Television transmitter türkçesi Television transmitter nedir

  • Sınalgı vericisi.
  • Bir ya da birkaç vericisi, verici dalgalığı ve öbür donatımı bulunan, bir yayın merkezinden gelen televizyon imlerini, yayına uygun biçimde işleyerek yayan kuruluş.
  • Verici yayaç.
  • Televizyon vericisi.
  • Verici.
  • Televizyon aktarıcısı.
  • Radyo yinelenimlerindeki elektromıknatıs ışınımı yaymakta kullanılan donatım; radyo vericisi. eşeksenli kablo, telsiz bağlantısı ya da alıcı dalgalık yardımıyla elektrik gerilimi biçiminde resim ve ses imlerini alan, genlik ya da yinelenim değiştirimine uğramış bir taşıyıcı dalga üreten ve bu yolda işlenmiş olan televizyon imlerini verici dalgalıkla yayan donatım; televizyon vericisi. bir televizyon vericisinde ses imini gönderen bölüm; ses vericisi. bir televizyon vericisinde resim imini gönderen bölüm; resim vericisi.
  • Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Television transmitter ingilizcede ne demek, Television transmitter nerede nasıl kullanılır?

Television : Sınalgı. Devinimli görüntülerin kablolar ya da telsiz bağlantısıyla çok uzaklardaki yerlere ulaştırılması ve buralarda izlenebilmesi. (bunu gerçekleştirmek için gerekli başlıca aygıt ve donanımlar alıcı, kablolar, verici, verici dalgalık, alıcı dalgalık, almaçtır. alıcı, aktarılacak konuyu satır satır, nokta nokta tarayarak çözümler. bu çözümlemeye uygun biçimde oluşan televizyon imleri, eşeksenli kablolar ya da verici yayacın verici dalgalığı yoluyla almaca doğru yola çıkarılır. bu ikinci durumda, televizyon imlerini bir taşıyıcı dalga, dalgalığa ulaştırır. bu dalgalığın almaca verdiği televizyon imleri almacın çeşitli katlarından geçerek bir elektron topundan çıkan elektron demeti yardımıyla almacın görüntülüğünde konuyu yeniden kurar. görüntülükteki bu resim, alıcının ereğindeki resmin tıpkısıdır). bir ülkede televizyonu oluşturmak için gerekli kuruluşların tümü, televizyon işleyimi. güzel sanatların bir kolu olarak televizyon sanatı. televizyonu gerçekleştirmek için yapılan çalışmaların tümü, televizyonculuk. bir ülkenin kendine özgü nitelikler taşıyan ulusal televizyonu. Eğitim, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Elektromanyetik dalgaları canlı resim haline getiren ve eğitim alanında kendisinden etkili biçimde yararlanılan araç. Televizyon seti. Televizyon.

 

Transmitter : Gönderici. Radyo yinelenimlerindeki elektromıknatıs ışınımı yaymakta kullanılan donatım; radyo vericisi. eşeksenli kablo, telsiz bağlantısı ya da alıcı dalgalık yardımıyla elektrik gerilimi biçiminde resim ve ses imlerini alan, genlik ya da yinelenim değiştirimine uğramış bir taşıyıcı dalga üreten ve bu yolda işlenmiş olan televizyon imlerini verici dalgalıkla yayan donatım; televizyon vericisi. bir televizyon vericisinde ses imini gönderen bölüm; ses vericisi. bir televizyon vericisinde resim imini gönderen bölüm; resim vericisi. Radyo tv vericisi. İletici (telgrafa ait). Aktarımcı. Fizik, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Uzak bir alıcı için hazırlanmış aıkımmıknatıssal imlemleri ya da ses imlemlerini yayan aygıt. Aracılık yapan. Ahize. Telsiz.

 

Television act : Televizyon yasası. Bir ülkedeki televizyon çalışmalarını ya da bu çalışmaların yalnız bir bölümünü düzene bağlamak amacıyla çıkarılmış yasa. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Television announcer : Televizyon spikeri.

Television antenna : Sınalgı sırgavılı. Televizyon anteni.

Television audio : Televizyon sesi.

İngilizce Television transmitter Türkçe anlamı, Television transmitter eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Television transmitter ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Transmitting : Gönderici. Gönderiliyor. İletme. İlk önce. Gönderme.

Givers : Keşideci. Veren kimse. (poliçe) veren. Bahşeden. Hibe eden. Veren.

Givings : Hibe. Bağış. Verme. Bağışlama.

Transmitting station : Yayın istasyonu. Verici istasyon.

Radio transmitter : Telsiz göndermeci. Radyo vericisi. Telsiz vericisi.

Unstinting : Bol. Cömert. Veren. Eli açık. Aşırı cömert.

Donors : Kan veren kimse. Veren kimse. Bağışta bulunanlar. Bağışta bulunan kimse.

Giver : (poliçe) veren. Veren kimse. Bahşeden. Keşideci. Hibe eden. Veren.

Transmitter : Telsiz. Aktarıcı. Nakledici. Uzak bir alıcı için hazırlanmış aıkımmıknatıssal imlemleri ya da ses imlemlerini yayan aygıt. Aracılık yapan. Gönderici. Aktarımcı. Fizik, sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Television transmitter synonyms : sound transmitter, sender, donor, emitter, broadcasting transmitter, transmitters, giving.