Undeserved türkçesi Undeserved nedir

  • Layık olmayan.
  • Hak edilmemiş.
  • Haksız.
  • Uygun olmayan.

Undeserved ingilizcede ne demek, Undeserved nerede nasıl kullanılır?

Undeservedly : Haksız yere. Haksız olarak.

Undeserve : Yetersiz hizmet sunmak veya sağlamak. Yetersiz hizmet sağlamak. Layık olamamak. Düşük kaliteli hizmet sunmak.

Undeserving : Hak etmeyen.

Be undeserving of : Hak etmemek.

İngilizce Undeserved Türkçe anlamı, Undeserved eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Undeserved ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Improper : Yanlış. Açık saçık. Çirkin. Terbiyesiz. Yersiz. Biçimsiz. Yolsuz. Yakışıksız. Münasebetsiz.

Insupportable : Katlanılmaz. Çekilmez. Tahammül edilemez. Dayanılmaz.

Inconvenient : Münasebetsiz. Sırasız. Sakıncalı. Rahatsız. Elverişsiz. Uygunsuz. Sıkıcı. Rahatsız edici. Zor.

Abnormal : Düzensizlik. Düzgüsüz. Normal dışı, anormal. Bilinen olağan yapı, davranış, durum veya kuralın dışında olma, tabi olmayan, normal olmayan, normal dışı, abnormal. kusurlu teşekkül, sakatlık. Olağandışı. Gayrinormal. Olağanüstü. Anormal. Sapkın.

Dissatisfactory : Hoşnutsuz eden. Uygunsuz. Tatminkar olmayan. Tatmin etmeyen.

Inadaptable : Uyumsuz. Uyum sağlayamayan.

Abnormals : Olağanüstü. Sapkın. Düzensizlik. Olağandışı. Anormal. Düzgüsüz.

 

Ill gotten : Kötü yollarla elde edilmiş. İllegal olarak elde edilmiş. Haram. Yolsuz biçimde kazanılmış. Onursuzca kazanılmış.

Inappropriate : Caiz değil. Uygunsuz. Biçimsiz. İsabetsiz. Yersiz. Uymaz. Münasebetsiz. Yakışıksız.

Guiltier : Suçlu. Suçlu hisseden. Günahkar. Kabahatli. Mücrim.

Undeserved synonyms : ineligibles, uncalled for, raw, in the wrong, ill suited, indign, ineligible, iniqultous, gratuitous, unworthy, unmerited, disagreeable, false, inadvisable, falser, falsest, iniquitous, unearned, impolitical, injurious, unworthier, indelicate, guiltiest, guilty, ill adapted, invidious, ill deserved, inequitable, inapt.

Undeserved zıt anlamlı kelimeler, Undeserved kelime anlamı

Merited : Değmek. Hak etmek. Layık olmak. Hak eden. Hak etmiş.