In the face of türkçesi In the face of nedir

  • [#karşı Karşın]da.
  • Dikkate alarak.
  • Rağmen.
  • Huzurunda.
  • Karşısında.
  • Yüzüne karşı.

In the face of ile ilgili cümleler

English: Ali showed his courage in the face of danger.
Turkish: Ali tehlike karşısında cesaretini gösterdi.

English: He flew in the face of Jishuku.
Turkish: Matemi hiçe saydı.

English: He became brave in the face of danger.
Turkish: Tehlike karşısında cesurlaştı.

English: He remained calm in the face of such danger.
Turkish: Böyle bir tehlike karşısında sakin kaldı.

English: He remains calm in the face of danger.
Turkish: O, tehlike karşısında sakin kalır.

In the face of ingilizcede ne demek, In the face of nerede nasıl kullanılır?

In : İçeri doğru yönelen. İç. Halinde. İktidardaki. Dahili. İçeri. İçine. Tutulan. Gelmiş olan. De.

The : Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belgili tanımlık. Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer).

Face : Şeref. Örtmek. Çehre. Astarlamak. Yüzünü dönmek. Katlanmak. Göze almak. Tavır. Yüz yüze gelmek. Yüzey.

Of : -nın. -den. Karşı. -in. -nin. -li. Hakkında. Yüzünden. Den. Li.

Bang in the face : Suratının ortasına. Tam yüzüne.

 

Black in the face : Yüzü mosmor olmuş. Sinirinden morarmış.

Blue in the face : Çok kızgın. Çok kızdırılmış. Çileden çıkarılmış.

Fly in the face of : Meydan okumak. Saygısızca davranmak. Zıt düşmek. Hiçe saymak. Şiddetle karşı çıkmak. Takmamak. Baş kaldırmak. -e meydan okumak. Karşı gelmek. Sözleşmeye vb uymamak.

Become red in the face : Yüzü kızarmak. Yüzü kızarmış hale gelmek.

İngilizce In the face of Türkçe anlamı, In the face of eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak In the face of ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Forasmuch : Madem. Olalı. Yine de. Göre. Dolayı. Dikkate alınırsa. -dığı için. -den beri. Nedeniyle.

In the presence of : -in önünde. Gözü önünde. Mevcudiyetinde. Varlığında. -in huzurunda. Kucağında.

Across : Öbür yanında. Bir yanından öteki yanına. Çapraz. Bir yandan bir yana. Çaprazlama. Ortasından. Karşıya. Karşıdan karşıya. Öbür tarafında.

In defiance of : Göz önüne alarak. Aykırı olarak. Nispet için. Hiçe sayarak. Hiç bırakmayarak. -e rağmen. Meydan okuyarak. Zorluklara rağmen. Göze alarak.

Opposing : Muhalif. Karşılıklı. Karşı. Ters. Ters düşme. Karşı çıkma.

On the face of : Görünüşüne göre. Görünüşe göre.

Ever so : Çok. Böyle dahi. Ne kadar da çok. Aynı veçhile. Pek. Öyle olsa da.

Altho : Gerçi. Karşın.

In opposition : Direnmede. Savunmada. Karşıt evreli. Muhalif. Aleyhte. Savunma halinde. Ters. Karşı. Muhalefette.

Despites : Garaz. Olduğu halde. Karşı koyma. Kin. Nefret. -e karşın. -e rağmen. Garez.

In the face of synonyms : for all, over against, if, in deference to, opposite, in the presence, although, before, but what, counter to, opposite to, in relation to, consideringly, considering, even though, but yet, against, vs, despite, albeit, as.