Şeber nedir, Şeber ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Tepeli, ak kuyruklu, karnının altı kara tüylü bir çeşit güvercin.

Şeber tanımı, anlamı

Şebe : Fırtınanın oluşturduğu kar yığını

Ak kuyruk : Kanatları siyah ve kuyruğu ak olan güvercin.

Güvercin : Güvercingillerden, hızlı ve uzun zaman uçabilen, kısa vücutlu, sık tüylü, evcilleşmiş birçok türü bulunan, yemle beslenen bir tür kuş (Columba).

Kuyruklu : Kuyruğu olan. Akrep.

Tepeli : Tepesi olan. Başında sorguç, hotoz vb. bir süs bulunan (kuş).

Kuyruk : Hayvanların çoğunda, gövdenin sonunda bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ. Koyunun bazı türlerinde eritilerek yağı alınan bir uzantısı. Birisinin arkasına takılıp ondan ayrılmayan kimse. Bir harfin bitiş çizgisine yakın yerde, birden bir dönüş yapan kısa çizgi. Bu organa benzeyen uzantı. Kuşlarda gövdenin sonunda bulunan tüy demeti. İnsanların sıra beklemek için art arda durarak oluşturduğu dizi. Başın arkasına toplanmış saç demeti.

Çeşit : Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev. Türlü. Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik.

Tüylü : Tüyü olan. Uzun tüyleri olan kilim.

Güver : Tohumluk küçük soğan, arpacık soğanı.

 

Tepel : Biçilen ot ya da ekin bağlamı. Alnında ak leke olan (inek, öküz ve benzerleri hayvanlar): Bizim tepeli bulamıyorum. Ot yığını. Bir şeyin en üstteki kısmı. Küçük dağ.

Altı : Beşten sonra gelen sayının adı. Bu sayıyı gösteren 6 ve VI rakamlarının adı. Beşten bir artık.

Tepe : Bir şeyin en üstteki bölümü. Başın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü. İkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası. Yüksekliği genel olarak birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimi. Birinin yanı başı, baş ucu. Çokgende veya çok yüzlüde köşelerden her biri. Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, hizası. Bakışım ekseni bulunan bir eğrinin veya yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri.

Kara : Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak. Kötü, uğursuz, sıkıntılı. Yüz kızartıcı durum, leke. En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı. Esmer. Bu renkte olan. İftira.

Güve : Kurtçuğu yapağı, yünlü kumaş ve dokuma yiyen pul kanatlılardan bir böcek (Tine pellionella).

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Ak : Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı. Bu renkte olan. Sıkıntısız, rahat. Dürüst. Beyaz leke. Temiz.

Diğer dillerde Şazlama anlamı nedir?

İngilizce'de Şazlama ne demek ? : net knot