Tekerlek nedir, Tekerlek ne demek

"Tekerlek" ile ilgili cümle

  • "Bozuk düzen taşların üstünde tıkırdayan / Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor" - F. N. Çamlıbel

Yerel Türkçe anlamı:

Cinsel sapınca uğramış erkek.

Gösteri Sanat terimi olarak anlamı:

Elleri destek yapıp yana doğru bir tam dönüşle atılan takla biçimi. Çark'ta olduğu gibi, takla, yüz geriye dönükken biter.

Bilimsel terim anlamı:

Özeğinden geçen bir dingilin çevresinde dönerek araçların devinimini sağlayan çember biçimli örgen.

İngilizce'de Tekerlek ne demek? Tekerlek ingilizcesi nedir?:

cartwheel, wheel

Tekerlek tanımı, anlamı:

Teker : Cismin gökyüzü üzerindeki iz düşümü. Tekerlek. Tekerlek biçimde olan. İnce ve çapı oldukça tekerlek biçiminde parça. Bir gök cisminin daire biçiminde görünen yüzeyi.

Tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur : "sonucu kötü çıktıktan sonra bir davranış üzerine akıl öğreten çok bulunur" anlamında kullanılan bir söz.

Tekerlek pabucu : Arabaların, yokuş inerken hızlanmalarını önlemek amacıyla tekerlek altına sürülen ve arabaya zincirle bağlı bulunan demir parçası.

Teke : Tüylü devenin erkeği ile tek hörgüçlü dişi devenin geriye melezlenmesinden elde edilen bir tür deve. Erkek keçi. Bir tür karides.

 

Tekerlekçi : Araba tekerliği yapan kimse.

Tekerlekçilik : Tekerlekçinin işi veya mesleği.

Tekerlekli : Tekerleği olan, tekerli.

Tekerlekli kayak : Tekerlekli kayakla asfalt üzerinde yapılmış olan bir tür kayma sporu, asfalt kayağı.

Tekerlekli koltuk : Tekerlekli sandalye.

Tekerlekli sandalye : Sakatların bir yere gidebilmek için kullandıkları tekerlekleri olan oturma aracı, tekerlekli koltuk.

Merkez : Polis karakolu. Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek. Biçim, tarz. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer. Bir işin öğretildiği yer. Belirli bir yerin ortası.

Eksen : Üzerinde bir pozitif yön varsayılan sonsuz doğru. Bir cismi iki eşit parçaya bölen çizgi, mihver. Çizgi. Dingil.

Çevre : Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit. Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Yağlık.

Çember : Çocukların çevirip arkasından koştukları tekerlek biçiminde oyuncak. Yazma, yemeni, başörtüsü. Bu biçime getirilmiş katı cisimlerin çevresi. Basketbolda içinden topun geçmesiyle sayı kazanılan ağlı demir halka. Aşılması, çözümü güç durum. Merkez denilen sabit bir noktadan aynı uzaklık ve düzlemdeki noktalar kümesinin oluşturduğu kapalı eğri. Sandık, denk, fıçı vb.nin dağılmaması için üzerlerine geçirilen dayanıklı bir cisimden kuşak.

 

Biçim : Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Tarz. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Biçme işi. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Herhangi bir şeyin benzeri.

Bu : En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz. Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz.

Tekerlek dingili : [tekerlek ekseni]: Pulluk tekerini ok'a bağlayan demir. (Doğanbey *Beyşehir -Konya) [tekerlek ekseni] : (Doğanbey *Beyşehir -Konya)

Tekerlek ekseni : Tekerleğin çevresinde döndüğü dingil doğrultusu. [Bakınız: tekerlek dingili]

Tekerlek kapağı : Tekerlek göbeğini örten tas biçimli kapak.

Tekerlek kapanıklığı : Aracın ön tekerleklerinin, dengeli gitmesi için, içe doğru eğik olarak yerleştirilmesi durumu.

Tekerlek örümcek ağı : Halkasal ağ tellerinin, merkezden gelen ışınsal tellerle desteklendiği, örümceklerin en iyi bilinen ağ şekli.

Tekerlek şapka : Fötr şapka.

Tekerlek yatıklığı : Tekerlek boylam düzleminin düşey düzleme olan eğikliği.

Tekerlekli kol : Sestoplar kolunun tekerlekli bir araca yerleştirilmesiyle oluşan bütün.

Tekerlekli önsahne : Gerektiğinde kaldırılabilen, tekerlekler üzerinde hareket ettirilen önsahne.

Tekerlekli sahne : Antik tiyatrodaki, kimi oda içi sahneleri göstermek amacıyla, arkadan itilerek tekerlekler üzerinde oyun yerine getirilen sahne. Antik Yunan tiyatrosunda görülen, arkadan gelen, kimi oda içi sahnelerini sunmak amacıyla, oyun yerine itilerek tekerlek üzerinde getirilen sahne, küçük düzey.

Tekerlek ile ilgili Cümleler

  • Tekerlekli sandalyedeki yaşlı adam bana annemi gençken tanıdığını söyledi.
  • Tekerlekli patenleri bedavaya aldım.
  • Tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkûm.
  • Tekerlekli sandalyeye ihtiyacım yok.
  • Ali bir tekerlekli sandalye kullanır.
  • Tekerlekli sandalyedeki küçük çocuk Tom'a saati sordu.
  • Ali Mary'ye tekerlekli sandalyesine binmesi için yardım etti.
  • Ali bir tekerlekli sandalyede.
  • Bu benim yeni üç tekerlekli bisikletim.
  • Tom'un bir tekerlekli sandalyeye ihtiyacı var.
  • Bu bavulda tekerlekler yok.
  • Halam ve eniştemi ziyaret ettiğimde tekerlekli karyolada uyurdum.

Diğer dillerde Tekerlek anlamı nedir?

İngilizce'de Tekerlek ne demek? : n. wheel, tire, tyre, roller, truckle

Fransızca'da Tekerlek : roue [la]

Almanca'da Tekerlek : n. Rad

Rusça'da Tekerlek : n. колесо (N)

adj. круглый