Uzaklaştırmak nedir, Uzaklaştırmak ne demek

  • Uzağa götürmek
  • Çıkarmak, ayırmak.
  • Yabancılaştırmak, ilgisiz bırakmak.

"Uzaklaştırmak" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Allah rızası için şu adamları uzaklaştırın başımdan." - A. Kulin
  • "İçtimai hayat bizi hem dış tabiattan hem de kendi varlığımızdan uzaklaştırır." - M. Kaplan
  • "Sen onu bozmak, işten uzaklaştırmak, züppeleştirmek için bilmezlikle elinden geleni yaptın." - M. Ş. Esendal

İngilizce'de Uzaklaştırmak ne demek? Uzaklaştırmak ingilizcesi nedir?:

zoom out

Uzaklaştırmak kısaca anlamı, tanımı:

Uzaklaştırma : Uzaklaştırmak işi.

Uzak : Yakın olmayan yer. Eli, gücü veya hükmü yetişmez. Ayrı, birbiriyle yakın ilgisi olmayan. İhtimali az olan. Arada çok zaman bulunan. Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı.

Görevden uzaklaştırmak : Yapmakta olduğu görevi üzerinden almak, el çektirmek.

Götürmek : Öldürmek. Kaybolmasına, yok olmasına yol açmak. Haksız kazanç sağlamak, mal veya para sahibi olmak. Bir sonuca vardırmak. Bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek. Taşımak, ulaştırmak veya koymak. Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek. Yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek. Herhangi bir yiyeceği tek başına ve hızlı bir biçimde yemek. Birinin yanında yürüyüp ona bir yere kadar arkadaşlık etmek. Tümüyle sahip olmak.

 

Çıkarmak : Bir müzik parçasını notalarıyla çalmak. Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek. Hatırlamak. Yayımlamak. Sağlamak, elde etmek. Fotoğraf çektirmek. Gidermek. Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek. Yollamak, göndermek. Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek. İlgisini keserek uzaklaştırmak. Sunmak. Boşaltmak. Gibi göstermek, bir davranış yüklemek. Göstermek. Sindirim yolundan dışarı atmak, kusmak. Sonunu getirmek. Yapmak, üretmek. Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak. Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak. Resim yapmak. Bulmak, ortaya koymak. Söylemek.

Ayırmak : Bir bütünden bir parçayı herhangi bir amaçla bir tarafa koymak, saklamak. Farklı davranmak, fark gözetmek. Bir yeri bir engelle bölmek. İki veya daha çok kimse arasındaki anlaşmayı, uzlaşmayı bozmak. Bir şey veya yeri, bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, tahsis etmek. Nitelik değişikliğini anlamak, fark etmek. Bölmek. Seçmek. Birbirinden uzaklaştırmak.

Yabancılaştırmak : Yabancı duruma getirmek.

İlgisiz : Aldırmaz, kayıtsız bir biçimde. İlgisi olmayan veya ilgilenmeyen, kayıtsız, aldırmaz, alakasız, lakayıt, bigâne.

Bırakmak : Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek. Bulunduğu veya dokunduğu yerde bir şey oluşturmak, meydana getirmek. Uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak. Sınıf geçirmemek, döndürmek. Bakılmak, korunmak için vermek. Saklamak, artırmak. Engel olmamak. Boşamak. Bir pazarlıkta, belli bir fiyata vermeyi kabul etmek. Bir işi başka bir zamana ertelemek. Bir alışkanlıktan veya bir işten vazgeçmek. Unutmak. Ayrılmak, terk etmek. Bıyık veya sakal uzatmak. Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek. Sahiplik hakkını başkasına vermek. Özgürlük vermek, hürriyetine kavuşmasını sağlamak. Ölen, ayrılan birinden iş, kişi, nesne vb. şeyler kalmak. Kötü bir durumda terk etmek. Yapışık olan bir şey yapışıklıktan kurtulmak. Yanına almamak, yanında götürmemek. Koymak. Sarkıtmak. Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak.

 

Uzaklaştırmak ile ilgili Cümleler

  • Ordu, madencileri uzaklaştırmak için asker gönderdi.
  • Canım benim yaşayacaklarımıza dayanamazsın, o yüzden seni kendimden uzaklaştırmak durumunda kaldım.
  • Marie'yi planlarımızdan uzaklaştırmak istememiştik.

Diğer dillerde Uzaklaştırmak anlamı nedir?

İngilizce'de Uzaklaştırmak ne demek? : v. remove, suspend, cast out, deport, estrange, rout out, rout up, send away, uproot

Almanca'da Uzaklaştırmak : v. abbringen, abschieben, abspreizen, abtreiben, ausschalten, ausschiffen, bannen, entfernen, fortschaffen, herausbekommen, herauskriegen, lösen, suspendieren, verbannen, wegfegen

Rusça'da Uzaklaştırmak : v. удалять, отдалять, отстранять, оттеснять, заводить, удалить, отдалить, отстранить, оттеснить, завести