Actings türkçesi Actings nedir

Actings ingilizcede ne demek, Actings nerede nasıl kullanılır?

Acting area : Oyunun oynandığı alan ya da yükselti. Oyun alanı.

Acting area instrument : Açık havada, gece oynanan oyunlarda oyun alanını aydınlatan aygıt. Oyun alanı ışıldağı.

Acting area lantern : Oyun alanı ışıldağı. Açık havada, gece oynanan oyunlarda oyun alanını aydınlatan aygıt.

Acting chairman : Vekil başkan.

Acting copy : Oyunculuk kopyası. Oyuncu tarafından kullanılan oyun kopyası.

Acting partner : Şirket müdürü. Faal ortak. Faal şerik. Komandit şirkette, sorumluluğu sınırsız olan ortak. Katılımcı ortak. Komandite ortak. Komandite.

Acting time : Bir oyunun gerektirdiği oynanış süresi. Oyun süresi.

Acting version : Sahne uyarlaması. Sahne betiği. Tiyatro gösterisine uygun biçimde yazılmış betik.

Acting style : Oyunun oynandığı yer, oyunun oynandığı düzeyin tümü. Oyun alanı.

Acting manager : Tiyatronun sanat dışındaki işlerini yürüten görevli. Tiyatro sorumlusu. Yönetici. Tiyatronun sanat dışındaki her türlü yönetsel ve parasal işlerinin başında olan yetkili.

İngilizce Actings Türkçe anlamı, Actings eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Actings ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Mime : Taklitçi. Mimik. Pandomim. Sözcük anlamıyla "oynamak" ve "oyuncu". gülünçlükler yapan sözsüz oyunu. sözsüz oyun metni, latin tiyatrosunda çeşitli hüner gösteren ve gülünçlükler yapan tuluatçı. Sessiz tiyatro. Pantomim. Kaynaktaki anlamıyla oynamak, oyuncu; yalnızca hareketlere dayandırılan sözsüz oyun. Sözsüz oyun. Mim oynamak. Düşünceleri ve duyguları kimi kez müzik, kimi kez çeşitli eşyalar eşliğinde, kimi kez dansla ya da gövde ve yüz hareketleriyle yansıtmayı amaçlayan oyun.

Performing : Sergileme. Gösteri. Yapma. Hünerli. Becerikli. İşlemekte olan.

Show : Bilgisayar, sinema, televizyon, tiyatro alanlarında kullanılır. Gösterilmek. Belli olmak. Gösteriş. Göstermek. Görülmeğe değer herhangi bir şey. bir filmin, bir televizyon yayınının ortaya çıkardığı durum. Gösterim. Açıklamak. Sergileme. Gösterimde olmak.

Device : İşaret. Aygıt. Alıcıyı satış konusuna yaklaştıracak, onda ilgi uyandıracak nitelikteki sözler. Alet. Donanım. Aparat. Bilgi üretmek üzere seçilen yordamların öngördüğü işlemleri yerine getirmeye yarayan kullanak ya da olanak. Makine. Plan. Arma.

Overacting : Abartılı oynamak. Abartılı rol yapmak. Abartmalı bir şekilde oynamak (rolü).

Doer : Yapan kimse. Aracı-yapan. Fail. Eden. Eden kimse.

Impersonation : İmpersonasyon. Kişiliğe bürünme. Kişilik kazandırma. Taklit etme. Bir kişiliği temsil etme. Kişileştirme. Taklidini yapma. Canlandırma. Kişilik yükleme.

Playacting : Rol yapmak. Oynamak.

Dramas : Dramatik özellik. Drama. Dramatik durum. Tiyatro sanatı. Tiyatro edebiyatı. Sahne için yazılmış oyun. Piyes. Dram. Heyecanlı olaylar dizisi.

 

Fluctuations : Değişip durma. Kararsızlık. Bocalama. Dalgalanma. Tereddüd.

Actings synonyms : method acting, performing arts, stage business, doers, assignee, fun, canard, dalliances, impermanent, assignees, renditions, representation, devices, playful, reenactment, playfulness, administratrices, characterization, dislocation, enactment, stage play, falsification, disturbance, commissaries, privateers, spectacle, pantomime, faking, indulgers, commissary, acting, flimflam, simile.

Actings zıt anlamlı kelimeler, Actings kelime anlamı

Permanent : Sabit. Permanant. Baki. Asil. Perma. Devamlı. Kalıcı. Sürekli. Değişmez.

Inactivity : Durgunluk. Hareketsizlik. Etkisizlik. Avarelik. Üşengeçlik. Tesirsizlik. Tembellik.