Toughener türkçesi Toughener nedir

  • Daha güçlü yapan şey.
  • Katılaştırıcı.
  • Serteştirici.
  • Sertleştiren şey.
  • Sertleştirici.
  • Toklaştırıcı.

Toughener ingilizcede ne demek, Toughener nerede nasıl kullanılır?

Tougheners : Katılaştırıcı. Sertleştirici. Sertleştiren şey. Daha güçlü yapan şey. Toklaştırıcı. Serteştirici.

Toughened : Sertleştirilen. Matkap. Sert ve çetin ceviz yapılan. Güçlendirilmiş. Takoz. Toklaşmış. Toklaştırılmış. Fiziksel olarak sertleştirilen. Tavlanmış demir. Sertleştirilmiş.

Toughen up : Sertleştirmek.

Toughen : Sertleşmek. Daha dayanıklı yapmak. Sertleştirmek. Zorluklara alışmak. (zor durumlara alışarak) daha dayanıklı veya güçlü olmak. Katılaştırmak. Katılaşmak. Daha güçlü yapmak.

Toughening : Toklaştırma. Zorluklara alışmak. Katılaştırmak. Sertleştirmek. Sertleştirme (cam). Sertleşmek. Duralama.

Tough guy : Kabadayı. Zahmetli kimse. Agresif adam. Sert adam. Taş fırın erkeği. Sert çocuk. Kaba adam.

Tough minded : İnatçı.

Tough customer : Zor müşteri. Zorlu müşteri. İlgilenilmesi zor kimse. Memnuniyetsiz kimse.

Toughens : (zor durumlara alışarak) daha dayanıklı veya güçlü olmak. Daha dayanıklı yapmak. Sertleştirmek. Sertleşmek. Katılaşmak. Katılaştırmak. Zorluklara alışmak. Daha güçlü yapmak.

Tougher : Sert. Baş belası. Sağlam. Çetin. Zorlu. Dayanıklı.

 

İngilizce Toughener Türkçe anlamı, Toughener eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Toughener ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Indurative : Sertleştirici işlevi olan. Sertleşmeyle ilgili.

Stiffener : Takviye parçası. Güçlendirici. Kızak. Dayanıklık arttırıcı. Berkitici. Stifnır. Canlandırıcı. Berkitme çubuğu.

Calloused : Duygusuzlaşmak. Nasır tutmak. Nasırlı. Hissizleşmek.

Strengthen : Yükseltmek. Güç kazanmak. Güçlendirmek. Takviye etmek. Yaşam bulmak. Kuvvetlenmek. Pekitmek. Sağlamlaştırmak. Berkitmek. Tahkim etmek.

Season : Güneş'in yıllık devinmesinde eşlek ile dönenceler (yaz ve kış dönenceleri) arasında geçirdiği zaman aralıklarının her biri . bir yılda dört mevsim vardır: ilkbahar, yaz, sonbahar, kış. Mevsim.

Hardening : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Sertleşme. Sertleştirme. Sert. Açındırma sırasında yumuşamış olan duyarkatı dış etkilerden korumak amacıyla, bazı sülfatlar ekleyerek sağlamlaştırma. Katılaştırma. Katılaşma. Çeliğe su verme. Donma. Dondurma.

Inured : Alıştırmak. Adet edilmiş. Kanıksanmış. Alışmış. Yürürlüğe girmek.

Hardener : Çelik tavcısı. Katkı alaşımı. Sikatif. Tavlayıcı. Sertleştiren şey veya kimse.

Weather beaten : Yanık (cilt). Sertleşmiş. Fırtınayla hırpalanmış. Fırtına yemiş. Kötü havadan etkilenmiş.

Strong : Derinden gelen. Çok inandırıcı. Şiddetli. Domuz gibi. Sert. Ağır. İstekli. Güçlü. Demir gibi. İstikrarlı.

Toughener synonyms : enured, experient, harden, experienced, callous, thickened, hardeners, rugged, hardened, hardening agent, stiffeners, tougheners, tough.

 

Toughener zıt anlamlı kelimeler, Toughener kelime anlamı

Tender : Yolcuları gemiden kıyıya taşıyan kayık. İş, mal ve hizmetlerin, açık ve rekabetçi bir ortamda eksiltme veya artırma yöntemleriyle en uygun teklifte bulunana verilmesi. krş. açık artırma, açık eksiltme, kapalı artırma, kapalı eksiltme. Genç. Hassas. Teklif. Körpe. Gevrek. Sunmak. Kolay incinir. Tediye mektubu.

Weak : Aciz. İradesiz. Dayanıksız. Hastalıklı. Cılız. Silik. Sulu. Güçsüz. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Takatsiz.

Delicate : İnce. Kırılgan. Hassas. Lezzetli. Nazik. Tetik. Titiz. Kolay kırılabilen. Nazlı. Narin.

Toughener antonyms : inexperienced, weaken.