Işıldama nedir, Işıldama ne demek

  • Işıldamak işi

"Işıldama" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Eğer karşısında bir ayna olsaydı, deniz mavisi gözlerinin içinde iki güneş damlasının ışıldamaya başladığını görecekti." - N. Hikmet

Fiziksel Kimya alanındaki anlamı:

Bir özdeğin kendi kendine ışık vermesi eylemi.

Bir fizik terimi olarak tanımı:

Kimi özdeciklerin yüksek sıcaklık yerine ışınımlarla dövülmesinden kaynaklanan ışık akımı.

Nükleer Enerji alanındaki anlamı:

Bazı maddelerin ışınımlandıkları sırada ışınlı bir ışınım yaymaları.

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Herhangi bir cismin, yüksek sıcaklık (akkorluk) dışında herhangi bir nedenle ışık yayması özelliği.

Bilimsel terim anlamı:

[Bakınız: gazışı 2]

İngilizce'de Işıldama ne demek? Işıldama ingilizcesi nedir?:

luminescence, luminescence / lüminesans

Fransızca'da Işıldama ne demek?:

rayonnement

Işıldama hakkında bilgiler

Işıldama veya Lüminesans, bazı maddelerin, ısısı değişmeksizin elektromanyetik ışınım yaymasıdır Işıldama olarak da bilinir.

Başka elektromanyetik ışınım kaynaklarından temel farkı, kaynağın ısısında bir değişme olmamasıdır. Bu yönüyle ışıldama, Kara cisim ışımasından farklıdır, "soğuk ışık" olarak da adlandırılır. Işıldama, herhangi bir cismin dış bir kaynaktan herhangi bir şekilde aldığı enerjinin bir kısmını elektromanyetik ışınım olarak salmasıdır.

 

Işıldama, neon ve fluoresans lambaları, televizyon, yıldırım, kutup ışıması, ateşböcekleri gibi bazı canlılardaki organik bileşikler, bazı sentetik boyalarda görülür.

Işıldamaya yol açan enerji kaynakları, elektron akışı, elektrik ya da manyetik alan, morötesi ışınım, alfa parçacıkları salınımı şeklindedir. Bu yolla uyarılmış atomlar, kararlı hallerine dönerken dışarıya ısı ya da elektromanyetik ışınım -ya da her ikisi birden- yoluyla enerji verirler. Atomdaki bu uyarılma en dıştaki elektron kabuğunda oluşur. Belirtilen şekilde uyarılan atomun en dış elektron kabuğundaki elektron valans ya da değerlilik elektronu, bir üst enerji düzeyine yükselir. Ancak bu enerji düzeyi kararsız olduğundan tekrar eski enerji düzeyine düşecektir. Bu, elektronun aldığı enerjiyi geri vermesidir ve bir foton salınımı olarak gerçekleşir.

Işıldama tanımı, anlamı:

Işıldamak : Titrek, parlak bir ışık saçmak, parıldamak.

Madde : Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Molekül. Duyularla algılanabilen nesne. Bir cismi oluşturan öge, öz. Para, mal vb. ile ilgili şey.

Değişmek : Karşılıklı alıp vermek, mübadele etmek. Yerine başka şey veya kimse gelmek. Başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmek. Değiştirmek.

 

Elektromanyetik : Elektromanyetizması bulunan veya bununla ilgisi olan.

Işınım : Bir enerjinin ışık demeti durumunda yayılması, ışıma, radyasyon. Uzayda yayılan bir dalgayı oluşturan ögelerin bütünü, ışıma, radyasyon. Isının, bir kaynaktan ışın ve dalga hareketi yoluyla yayılması, ışıma, radyasyon. Işın veya tanecik yayımı, ışıma, radyasyon.

Yayma : Yaymak işi. Yaymacının sattığı şeylerden oluşan sergi.

Kaynak : Herhangi bir bilim dalında yazılmış olan yazı veya eserlerin bütünü, literatür. Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut sıranın ön taraflarına girme işi. Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge. Araştırma ve incelemede yararlanılan belge, referans. İki metal veya yapay parçayı ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırıp yapıştırma işi. Bir şeyin çıktığı yer, menşe. Herhangi bir enerjinin oluşup çevreye yayıldığı yer. Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz.

Temel : En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz. Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur. Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler. Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü.

Diğer dillerde Işıldama anlamı nedir?

İngilizce'de Işıldama ne demek? : n. luminescence, scintillation, shining

Fransızca'da Işıldama : chatoiement [le], rayonnement [le], ruissellement [le]

Rusça'da Işıldama : n. мерцание (N)