Suspensory türkçesi Suspensory nedir

  • Asıcı.
  • Askılı.
  • Asılı.
  • Süspansuar.
  • Ertelenen.
  • Bir organ veya oluşumu yerinde tutmaya yarayan, sarkan veya dışarı fırlayan kısmı normal durumunda tutmaya yarayan oluşum.
  • Suspansuvar.
  • Veterinerlik alanında kullanılır.
  • Suspensör.

Suspensory ingilizcede ne demek, Suspensory nerede nasıl kullanılır?

Suspensory bandage : Kasık bağı. Suspensuar.

Suspensory ligament : Asıcı bağ.

Suspensory muscle : Asıcı kas.

Suspensor : Süspansuar. Kasık bağı.

Suspensorius : Asılma, sarkma. Suspensoryus.

Apparatus suspensorius lentis : Apparatus suspensoryus lentis. Zonula silyaris.

Suspenses : Kararsızlık. Kesilme. Muallak. Askıya alma. Tereddüt. Merakta kalma. Endişe. Merakla bekleme. Erteleme. Belirsizlik.

Apparatus suspensorius mammarius : Apparatus suspensoryus mammaryus. Memenin asıcı aygıtı.

Suspens account : Temelli sayışımlarda henüz yer almamış özdekleri kapsayan sayışım. Temelsiz sayışım.

Suspension : Kural dışı, yakışıksız bir davranışta bulunan ayaktopu oyuncusuna verilen, oyuncunun para vermesini gerektiren ya da onu belirli bir zaman, kimi kez de ömür boyu oynamaktan uzaklaştıran karşılık. Katı bir maddenin parçacıklarının sıvı ya da yine katı bir madde içinde, onun parçacıkları ile erimeksizin karışması. süspansiyonda dağılma fazı ve dağılan faz olarak iki faz vardır. Ödemenin kesilmesi. Tehir. Askı. Askılama. Erteleme. Çözünmeyen özdek parçacıklarının, dibe çökmeden bir sıvı içinde kalmış durumu. Çok küçük zerrelere ayrılmış olan katı parçacıkların bir sıvı içerisindeki dağılımı. suda erimeyen maddeleri içeren preparat. Sarkıtma.

 

İngilizce Suspensory Türkçe anlamı, Suspensory eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Suspensory ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Pendulous : Pendülöz. Sallanan. Sarkık. Sarkan.

Abdomen : Batın. Karın. Karın (böcek gövdesinde). Böcek gövdesinin alt kısım. Karnın altı. Abdomen. Sindirim organları, karaciğer ve böbreklerin içinde bulunduğu ve göğüs boşluğundan bir diyaframla ayrılan vücut boşluğu, abdomen.

Jockstraps : Kasık bağı. Esnek destek kemeri (erkek sporcular tarafından giyilen). Suspansuar. Sporcu çamaşırı.

Suspensive : Durdurucu. Askıya alınan. Meraklandıran. Merak uyandıran. Tereddüdlü. Uzaklaştırıcı. Erteleyici. Ara verdirici. Tereddütlü. Askıda.

Bandage : Yarayı sarmak. Sargı. Dolamak. Bandajlamak. Bağlamak. Koruyucu çember. Sargı sarmak. Bandaj. Sarmak.

A clay : Sindirim kanalındaki zehirleri ve vitaminleri yüzeyde tutarak emilimlerini önleyen ve bağırsak duvarını kaplayarak koruyucu bir tabaka oluşturan doğal alüminyum silikat bileşiği, kaolin. Beyaz kil.

Executed : İcra edilmiş. Sergilemek. Münakit. İnfaz etmek. Başarılmış. Gerçekleştirilmiş. Uygulanmış. Yerine getirmek. Gerçekleştirmek.

Supporters : Haya bağı. Arka. Yardımcı. Şüreka. Taraftar. Destek olan kimse. Arka çıkan kimse. Sponsor. Korse. Lehdar.

 

Baggiest : Gevşek. Çuval gibi. Torba gibi sarkan. Düşük. Şişkin. Torba gibi. Sarkık. Bol. Şapşal.

Suspensory synonyms : loppy, abdominal distention, abdominal fat necrosis, a amplitude mod, hanged, a band, postponed, hung, abdominal palpation, pending, abaxial, abamectin, appendant, a c syndrom, pendent, athletic supporter, suspensory bandage, a crochordon, patch, dangled, jockstrap, suspensor, supporter, abdominal ovariectomy, pendant, baggy, dependent, a c deformity, pendents, a dna, deferred, abdominal pain, dangling.

Suspensory ingilizce tanımı, definition of Suspensory

Suspensory kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Hanging. That which suspends, or holds up, as a truss. Suspended. Depending.