Kızak nedir, Kızak ne demek

  • Kar veya buz üzerinde kayarak yol alan tekerleksiz taşıt.
  • Ambalajın dibine uzunluğuna çakılan, hem dip levhası elemanlarının tutturulmasını hem de ambalajın yerde kolayca kaymasını sağlayan kereste parçası.
  • Tersanelerde üzerinde gemi yapılan, onarılan veya gemiyi suya indirip sudan çıkarmaya yarayan ızgara.
  • Ağaç tablaların kamburlaşmaması için liflere dikey konumda açılan kanala geçirilen uzun parça

"Kızak" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Sokağa çıkıp tahta kızağıyla onu kaydırmak istedim." - R. Mağden

Yerel Türkçe anlamı:

Köşe bucak (sokak için).

Yorgun köpek.

Buğday sapı, ekin ve odun çekmek için ağaçtan yapılmış tekerleksiz bir çeşit taşıt.

Öfkeli, sert, kırıcı.

Tez kızan.

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

[tızak]: Biçilen ekini harman yerine çekmekte kullanılan dağdan ot ya da taş getirmekte kullanılan tekersiz araç. (Dereköy *Uluborlu, Yeşilköy *Gelendost -Isparta; Beyağıl *Ulukışla -Niğde) [tızak] : (Çallı, Kuyucak *Burhaniye -Balıkesir)

Bilimsel terim anlamı:

Ağaç tablaların kamburlaşmaması için, liflere dikey konumda açılan kanala geçirilen uzun parça.

Almanca'da Kızak ne demek?:

schlitten

Osmanlıca Kızak ne demek? Kızak Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

kızak, kroshet

Kızak hakkında bilgiler

 

Kızak, genel olarak kar ve buz gibi kaygan yerlerde, bazen de çamur, çimen ya da düzgün taş yüzeylerde, ulaşım ve taşımayı sağlayan, altında iki uzun kaydırağı bulunan, çekimsiz ya da at, köpek, rengeyiği ile çekimli arazi aracıdır. Kızaklı köpek yarışında köpek çekimli köpek kızağı kullanılır.

Kızak kelimesi Türkçe kaz- (~ kay-) kökünden gelir. Eski Kıpçakçada da kızak olarak kullanılır. Azericede xizək biçimi geçer.

Kızak ile ilgili Cümleler

  • Seninle kızak süreceğim!
  • Kızakla kaymaya gidelim.
  • Ali kızakta Mary'nin arkasında oturdu.
  • Bugün öğleden sonra kızak kaymaya gidelim.
  • Ali kızak takımında.
  • Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.
  • Alman sporcular Kanada'daki kızak dünya şampiyonluğunda dört altın madalya kazandılar.

Kızak anlamı, tanımı:

Kızak yapmak : Taşıt fren görevini yerine getirdiği hâlde duramayıp kaymak.

Kızağa çekmek : Gemiyi bakım, onarım için bir süre veya hiç kullanılmamak üzere kızak üzerine almak. bir görevliyi etkin bir görevden alıp çalışmayı gerektirmeyen pasif bir işe vermek.

Su kızağı : Bu araçla yapılmış olan spor dalı. Su üzerinde gidebilen altı kızak biçiminde motosiklet.

Kızaklama : Kızaklamak işi.

Kızaklık : Döşeme tahtalarının altına çaprazlama olarak konulan uzun ve yassı direklerden her biri.

Tekerlek : Bu biçimde olan. Merkezde bulunan, bir eksenin çevresinde dönebilen çember, teker.

Taşıt : Otomobil, tren, gemi, uçak gibi taşıma araçlarının ortak adı, nakil aracı, nakil vasıtası, vasıta.

Ağaç : Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan. Tahta, kereste. Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki.

 

Tabla : Soba, mangal vb. şeylerin altına konulan metalden veya tahtadan yapılmış olan tepsiye benzer altlık. Küllük. Genellikle Hindistan, Pakistan'da kullanılan, darbukaya benzer bir çalgı türü. Ağaçtan veya ağaç ürünlerinden hazırlanmış, büyük yüzeyli düzgün parça. Bir şeyin düz ve geniş bölümü. Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi. Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri.

Kambur : Yapı veya eşyada dışarıya doğru eğrilme. Vücudunda bu tümsek bulunan (kimse). Sıkıntı, dert. Bazı hayvanların sırtındaki çıkıntı. Bel veya göğüs kemiğinin eğrilmesi, raşitizm sonucu sırtta ve göğüste oluşan tümsek, kambur zambur. Ütü yastığı.

Konum : Yeryüzünde bir noktanın, enlem ve boylamların yardımıyla bulunan yeri, konuş. Bir kimsenin veya bir şeyin bir yerdeki durumu veya duruş biçimi, pozisyon. Bir şehrin uzak ve yakın çevresiyle her türlü ilişkisini sağlayan ve şehrin gelişmesini etkileyen coğrafi şartlarının bütünü.

Kanal : Telefon, telgraf, radyo, televizyon vb. araçlarla iletişimi sağlayan yol, hat. Tahtanın liflerine dik yönde açılan kırlangıç kuyruğu biçimli girinti. İçinden damar, sinir veya bir sıvı geçen yol. Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla veya gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılmış su yolu. İki kıyı arasındaki dar ve derin deniz.

Genel : Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan. Yetkisi ve sorumluluğu çok olan. Bir genelleme sonucunda elde edilen. Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne).

Kızak kanalı : Kızaklı geçmelerde kızağın ya da erkek parçanın biçim ve ölçüsünde açılan oyuk.

Kızak kaymak : Çiftleşmek isteyen köpek yere sürtünerek yürümek: Köpeğiniz kızak kaymaya başlamış.

Kızak kılmak : Kızak kaymak.

Kızak yılmak : Kızak kaymak.

Kızaklamak : Taşıt fren görevini yerine getirdiği hâlde kaymak, kızak yapmak.

Kızaklı masa : Tablalarına bağlı kızakları ile kullanılma alanı büyüyen yemek masası.

Diğer dillerde Kızak anlamı nedir?

İngilizce'de Kızak ne demek? : n. sledge, toboggan, sled, coaster; slipway, shipway, carrier, drag, gantry, gauntry, skid

Fransızca'da Kızak : traîneau [le], luge [la]

Almanca'da Kızak : n. Rodel, Schlitten, Stapel

Rusça'da Kızak : n. сани (PL), санки (PL), салазки (PL), стапель (M), нарты (PL), юз (M)