressed ingilizcede ne demek, Suppressed nerede nasıl kullanılır?

Suppressed inflation : Ekonominin enflasyon içinde bulunmasına karşın hükümetin fiyatları idari kararlarla belirlemesi ve sıkı para, daraltıcı maliye, gelirler politikası ve tayınlama ile serbest fiyat artışlarına izin vermemesi durumu. Baskı altında enflasyon. Bastırılmış enflasyon.

Suppressed zero range : Sıfırsız erim.

Suppressed zero scale : Sıfırsız ölçek.

Instrument with suppressed zero : Sıfırı içermeyen alet.

Immunosuppressed : Hastalıklara karşı düşük dayanıklılığa sahip olan. (tıp) tamamen etkili bir bağışıklık sistemi olmayan.

 

Suppressant : Bastırıcı şey (açlık vb.). Durdurucu. Önleyici ilaç. Kesici. Kesici ilaç.

Suppress endnotes : Sonnotları yazdır. Sonnot yazdır.

Suppressants : Önleyici ilaç. Bastırıcı şey (açlık vb.). Kesici ilaç.

Suppress line numbers : Satır numaralarını kaldır.

Zero suppress : Sıfır bastır. Sıfır gösterme.

İngilizce Suppressed Türkçe anlamı, Suppressed eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Suppressed ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Suppressing : Bastırıcı.

Abort : İmtina etmek. Dayandırmak. Bitirmeden durdurmak. Çocuk düşürmek. Başarısızlıkla sonuçlanmak. Düşürtmek (dölütü). Bir işi yarım bırakmak. Yarımcık saklamak. Bebek düşürmek. Uşak salmak.

Blanketed : Battaniye ile zıplatmak. Kaplanmış. Battaniyeye sarmak. Üzerine battaniye örtülmüş. Üzeri örtülmüş. Susturmak. Engel olmak. Kapsamak. Örtmek.

Suppresses : Gizli tutmak. Zulmetmek. Saklamak. Zapt etmek.

Shelves : Kadro dışı bırakmak. Emekliye ayırmak. Meyilli olmak. Şevlenmek. Etajer. Rafa koymak. Aldırmamak. Ertelemek. Rafa kaldırmak.

Allayed : Gidermek. Hafifletmek. Azaltmak. Sakinleştirmek. Yatıştırmak.

Blanket : Battaniye. Battaniye ile örtmek. Üretken bölge. Bütün olasılıkları içeren. Örtmek. Kapsamak. Battaniye ile zıplatmak. Sarıp sarmalamak. Reaktör kalbinin çevresine ya da içine yerleştirilen ve zincir tepkimesi yapabilen unsurlardan oluşan kapalı bölge.

Bank : Bilgisayar, coğrafya, iktisat, madencilik, ekonomi alanlarında kullanılır. Sıra. Banka. Sığdip. Silindir arası (motor). Tuş arası (müzik terimi). Set. Yığın. Kümelenmek.

 

Silenced : Sessizleştirilmiş. Dindirilmiş. Dili bağlı. Sessiz. Yatıştırılmış. Sakinleştirilmiş. Susturulmuş.

Annihilate : Yok etmek. Bozmak. Yoketmek. Mahvetmek. İmha etmek. Elemek. Yenmek. Feshetmek. İptal etmek.

Suppressed synonyms : smothered, pigeonholing, averts, curbs, circumvent, pent up, cover up, curb, baffles, clear away, appeasing, blocks, compounded, pigeonholes, alleviate, sit upon, conquer, clear off, suppress, burke, bear down, quenched, avoids, blunted, allays, circumvents, bottled up, appeased, baffle, cloaking, confiscate, blow the whistle on, captures.

Suppressed zıt anlamlı kelimeler, Suppressed kelime anlamı

Uninhibited : Teklifsiz. Serbest davranışlı. Serbest. Çekinmesiz. Engellenmemiş. Ketlenmemiş. Sınırsız. Kısıtlanmamış. Sınırlandırılmamış. Yasaklanmamış.

Unsilenced : Sessiz olmayan. Susturulmamış. Sessizleştirilmemiş.