Yaygın nedir, Yaygın ne demek

Yaygın; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

"Yaygın" ile ilgili cümle örnekleri

  • "İlişkinin düzmeceliğinden yorulunca kapıyı çarpıp çıkanın, başka birine kaptırıldığı sanısı yaygındır." - T. Uyar
  • "Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir." - Anayasa

Yerel Türkçe anlamı:

Yatağından çıkan akarsuyun yayıldığı yer.

Kızılağaç.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Bütün organa veya vücuda yayılmış, diffuz, dissemine

İngilizce'de Yaygın ne demek? Yaygın ingilizcesi nedir?:

disseminated

Fransızca'da Yaygın ne demek?:

diffluent, etendue

Osmanlıca Yaygın ne demek? Yaygın Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

münteşir

Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:

Malatya ili, Çolaklı nahiyesine bağlı bir bölge. Muş şehrinde, Yaygın bucağına bağlı bir bölge. Bitlis ilinde, merkez ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Yaygın tanımı, anlamı:

Yaygın eğitim : Örgün eğitim imkânlarından yararlanmamış olanlara, gittikleri okuldan erken ayrılanlara veya meslek dallarında daha yeterli duruma gelmek isteyenlere uygulanan eğitim.

 

Yaygın öğretim : Yaygın eğitim sistemi ile gerçekleştirilen öğretim.

Yaygın yanlış : Galatımeşhur.

Yaygı : Yere veya döşeme üzerine serilen örtü.

Yaygınlaşma : Yaygınlaşmak işi.

Yaygınlaşmak : Yaygın duruma gelmek, yayılmak.

Yaygınlaştırma : Yaygınlaştırmak işi.

Yaygınlaştırmak : Yaygın duruma getirmek.

Yaygınlık : Yaygın olma durumu.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Kullanılmış : Az veya çok bir zaman için başkasının malı olmuş, yeni olmayan, müstamel.

Sınır : İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut. Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği veya çıkabileceği en alt ve en üst yer, limit. Değişken bir büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük, limit. Uç, son. Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi. Bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç.

Geniş : Eni çok olan, enli, vâsi. Alanı büyük olan, makro, dar karşıtı. Bol (elbise). Kapsamı büyük, dar sınırlar içinde kalmayan, yaygın, makro. Çok. Kolay kolay tasalanmayan, hoşgörülü, rahat.

Bölge : Vücut yüzeyinde sınırları belli herhangi bir bölüm, nahiye. Sınırları idari, ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka.

Yaygın çökelme : İçyapının heryerinde yeğsiz oluşan çökelme.

Yaygın damar içi pıhtılaşma : Endotelde yaygın zedelenme veya pıhtılaşma sisteminin iç ve dış nedenlerle uyarılması sonucu, pıhtılaşma sisteminin patolojik etkinleşmesiyle arteryollerde ve kılcal damarlarda kanın damar içi pıhtılaşması, diffuz intravasküler koagülasyon, dissemine intravazal koagulasyon, fibrinsizleşme sendromu, tüketim koagülopatisi, DIC. Birçok hastalığın yaygın ve önemli bir ara mekanizmasıdır.

 

Yaygın deri layşmanyozisi : Etiyopya ve Kenya’da Leishmania aethiopica, Venezuella’da L. pifanoi, Güney Amerika’da L. braziliensis, Orta Amerika’da L. mexicana’nın neden olduğu iç organ etkilenmesi olmaksızın yaygın deri lezyonlarının oluşumuyla belirgin deri layşmanyozis formu.

Yaygın hidrops : Anasarka.

Yaygın histoplazmozis : adlı mantar sporlarının solunum yoluyla alınmasını takiben; akciğerlerde, karaciğerde, dalakta, mide ve bağırsaklarda granülomlu yangıyla birlikte ağırlık kaybı, lenfadenopati ve kanlı ishalle belirgin, genç köpeklerde görülen bir hastalık.

Yaygın kalsinozis : Kalsiyum tuzlarının dermiste, deri altı yağ dokusunda ve kaslarda, yaygın olarak düğümcükler veya plaklar hâlinde birikimi, kalsinozis universalis.

Yaygın kent : Çok katlı yapılarla dar bir alana sıkışmamış, alçak yapılarla genişçe bir alan üzerinde kurulmuş, az yoğun nüfuslu kent.

Yaygın kıl dökülmesi : Genel kıl dökülmesi.

Yaygın lenfoid doku : Vücudun her tarafına dağılmış olan, makrofajlar, plazma hücreleri ve değişik büyüklükteki lenfositlerden oluşan lenfoid doku. Vücutta boşluklu organların bağ dokusunda ve lenforetiküler dokuda bulunurlar.

Yaygın nöroendokrin sistem : Sitoplazmalarında polipeptit hormonlarını veya biyolojik aminler olan epinefrin, norepinefrin salgılayan endokrin hücreler.

Yaygın ile ilgili Cümleler

  • Sodyum benzoat çok yaygın bir gıda koruyucusudur.
  • Natasha, Rusya'da yaygın bir isim mi?
  • İspanyolca, Güney Amerika'da yaygın bir biçimde konuşulur.
  • Yolsuzluk hala yaygındır.
  • Motomot -kelime kelime çevirmek, çevirideki en yaygın hatalardan biridir.
  • Yaygın anlayış, rütbeleri farklı olan kişilerin onurlarının da farklı olduğu şeklindedir.
  • Bu, duyduğumuz en yaygın şikayetlerden biri.
  • Metadon bir ağrı kesici olarak yaygın bir biçimde reçete edilir.

Diğer dillerde Yaygın anlamı nedir?

İngilizce'de Yaygın ne demek? : adj. broad, epidemical, Catholic, common, diffuse, diffusive, endemic, epidemic, expansive, extensive, familiar, far-flung, general, pandemic, pervasive, prevailing, prevalent, regnant, rife, wide, widespread

Fransızca'da Yaygın : répandu/e, commun/e, diffus/e

Almanca'da Yaygın : adj. geläufig

Rusça'da Yaygın : adj. распространенный, общеупотребительный, популярный, широкий, ходячий, расплывшийся, растекшийся