Value date türkçesi Value date nedir

  • Valör.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Kredi ya da mevduata faizin fiilen uygulanmaya başlandığı tarih.
  • Satış tarihi.

Value date ingilizcede ne demek, Value date nerede nasıl kullanılır?

Value : Önem. Değer. Önem vermek. Göz ardı etmemek. Değerlendirmek. İtibar. Kıymet. Kıymet takdir etmek. Keşide etmek.

Date : Buluşmak. Randevu. (biriyle) çıkmak. Flört etmek. Eski bir tarihten geliyor olmak. Uzay, tarih alanlarında kullanılır. Eskiden kalmak. İle flört etmek. İle çıkmak. Tarih.

Value added : Kiralanan bir işçinin ürettiği ticari bir malın çıplak değeriyle bu değere işçinin ücretinin eklendiği değer arasındaki fark. Parasal olmayan uzun dönem karı. Katma değer.

Value added carrier : Katma değerli taşıyıcı.

Value added network : Katma değer ağı. Değer katkılı ağ. Katma değerli şebeke.

Value added reseller : Var. Değer katan yeniden satıcı. Katma değerle pazarlayan. Varolan bir ürünü geliştiren ve kendi markası altında satan şirket.

İngilizce Value date Türkçe anlamı, Value date eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Value date ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Date of sale : Belli bir satışın yapıldığı tarih.

A change in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

 

A type mutual funds : Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı. A tipi yatırım fonu.

A group shares : A grubu hisse senedi. Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü.

Ability to pay approach : Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı. Güç yaklaşımı.

A change in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Abolition of forced labour convention : Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi. Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi.

 

Ability to pay principle : Ödeme gücü ilkesi. Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.

Ability rent : Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı. Yetenek rantı.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir. Olağanüstü bütçe geliri.

Value date synonyms : abnormal budget expenditures, a pass through certificate, a shift in demand, a shift in supply, a change in supply, a shift in individual demand, abnormal budget, effective date, sell by.