Vested interest türkçesi Vested interest nedir

  • Kanuni hak.
  • Menfaat.
  • Kazanılmış hak.
  • Ayrıcalıklı bir toplumsal kümeyi, kurulu düzeni sürdürmeğe yönelten ekonomik çıkar.
  • Sahip olma hakkı.
  • Sosyoloji alanında kullanılır.
  • Kurulu çıkar.
  • Yerleşmiş çıkar.
  • Çıkar.
  • Müktesep hak.

Vested interest ingilizcede ne demek, Vested interest nerede nasıl kullanılır?

Interest : Ürem. Eğitim, iktisat, ekonomi, sosyoloji, uluslararası ilişkiler alanlarında kullanılır. Sarmak. Faiz. Bireylerin, toplumsal kümelerin ve tarihsel toplulukların özdeksel ve tinsel gereksinmelerini karşılayacağına inandıkları kişi ya da şeylerle ilişkisi; bireylerin, bu gereksinmelerini yansıtan amaçlı düşünce ve eylem yönelimleri. İkna etmek. Menfaat. Ortak olmak. İlgisini çekmek. Bir kimsenin bir etkinliğe, kişiye ya da nesneye karşı, kısıtlayıcı koşullar altında bile, oldukça uzun süre devam eden bağlanma isteği ya da eğilimi. seçme söz konusu olduğu zaman bir kimsenin benimsediği, üstün tuttuğu durum, düşünce ya da tutum.

Vested interests : Çıkar çevreleri. Kazanılmış haklar. Çıkarı olanlar. Çıkar grupları. Tanınmış haklar.

Vested rights : Kazanılmış haklar.

Account product interest : Az ya da çok üreme bağlı olan sayışım. Üremli sayışım.

Accrued interest : Tahakkuk etmiş faiz. Gerçekleşen ürem. Gerçekleşmiş ancak alınması ve ödenmesi yapılmamış ürem. Taşınır değerlerin veya bir borcun vadesi dolduğu halde henüz ödenmemiş birikmiş faizleri. Birikmiş faiz. Tahakkuk eden faiz. İşlemiş faiz. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Henüz ödenmemiş faiz. Gerçekleşen faiz.

 

Accured interest : Tahakkuk etmiş faiz. Alacak hakkı doğmuş ancak henüz tahsil edilmemiş faiz.

İngilizce Vested interest Türkçe anlamı, Vested interest eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Vested interest ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Deselects : Seçimden çıkar. Bırakmak. Seçimi kaldırma. İptal etmek. Seçimden çıkart. Seçimi kaldırmak. Seçimin iptali. Seçimi iptal etmek. Seçmemek.

Capitals : Büyük harfler. Sütun başı. Büyük harf. Başkentler. Kapital. Başkent. Kar. Kazanç. Sermaye.

Interest : Alaka. Sarmak. Bir kimsenin bir etkinliğe, kişiye ya da nesneye karşı, kısıtlayıcı koşullar altında bile, oldukça uzun süre devam eden bağlanma isteği ya da eğilimi. seçme söz konusu olduğu zaman bir kimsenin benimsediği, üstün tuttuğu durum, düşünce ya da tutum. İlgi. Ürem. Eğitim, iktisat, ekonomi, sosyoloji, uluslararası ilişkiler alanlarında kullanılır. Üretim faktörlerinden sermayenin getirisi. fon istem ve sunumunun karşılaşması sonucu oluşmuş fon fiyatı. Ortak olmak. İstek uyandırmak.

Legal claim : Yasal hak talebi. Kanuni hak talebi. Yasalara göre geçerli olan hak.

Affection : Muhabbet. Duygulanım. Düşkünlük. Sevgi. Şefkat. Eğilim. Yakınlık. Meyil. Alaka.

Acclimatation : Toplumsal kümelerin, dirimbilimsel bakımdan yeni bir ortamın iklim koşullarına uyum sağlaması süreci. İklimuyum.

 

Expedience : Belki doğru olmayan fakat elverişli bir çareye başvurma. Çare. Şahsi menfaat. Muvafıklık. Çıkar yol. Münasebet. Önlem. Uygunluk.

Behoof : Fayda. Yarar.

Deselect : Seçimi kaldır. Bırakmak. Seçmeyi iptal etmek (bilgisayar). Seçimi iptal etmek. Seçmemek. Seçimi kaldırma. Seçimden çıkar. Seçimden çıkart. Seçimin iptali.

Abilities : İktidar. Beceri. Yeterlik. Yetenekler. Kabiliyet. Güç. Yetenek. Geniş anlamında, bireyin, davranışlarını düzenleyen, etkinliklerini koşullandıran ve dirimbilimsel-toplumsal olarak belirlenen özellikleri. dar anlamında, bireyi belli bir uğraşsal etkinliğe uygun kılan bir dizi ruhsal özellikleri.

Vested interest synonyms : adjustment in marriage, all round development of individual, achievement motive, agnation, expediences, age distribution, legitimate claim, acculturation, aesthetical ideal, agression, age grade, advantage, benefit, benefitted, deselecting, adaptive behavior, acquired right, age group, the main chance, advantages, delete font, capital, benefitting, benefited, aesthetic, expediencies, convenience, expediency, alienation, good.