Accents türkçesi Accents nedir

Accents ile ilgili cümleler

English: Jale thinks that German accents are sexy.
Turkish: Jale Alman aksanlarının çekici olduğunu düşünüyor.

Accents ingilizcede ne demek, Accents nerede nasıl kullanılır?

Interrogative accents : Tiyatro konuşmasında soru tümcelerini renklendirmede önemli olan vurgu biçimlerinin tümü. Soru vurguları.

Accent bar : Vurgu çubuğu.

Accent char : Vurgu karakteri.

Accent color : Diğer renk.

Accent intensive : Pekiştirme vurgusu. Söz içinde çoğu zaman vurguyu üzerinde taşıyan hecenin daha şiddetli vurgulanmasıyla, bir maksadın, bir duygunun daha iyi belirtilmesini sağlayan vurgu: yazlığa bu hafta mı taşınıyor sunuz? hayır, gele ıcek hafta; bu sevimsiz olaylar karşısında adamcağız ımahvoldu; bu gayretler yapıldı ama sonuç olarak ıhiçbir şey getirmedi; ıamma da yaptınız, dedi, siz hiç hasta görmediniz mi? vb.

Group accent : Öbek vurgusu.

Foreign accent : Yabancı aksanı. Bir başka dilin telaffuz özelliği stili. Yabancı aksan.

Fixed accent : Durağan vurgu.

Add accent bar : Vurgulu çubuk ekle.

Acute accent : Sesli harf üzerine konan aksan işareti. Tiz aksan. Tiz vurgu. Sesli harf üzerindeki aksan işareti.

İngilizce Accents Türkçe anlamı, Accents eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Accents ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Recognize : Haklı bulmak. Ayırt etmek. Farkında olmak. Anlamak (önemini veya gerçekliğini veya değerini). Farketmek. Fark etmek. Tanımak. Kabul etmek. Onaylamak. İtiraf etmek.

Abide by : (sözünü) tutmak. Sözünde durmak. Katlanmak. Sadık kalmak. -e göre davranmak. Razı olmak. Uymak. Tutmak. Kararından dönmemek. İtaat etmek.

Know : Çekmek. Tanımak. Ezberlemek. Geçirmek. Anlamak. Başından geçmek. Bilmek. Tatmak. Haberdar olmak. Farketmek.

Pass judgment : Hüküm vermek.

Speeches : Nutuk. Ses (enstrüman). Dil. Konuşma şekli. Demeç. Söylev. Hitabe. Konuşma. Savunma. Anlatma.

Localism : Mahalli şive. Yöresel deyim. Dar fikirlilik. Yerelcilik. Yöreye bağlılık. Yerli mala rağbet. Yöresel dilce.

Get : İlgilenmek. Başlamak. Sızmak. Satın almak. Elde etmek. Yakalamak. Açığını bulmak. Bakmak. Ulaşmak. Yalanını çıkarmak.

Take over : Yönetimi almak. Yönetimini almak. Üzerine almak. Egemen olmak. Benimsemek. Devralmak (nöbeti). Yönetimi ele almak. Yönetimi üstlenmek. Devralmak. Ön plana çıkmak.

Idiom : Tabir. İdyom. Lehçe. Dil (bir gruba özgü). Ağız. Deyim. Deyiş. Karakteristik stil.

Observe : İzlemek. Görmek. Yerine getirmek (bir adeti). Tarassut etmek. Yerine getirmek. Dikkat etmek. Kutlamak. Farketmek. Uymak. Kutlamak (bayram).

Accents synonyms : have, intonation, believe, adopt, reconcile, honour, receive, sweep up, espouse, approbate, speech, brogue, take on, take, respect, accent, idioms, embrace, resign, diacritic, honor, take up, the vernacular, borrow, submit, localisms, intonations, take a bow, admit, acknowledge, brogues, evaluate, acquire.

 

Accents zıt anlamlı kelimeler, Accents kelime anlamı

Disrespect : Saygısızlık. Kabalık. Saygısızlık etmek. Kabalık etmek. Saygısızlık yapmak. Saymazlık. Hürmetsizlik. Hürmet etmemek. Saymamak. Nezaketsizlik.

Disbelieve : İman etmemek. İnançsız olmak. Kuşkulanmak. İnanmamak. Güvenmemek.

Reprobate : Huzuruna kabul etmemek (allah). Ayıplamak. Beğenmemek. Hor görmek. Kötü. Lanetlemek. Kınamak. Sefil. Serseri. Hoşgörmemek.

Accents antonyms : reject, refuse, dishonor.