Incases türkçesi Incases nedir

Incases ingilizcede ne demek, Incases nerede nasıl kullanılır?

Incase : Kutu içine koymak. Sandıklamak. İçine koymak. Kaplamak. Kabına koymak. Örtmek.

Incased : Sandığa konulmuş. Kutu içine koymak. Örtmek. Paketli. Kabına koymak. Sandıklanmış. Paketlenmiş. İçine koymak. Kutuya konulmuş (encased olarak da yazılır). Kaplamak.

Incasement : Sandığa konulmuş olma durumu. Muhafaza. Sandıklanmış olma durumu. Kutulanmış olma durumu. Paketli olma durumu. Kutuya konulmuş olma durumu (encasement olarak da yazılır). Paketlenmiş olma durumu.

Incas : On altıncı yüzyılda ispanyollar gelmeden önce peru'yu yöneten güney amerika kızılderili grubu üyesi. İnka. İnkalar.

Vincas : Cezayir menekşesi.

Incalculability : Değişkenlik. Belirsizlik. Hesaplanamazlık.

Incalculably small : Sonsuz küçük.

Incalescent : Ateşlenen. Isı artan. Kızışan.

Incalculably : Hesaplanamaz bir şekilde. Hesaplanabilir olmayan bir şekilde. Tahmin edilemeyen bir şekilde. Öngörülemez bir şekilde.

Inca : İnka. On altıncı yüzyılda ispanyollar gelmeden önce peru'yu yöneten güney amerika kızılderili grubu üyesi.

İngilizce Incases Türkçe anlamı, Incases eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Incases ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Beclouded : Kafası karışmış. Zorlaştırmak. Şaşkına dönmüş. Şaşırmış. Karartmak. İçinden çıkılmaz hale getirmek. Bulutlandırmak. Bulutlanmış. Bulutla kaplı.

Encase : Kapamak. Sandığa koymak. Gömmek. Kılıfa sokmak. Ankre etmek. Tümüyle kapamak. Kılıflamak.

Capping : Küpeşte kapağı. Kapatmak. Daha iyisini yapmak. Başlık geçirme. Demir başlık. Kapak kapatma. Üst limit belirleme. Kapaklama. Geçmek. Başlık.

Canopies : Tente. Paraşüt. Gök kubbe. Örtü. Sayvan. Saçak. Baldaken. Gölgelemek.

Encases : Ankre etmek. Sandığa koymak. Kılıfa sokmak. Kılıfa koymak. Kutulamak. Gömmek. Kapamak. Kılıflamak.

Buries : Cenaze kaldırmak. Saklamak. Gizlemek. Cenazeyi kaldırmak. Daldırmak. Defin yapmak. Gömmek. Defin etmek. Toprağa vermek.

Infixes : Telkin etmek. İçtakı. Kafasına sokmak. Tutturmak. İçek. Bağlamak. Takmak. Sağlamca yerleştirmek.

Bespreads : Saçmak. Bulaştırmak. Lekelemek. Bulamak. Yaymak.

Enclose : Hapsetmek. Etrafını çevirmek. İliştirmek. Eklemek. Koymak (bir mektupla aynı zarf içine). İçermek. Çevirmek (duvar veya çit vb ile). Kuşatmak. Kapsamak.

Blanketed : Kaplanmış. Üzerine battaniye örtülmüş. Üzeri örtülmüş. Battaniye ile zıplatmak. Engel olmak. Battaniye ile örtmek. Susturmak. Battaniyeye sarmak. Örtbas etmek.

Incases synonyms : cake, imbeds, invaginate, bespreading, package, sheathes, blazon, bush, encasing, bestrews, box, pack, blankets, imbedding, crates, crated, carpet, encloses, canopying, infixed, canopied, bestrewed, bespread, sack, close in, blanket, just in case, beclouds, becloud, incased, all pervading, bury, crating.

 

Incases zıt anlamlı kelimeler, Incases kelime anlamı

Unpack : Açmak (paket vb). Boşaltmak. Bavuldan çıkarmak. Paketi açmak. Paket çözmek. Ambalajdan çıkarmak. Açmak. Açıp boşaltmak (bavul vb'ni). Açma.

Uncrate : Açmak. Boşaltmak (kasaları veya kutuları). Kasadan veya sandıktan çıkarmak.

Uncut : Kısaltılmamış. Kenarları açılmamış (sayfalar). İşlenmemiş. Biçilmemiş. Kısıtlanmamış. Ham (elmas). Hiçbir bölümü çıkarılmamış (kitap veya oyun veya film). (film vb) kısaltılmamış. (değerli taş) yontulmamış. Budanmamış.

Incases antonyms : unbox.