Unburdened türkçesi Unburdened nedir

  • Açmak.
  • Engelsiz.
  • İtiraf etmek.
  • Yükünden kurtulmuş.
  • Yüksüz.
  • Yükten kurtarmak.
  • Rahatlatmak (vicdan).
  • Yükünden arındırılmış.

Unburdened ingilizcede ne demek, Unburdened nerede nasıl kullanılır?

Unburden oneself : Derdini açmak. İçini dökmek.

Unburden oneself of a secret : Sırrı söyleyerek rahatlamak.

Unburden : (vicdan vb) rahatlatmak. Yükten kurtarmak. İtiraf etmek. Derdini dökmek. Derdini açmak. Rahatlatmak (vicdan). Açmak. Ferahlamak. İçini boşaltmak.

Unburdening : Rahatlatmak (vicdan). Derdini dökmek. İtiraf etmek. (vicdan vb) rahatlatmak. Açmak. Yükten kurtarmak. İçini boşaltmak. Derdini açmak.

Unburdens : Derdini açmak. İçini boşaltmak. Rahatlatmak (vicdan). Derdini dökmek. Yükten kurtarmak. (vicdan vb) rahatlatmak. Açmak. İtiraf etmek.

İngilizce Unburdened Türkçe anlamı, Unburdened eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Unburdened ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Admit : Meydan vermek. İçeriye almak. Olanak tanımak. Almak. Girmesine izin vermek. İçeriye bırakmak. İzin vermek. Teslim etmek. Kabul etmek.

Allowing : Kabul etmek. Fikrinde olmak. İzin vermek. Bırakmak. İzin verilen. Vermek. Ayırmak. İndirim yapmak. Göz önüne almak. Koyvermek.

Break open : Kırmak. Zorla açmak.

 

Bare : Açık. Soymak. Süssüz. Açılmak. Açığa çıkartmak. Çıplak. Tamtakır. Boş. Yalın.

No load : Komisyonsuz satılan. Boşta.

Broaches : Çekmek. Şiş. Del. Konuya girmek. Şişlemek. Delik açmak. İleri sürmek. Delmek. Açmak (bir konuyu).

Avouches : Teyit etmek. Tasdik etmek. Garanti etmek. Yetki vermek. Onaylamak. Doğrulamak.

Unhampered : Serbest. Engellenmemiş.

Unchecked : Durdurulmamış. Önü alınmamış. Denetimsiz. Denetlenmemiş. Kontrolünden çıkmış. Serbest. Serbest bırakılmış. Başıboş bırakılmış. Yasaklanmamış.

Bares : Soymak. Açığa vurmak. Gözle görülür hale getirmek. Açılmak. Açık. Çıkarmak. Çıplak.

Unburdened synonyms : burdenless, unencumbered, disencumber, acknowledge, avouch, unimpeded, unencumber, avow oneself, unburdens, break, broaching, unweighted, bared, cave in, avows, avowing, broach, acumination, broached, acknowledges, unloaded, unlimitedly, unburdening, disencumbers, unobstructed, bloom, disencumbering, avow, unladen, avouched, cave, admits, acuminate.

Unburdened zıt anlamlı kelimeler, Unburdened kelime anlamı

Encumbered : Engellenmiş. Yüklenmiş. Engellemek. Engel olunmuş. İpotekli. Yüklemek. Sorumluluk yüklemek. Tıka basa doldurmak. Zorunluluk veya sorumluluk altında bırakılmış. Yüklü.

Burdened : Tahmil edilmiş. Yüklenmiş. Yüklü. Sırtına yüklemek. Yüklemek.