Water conduit türkçesi Water conduit nedir

  • Su kanalı.
  • Su yolu.
  • Su borusu.
  • Suyolu.
  • Su mecrası.
  • Yol altına döşenen ve su taşımak için kullanılan boru.

Water conduit ingilizcede ne demek, Water conduit nerede nasıl kullanılır?

Water : Yaşarmak. Hafifletmek. Sulamak. Ağız sulanmak. Su vermek. Kedi köpek vb'ne su vermek. Göz sulanmak. Su. Kimyasal formulü h2o olan, 4o c’de maksimum yoğunluğa ulaşan, sıvı, gaz veya buz olarak dünya yüzeyinin % 70,8’ini kaplayan bileşik. Islatmak.

Conduit : Nakil boru hattı. Ark. Kanal. Arna. İletme. Kablo kanalı. Boru. Suyolu. Avgın.

National water conduit : Ülkenin kuzeyinden güneyine su taşıyan israil su taşıma sistemi.

Water activity : Bir gıda maddesinin su buharı basıncının, aynı sıcaklıktaki damıtık suyun buhar basıncına oranı, aw. Serbest su. Su aktivitesi. Su etkinliği.

Water agreement : Su sözleşmesi. Su kaynaklarıyla ilgili olarak yapılan anlaşma. Su anlaşması.

Water ampoule : Su sıkılama torbacığı.

İngilizce Water conduit Türkçe anlamı, Water conduit eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Water conduit ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Water hose : Hortum. Soğutmaçla motor gövdesi arasındaki su yolu. Su hortumu.

Conduit : Boru. Nakil boru hattı. Yol. Kablo borusu. İletme. Kanal. Aracı kuruluş.

 

Dyke : Siper. Hendek. Set. Komşu kayaçların yapısını gelişigüzel kesen çatlak ya da yarıkları, magmanın doldurulmasıyle oluşmuş kayaç damarı. Mecra. Lezbiyen. Madencilik, jeoloji alanlarında kullanılır. Kesen damar. Kazmak.

Duct : Oluk. Boru. Kanal. Akak. Mecra. İçinden tel ya da kabloların geçtiği kanal. Geniş çaplı boru. Düet.

Kalian : Dumanı filtrelemek için su kullanan doğuya özgü pipo. Nargile.

Dike : Set. Şedde. Hendek. Lezbiyen. Sevici kadın. Siper. Set yaparak korumak. Set çekmek. Kanal.

Fluming : Yüzdürme oluğu. Kanalda götürmek. Kanalet. (tomruk) yüzdürmek. Kanalla su taşımak. Kanal. Yüzdürmek (kütük). Yüzdürmek (kütük vb).

Drainpipe : Akaç. Atık su borusu. Drenaj borusu. İniş borusu. Pissu borusu. Pis su borusu. Oluk. Yağmur oluğu. Yağmur suyu iniş borusu (binalarda).

Gullet : Yutak. Geçit. Ümük. Kanal. Ağız boşluğu ile yemek borusu arasında uzanan kısa, kaslı bir kanal. farinks. Gırtlak. Sel yatağı. Boğaz.

Waterway : Kanal. Su geçidi. Seyre elverişli su yolu. Su üstü taşımacılık yapılabilecek su kaynağı (nehir, kaynak vs). Akarsu yolu. Akarsu yatağı. Genellikle ırmak ve kanallarda seyahatamacıyla kullanılan rota.

Water conduit synonyms : water tube, water line, culvert, dykes, raceways, flume, culvert ark, canallers, water pipe, aquaeductus, set waters, canals, gulley, couloir, raceway, culverts, drainpipes, canaller, gulleys, seaways, seaway, canaling, water way, water main, flumed, gullets, waterways, gulleting, watercourse, canal, dikes, gully drain, diked.