Targeting türkçesi Targeting nedir

  • Hedefleme.
  • Hedef belirleme.
  • Hedef tespiti.
  • Hedeflendirme.

Targeting ile ilgili cümleler

English: Our city police have a new campaign targeting drunken driving.
Turkish: Bizim şehir polisinin sarhoş sürücüleri hedefleyen yeni bir kampanyası var.

Targeting ingilizcede ne demek, Targeting nerede nasıl kullanılır?

Protein targeting : Protein hedeflemesi. Protein hedefi. Yeni sentezlenmiş proteinlerin ayrılması ve hücredeki uygun yerlerine yerleştirilmesi olayı.

Target acquisition and designation system : Apaçi helikopterlerinde lazer güdümünü kontrol eden ve hedefe kilitlenen sistem. Hedef tespit ve seçim radarı. Tads.

Target acquisition system : Hedefleme sistemi.

Target address : Hedef adresi.

Target area : Hedef bölge. Hedef alanı.

Target computer : Hedef bilgisayar.

Target disk : Hedef disk.

Target audience : Hedef dinleyici. Hedef kitlesi. Hedef izleyiciler. Hedef kitle.

Target date : Başlangıç tarihi. Amaçlanan tarih. Bitim tarihi. Hedef tarih. Beklenen gün.

Target customer : İşletmelerin mallarını satmak için pazarlama çabalarını odaklandırdıkları olası alıcı grubu. Hedef müşteri.

İngilizce Targeting Türkçe anlamı, Targeting eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Targeting ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Bootlegging : Ülkeye yasadışı yollarla içki sokma. Korsan satış yapan. İçki kaçakçılığı. Kanunsuz olarak içki satma. Korsan satış yapma. Yasa dışı satış yapma.

Vendition : Pazarlama. Ticaret yapma. Satış.

Pargetting : Sıvama. Kabartma alçı duvar süsü.

Commerce : İlişki. Cinsel ilişki. Tüccarlık. Aksata. İş. İktisat, ekonomi, sosyoloji alanlarında kullanılır. Alışveriş. Ticaret. Alım satım. İşlenmemiş, işlenmiş, yapılmamış, taşınır, durağan mal alım ve satımı. kira ve kiralama, çeşitli olaylarda gerçekleşen kırılma ve dökülmenin onarımına, uğraşı edinilmek koşuluyla seyretme, eğlence yerleri açarak çalıştırma ve benzeri kazanç sağlayacak işlerle uğraşma.

Telemarketing : Olası müşterileri telefonla arayarak mal ve hizmetleri tanıtma, sipariş alma gibi etkinlikleri içeren doğrudan bir pazarlama yöntemi. Tele ticaret. Telefonla pazarlama. Telefonla satış. Aktif pazarlama. Telepazarlama. Televizyonla pazarlama. Tele pazarlama. Tele satış.

Outlooks : Görüş tarzı. Görüntü. Tahmin. Seyredilen yer. Bakış. Görüş. Görünüm. Görünüş. Bakış açısı.

Dumping : Atıklama. Bir malın satak ederinden daha düşük ederle satılması. bir malın yurt için satış değerinden indirim yapılma yoluyla yurt dışında daha düşük değerle satılması. Fiyat indirme. Boşaltma. Ucuzluk. Çöp yığını. Yurtdışına çok düşük fiyata satma. Boşaltım. Dökme. Düşürüm.

Capitalisation : Büyük harfle yazma. Sermayelendirme. Sermaye değeri. Büyük harf kullanma. Anamala çevirme. İşletme sermayesi. Sermaye miktarı. Sermayeleştirme (ayrıca capitalization). Sermayeye katma.

 

Mercantilism : Merkantilizm. Ticaret anlayışı. Merkantilist anlayış. Merkantilist ticaret zihniyeti. Özellikle 1 yüzyılda deniz aşırı ticaret yapan ülkelerce benimsenen, altın ve gümüş gibi değerli madenleri bir ülkenin siyasi ve iktisadi gücünün başlıca kaynağı olarak gören ve bu nedenle altın ve gümüş miktarını artırmak için dış ticaret fazlası verilmesini zorunlu gören, aşırı devlet müdahalesini öngören öğreti ve buna dayalı iktisadi sistem.

Plaster : Sürmek. Alçı. Alçılamak. Sıva vurmak. Sıva. Yapıştırmak. Yakı. Düzlemek. Plaster. Yumruklamak.

Targeting synonyms : private treaty, teleselling, telecommerce, pargetry, merchandising, plasterwork, bait and switch, sale, hawking, resale, outlook, capitalization, syndication, selling, retail, dutch auction, vending, peddling, retailing, commercialism, wholesale.

Targeting zıt anlamlı kelimeler, Targeting kelime anlamı

Wholesale : Büyük çapta olan. Toptancı (tüccar). Toptan olarak. Toptan satış. Toplu. Büyük çapta. Geniş çapta. Toptan satmak. Toptancılık. Toptan alım satım.

Retail : Perakende satış yapma. Perakende satılmak. Perakende. Perakende satış. Malların teker teker veya küçük parça ya da bölümler halinde doğrudan tüketiciye satılmasına dayanan satış biçimi. krş. toptan satış. Yaymak (söylenti). Tekrar anlatmak. Perakende satmak. Ayrıntılarıyla anlatmak. Perakende satış yapmak.