Çay nedir, Çay ne demek

Çay; bir bitki bilimi terimidir. Dil bilgisi yönünden Türkçe'de özel olarak kullanılır.

  • Çaygillerden, nemli iklimlerde yetişen bir ağaççık (Thea chinensis).
  • Müzikli toplantı.
  • Bu yaprağın demlenmesiyle elde edilen güzel kokulu ve sarımtırak kırmızı renkli içecek.
  • Çeşitli bitkilerin yaprak veya çiçeklerinin demlenmesiyle elde edilen bir içecek türü.
  • Bu ağaççığın özel işlemlerle kurutulan yaprağı.
  • Dereden büyük, ırmaktan küçük akarsu.
  • Afyonkarahisar iline bağlı ilçelerden biri.
  • Konukların içecek ve börek, pasta vb. yiyeceklerle ağırlandığı toplantı

"Çay" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Deli bir çayın kıyısındaki yalçın bir kaya gibidir." - T. Buğra
  • "Gittiği zengin arkadaşlarının çayından allak bullak gelir." - H. Taner
  • "Sana bir şey söyleyeyim mi, artık çay davetlerinden bıktım." - P. Safa
  • "Bize çay ikram ettiler." - A. Kabaklı

Yerel Türkçe anlamı:

Sahil, deniz veya dere kıyısı

Çay. || çey

Çay; akarsu

Dere

Çay, küçük akarsu

Biyoloji'deki anlamı:

Çaygiller (Theaceae) familyasından, çiçekleri er dişi, nadiren tek eşeyli, kapsül tipi meyveleri olan, genç yaprakları toplanıp özel metotlarla kurutularak içecek olarak kullanılan, ülkemizin Doğu Karadeniz bölgesinde kültürü yapılan, asıl vatanı Çin ve Japonya olan, her dem yeşil, ağaççık ya da çalı formundaki bitkiler.

 

Coğrafya'daki terim anlamı:

Boyu, beslenme teknesinin alanı ve taşıdığı su niceliği ile orta büyüklükte akarsulara verilen ad.

Gösteri Sanat terimi olarak anlamı:

(Argo) Külhanbey ve Matiz tarafından «bayan» anlamında kullanılan sözcük.

Tiyatro'daki terim anlamı:

(Kar.): Karagöz, Matiz ve Külhanbeyi tarafından "bayan" anlamında kullanılan argo sözcüğü.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Yapraklarında % 2-4 arasında kafein, az miktarda teofilin ve teobromin, % 10-20 arasında tanen, % 1-

5 uçucu yağ içeren, hekimlikte enfüzyon biçiminde uyarıcı, idrar söktürücü ve sürgün önleyici olarak kullanılan çaygiller familyasından bir bitki.

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Dereden büyük, ırmaktan küçük akarsu.

İngilizce'de Çay ne demek? Çay ingilizcesi nedir?:

tributary river, stream

Fransızca'da Çay ne demek?:

thé, ruisseau, rivière

Çay hakkında bilgiler

Çay ın farklı anlamları.

Çay kısaca anlamı, tanımı:

Çay dökmek : Çay demleyip bardakta sunmak.

Çay kenarında kuyu kazmak : Elde, amaca ulaşılacak bol araç varken emek harcayarak başka yollar aramak.

Çaydan geçip derede boğulmak : Büyük güçlükleri yenmişken önemsiz bir sebepten başarısızlığa uğramak.

Çayı geçerken at değiştirilmez : "bir yöntemden başka bir yönteme geçiş tehlikeli bir durum veya zamanda yapılmamalıdır" anlamında kullanılan bir söz.

Çayı görmeden paçaları sıvamak : Dereyi görmeden paçaları sıvamak.

Çayağacı : Tavla vb. oyunlarda sürekli yenilip bir şeyler ısmarlamak zorunda kalan kimse.

 

Çay bahçesi : Çay, kahve ve alkolsüz içkilerin içildiği bahçe.

Çay bardağı : Çay içmekte kullanılan cam bardak.

Çayevi : Çay, kahve vb. içeceklerin hazırlandığı ve içildiği yer, çay ocağı, çayhane.

Çay fincanı : Genellikle porselenden yapılan, kulplu fincan.

Çayhane : Çayevi.

Çay kaşığı : Kahve yaparken, ilaç içerken veya çaya toz şeker koyarken ölçek olarak kullanılan ve şekeri karıştırmaya yarayan küçük kaşık.

Çay makinesi : Çay demlemek için üretilen elektrikli aygıt.

Çay ocağı : Çayevi.

Çay saati : Çay içmek için belirlenmiş saat.

Çay servisi : Çay dağıtımı.

Çay şekeri : Küp şeker.

