Surpluses türkçesi Surpluses nedir

Surpluses ingilizcede ne demek, Surpluses nerede nasıl kullanılır?

Surplus income : Gelir fazlası.

Surplus labour : Artık emek. Marksist kuramda, artık değer elde etmek için işçilerin gerekli emek zaman dışında harcadıkları fazla emek.

Surplus labour time : Artık emek süresi. Emekçinin artık değer üretimi için çalıştığı süre.

Surplus of production : Bir malın sataktaki gerekseme ve istemi karşılandıktan sonra geri kalan ve satılamayan bölümü. Üretim artığı.

Surplus product : Artık ürün. Emeğin yeniden üretimi için gerekenin ötesinde üretilen ürün. üreticilerin öz tüketimleri ötesinde ürettikleri ürün.

Rate of surplus value : Artı değer oranı. Artık değer oranı. Marksist kuramda, sermayenin emek gücünü sömürme derecesini gösteren ve artık değerin değişken sermayeye bölünmesiyle hesaplanan oran.

Surplus weight : Fazla ağırlık. Fazla kilolar. Fazla kilo.

Relative surplus value : Buluşlar ve yeniliklerin üretim sürecine uygulanmasıyla toplumsal açıdan gerekli emek zamanının kısaltılması, diğer bir deyişle emeğin üretim gücünün ya da verimliliğinin artırılmasıyla elde edilen artık değer. krş. salt artık değer. Göreli artı değer. Göreli artık değer.

 

Surplus stock : İhtiyaç fazlası stok. Envanter fazlası.

Absolute surplus value : Salt artık değer. Mutlak artı değer. Üretim koşulları aynı kaldığı halde emekçinin çalışma süresinin, yani toplumsal açıdan gerekli emek zamanının uzatılmasıyla elde edilen artık değer. krş. göreli artık değer. Mutlak artık değer.

İngilizce Surpluses Türkçe anlamı, Surpluses eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Surpluses ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Escalating : Çoğalan. Artma. Ağırlaştırıcı. Kötüleştirici.

Extra : Bir oyunun kalabalık sahnelerini doldurmak için kullanılan, bazen birkaç söz söyleyen, çoğu kez de konuşmayan kişi. Gereğinden fazla. Ekstra şey. İlave gazete. Ek. Özel baskı. Fazladan. Figüran. İlave edilen. Üstün.

Incremental : Artan maliyet. Marjinal. Kademeli. Büyümü ile ilgili. Artağan. Artımlı. Kar ile ilgili. Bir artma veya ilave durumu ile ilgili. Değişen.

Surplusage : Mübalağa. Fazla kısım. Gereksiz iddia ve savunmalar. Artan miktar. Dava ile ilgisiz iddia. Artık. Aşan şey.

Considerable : Dikkate değer. Epey. Hayli. Hatırı sayılır ölçüde. Kayda değer. Oldukça. Hatırı sayılır. Kaydadeğer. Önemli. Hatırı sayılır derecede.

Chuffing : Çok. Lanet. Lanet olasıca. İntizamsız yanış. Kesikli yanma. Gürültülü yanış.

Unneeded : Lüzumsuz. Gereksiz.

Heartily : İyi niyetle. İştahla. Çok. Fazlasıyla. Gayretle. Candan. İstekle. Aşırı derecede. Cesaretle.

Incrementing : Gelir. Artma. Artış. Artırma. Kazanç. Artım. Artış aralığı. Arttırma. Zam.

Exorbitance : İleri gitme. Aşırılık. Haddini aşma. İfrat. Fahişlik.

 

Surpluses synonyms : overmuchness, unnecessary, supererogatory, excesses, more, odd, excrescences, excrescence, superabundance, ascending, escalatory, increment, margining, detrop, odder, increasing, supernumerary, spare, augmenting, de trop, interloper, oddest, excessive, superfluous, overabundance, fulsomeness, excessiveness, extravagantness, excess, margin, nimiety, accelerating, overmuch.

Surpluses zıt anlamlı kelimeler, Surpluses kelime anlamı

Necessary : Vacip. Gerek. Lüzumlu. Lazım. Muhakkak. Kaçınılmaz. Lazım olan. Gerekli. Gereken. Vazgeçilmez.