Tali nedir, Tali ne demek

Tali; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır. kökeni arapça dilinden gelmektedir.

Tali isminin anlamı, Tali ne demek:

Erkek ismi olarak; bk. Talih

Tali tanımı, anlamı:

Tali yol : Ana yola bağlanan ve trafik bakımından daha az yoğunluğu olan yol.

Talih : Şans.

Talih kuşu : Devlet kuşu.

Talih oyunu : Önceden ödeme yapılıp daha sonra şansa dayalı olarak para kazanılan piyango, loto, spor toto, at yarışı gibi oyunlar, şans oyunu.

Talihi yaver gitmek : Talihi iyi olmak, işi yolunda gitmek.

Talihin kucağına atılmak : Kendi kaderine boyun eğmek.

Talihine küsmek : Kötü bir durum veya olayla karşılaşıldığında yalnızca talihi suçlamak.

Talihli : Talihi iyi olan, bahtı açık olan, bahtlı, şanslı.

Talihsiz : Talihi ters olan, talihi kötü olan, şanssız, bahtsız (kimse).

Talihsizlik : Talihsiz olma durumu, şanssızlık, bahtsızlık.

Talik : Asma, yukarı kaldırma. Belli bir zamana bırakma, erteleme. Arap alfabesinde geliştirilen, yatık olarak yazılan yazı türlerinden biri. Bu tür yazı ile yazılmış. Bir işin yapılmasını herhangi bir şarta bağlı tutma.

Talik etmek : Asmak. bir işin yapılmasını sonraya bırakmak, ertelemek.

Talika : Dört tekerlekli, üstü kapalı, yaylı bir tür at arabası.

 

Talil : Tümdengelim. Sebep gösterme.

Talim : Öğretim. Uygulamalı olarak yapılmış olan askerlik eğitimi. Alıştırma.

Talim etmek : Hep aynı şeyi yemek zorunda olmak. öğretmek, bilgi kazandırmak.

Talimar : Baş bodoslamasından omurgaya kadar uzanan, cıvadra donanımına desteklik etmek amacıyla konulan ekleme.

Talimat : Yönerge. Görevin gerektirdiği türlü hizmetlerin başarıyla yürütülmesi için kumandan, başkan veya daire başkanları tarafından verilen, o hizmetle ilgili sorumluluk, düzen ve ilkeleri içine alan buyruklar.

Talimat vermek : Üst düzeyde bulunan biri, yaptıracağı işle ilgili olarak görüşünü belirtmek, yol göstermek.

Talimatname : Yönetmelik.

Talimhane : Eğitim alanı.

Talimli : Alışık, eli yatkın. Talim görmüş, eğitilmiş.

Talimname : Savaşta uygulanan türlü manevraları, araç ve gereçlerin nasıl kullanılacağını, her sınıfın görev ve davranışını belirten kuralların toplandığı kitap.

Talimsiz : Talim görmemiş.

Talip : Genellikle evlenmek isteyen ve bu isteğini evleneceği kimseye bildiren erkek. İsteyen, istekli.

Talip çıkmak : Bir şeye istekliler bulunmak. kız evlenme teklifi almak.

Talip olmak : İstemek.

Talipli : Talibi bulunan. Talip olan, talip.

Güzellerin talihi çirkin olur : "güzeller kendilerine yaraşan bir yaşayışı her zaman bulamadıkları için mutsuz olurlar" anlamında kullanılan bir söz.

Kara talih : Kara yazı.

Kör talih : Kötü kader.

İkinci : Değer ve kalitece birinciden sonra gelen. İki sayısının sıra sıfatı. Yeni, bir başka. Sırada önem bakımından birinciden sonra gelen. Birinciden sonra gelen kimse veya nesne.

Derece : Sıcaklıkölçer. Denli, kadar. Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim. Başarı gösterme. Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe. Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri. Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi.

 

İkincil : Sırada önem bakımından ikinci derecede olan, tali, sekunder.

Talia : (ta:lia) Bir kız ismi olarak anlamı; Talih, şans, kısmet.

Talibe : (ta:libe) Bir kız ismi olarak anlamı; İsteyen, istekli.

Talidomit : Teratojenik etkileri olan hipnosedatif bir ilaç.

Taliga : Çeşitli biçimlerde at arabası. İki ya da dört tekerlekli at, eşek arabası.

Taliga göçü : At arabalarındaki yük sandığı.

Taliha : (ta:liha) Bir kız ismi olarak anlamı; Şans, baht.

Talikat : Yazmanın içindekilerini göstermek ve (ya da) bir düzeltme yapmak amacıyla sayfa kenarına yazılan yazılar, a. bk. sayfa kenarı. Bu tür yazılardan oluşan kitap a. bk. haşiye.

Talimgah : Çeşitli uzmanlık dallarına gerekli olan uzman, öğretici vb.ni yetiştirmek amacıyla uygulamalı olarak eğitim ve öğretim vermek için oluşturulmuş askerî kuruluş.

Talimhanecibaşı : Yeniçeri ocağında, talimhanelerde komutanlık ve öğretmenlikle görevli bulunan 5 sağ bölüğün komutanı.

Talipler : Kastamonu ili, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Tali ile ilgili Cümleler

  • Talihsizlikler nadiren birer birer gelirler.
  • Sadece senin talimatlarını izledim.
  • Tom'un talimatlarımı beklemesini söyledim.
  • Kötü talih!
  • Tüm talimatları dikkatlice okuyun.
  • Burak bile talimatları okumadı.
  • Bunlar senin talimatların.
  • Talihsizdi.
  • Talihsiz bir tesadüf gibi görünüyor.
  • Talih işte, kader benden yanaydı.
  • Lütfen talimatları okuyun.
  • Talih yüzüne güldü.
  • Talihi yaver gitti.
  • Talihsizliklerin asla tek başına gelmediklerini unutmuyorum.

Diğer dillerde Tali anlamı nedir?

İngilizce'de Tali ne demek? : pref. ankle (Latin)

adj. similar, such as this, like this, like that

pron. he, she, one, any person, such; this, these; that, those; (Slang) thingumajig

Fransızca'da Tali : secondaire, accessoire

Almanca'da Tali : adj. sekundär

Rusça'da Tali : n. пыльца (F), судьба (F)