Çay takımı : Çay sunulurken kullanılan örtü ve peçetelerin hepsi. Çaydanlık, sütlük, şekerlik ve altı veya on iki çay fincanından oluşan takım.

Buzlu çay : Soğuk olarak ikram edilen bir çay türü.

Daldırma çay : Sallama çay.

Kuru çay : Yeşil çay yapraklarının çeşitli işlemlerden sonra satışa hazır biçimi.

Poşet çay : Sallama çay.

Sallama çay : Torbacık içinde sıcak suya daldırılarak yapılmış olan çay, poşet çay, torba çay, daldırma çay.

Torba çay : Sallama çay.

Yaprak çay : Çay yapraklarının işleme uğramamış, parçalanmadan kurutulmuş hâli.

Ada çayı : Bu bitkiden yapılmış olan sıcak içecek. Ballıbabagillerden, yurdumuzda çok yetişen tüylü ve beyazımtırak yaprakları olan güzel kokulu bir bitki, dağ çayı (Salvia officinalis).

Dağ çayı : Ada çayı.

Elma çayı : Elmadan yapılmış olan çay.

Paşa çayı : Çok açık ve ılık çay.

Çaykara : Trabzon iline bağlı ilçelerden biri. Çay kenarında çıkan göze, kaynak, pınar.

Çaydaçıra : Elazığ ve çevresinde kına gecesi veya düğünlerde, ellerde yanan mum taşınarak oynanan türkülü bir halk oyunu. Bu oyunun müziği.

Müzikli : Film ve oyun için bazı bölümlerinde müzikten de yararlanılan.

Toplantı : Bir meclisin bir yıl içindeki birleşimlerinin her biri. Toplanma, bir araya gelme, kabarıklık oluşturma. Birden çok kimsenin belirli amaçlarla bir araya gelmesi, içtima.

Büyük : Önemli. Üstün niteliği olan. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Niceliği çok olan. Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Büyük abdest.

Küçük : Niteliği aşağı olan, bayağı. Yaşı daha az olan. Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Geri aşamada. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Değersiz, önemsiz. Küçük abdest. Kısık, parlak olmayan (ses). Niceliği az olan.

Akarsu : Yeryüzünde, yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan su. Tek sıra elmastan gerdanlık.

Afyonkarahisar : Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Bağlı : Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Bir bağ ile tutturulmuş olan. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Sınırlanmış, sınırlı. Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Kapatılmış olan, kapalı.

Biri : Bir tanesi. Bilinmeyen bir kimse.

Çay arabası tekerleği : Çayarabasının hareketini sağlayan, demir, pirinç v.b. madenlerden yapılmış, çevresi lastikli tekerlek.

Çay dökmek : çay demleyip bardakta sunmak.

Çay gelmek : Çabuk gelmek.

Çay kenarında kuyu kazmak : elde, amaca ulaşılacak bol araç varken emek harcayarak başka yollar aramak.

Çay kuşu : Balıkçıl.

Çay oyu : Ada çayı

Çay taşı : Boyu 4 mm. ile 64 mm. arasında olan yuvarlak taş.

Çay üzümü : Meyvelerinde bazı organik asitler, şekerler, tanen, boya maddesi, vitaminler, yapraklarında; arbutin, arbutaz, hidrokinonla tanen içeren ve yaprakları, dekoksiyon biçiminde şeker hastalığında, meyveleri ise sürgüne karşı kullanılan fundagiller familyasından bir bitki.

Çay ile ilgili Cümleler

  • Çay alır mısınız?
  • Herkese benden bir çay!
  • Çay Çin'den getirildi.
  • Hepiniz birer bardak daha çay ister misiniz?
  • Bir ananas suyu, bir limonlu çay, bir bira ve bir bardak kırmızı şarap.
  • Çay çaydanlıktadır.
  • Orada içtiğimiz çay mükemmeldi.
  • Bir bardak çay istiyorum.
  • Bu çok iyi bir çay.
  • İşte biraz daha çay.

Diğer dillerde Çay anlamı nedir?

İngilizce'de Çay ne demek? : [cay] n. small low island

v. change one's mind, swerve, wangle, wangle out of, cry off, back down, back down from, back out, back out of, call back, deflect, depart, go back on, go without, leave, recant, retract, swallow

n. tea, evergreen shrub of eastern Asia; dried leaves of the tea plant; drink made from water filtered through tea leaves or other dried leaves; tea party; brook, rivulet, stream, streamlet, run, runlet, beck, bourn, bourne, branch, burn, creek, rill

Fransızca'da Çay : rivière [la], ruisseau [le]; thé [le]

Almanca'da Çay : n. Bach, Flüsschen, Tee

Rusça'da Çay : n. река (F), ручей (M), чай (M)

adj. чайный