Arbiters türkçesi Arbiters nedir

Arbiters ingilizcede ne demek, Arbiters nerede nasıl kullanılır?

Arbiter : Tarafsız kişi. Son söz sahibi. Belirleyici. Arabulucu. Yargıcı. Uyuşmazlığı çözmekle görevli. Söz sahibi. Hakem. Efendi.

Arbitrable : Tahkime havale edilebilir. Arabulucu aracılığıyla çözülebilir. Arabulucu yoluyla çözülebilir. Tahkim yoluyla çözülebilir. Hakem yoluyla çözülebilir. Karşılıklı olarak seçilmiş aracı ile çözülebilir. Hakeme havale edilebilir. Tahkimle çözülebilir. Hakemlik edilebilir.

Arbitrage : Berkitme. Döviz arbitrajı. Arakazanç. Tarafsız bir ya da birkaç kişinin anlaşmazlıkları yargıcı yoluyla çözümlemesi. Arbitraj yapmak. Güçlendirme. Hakemlik. Tahkim. İki yabancı para birimi arasında değişim veya bozdurma işlemi. Hakem kararı.

Arbitrage stocks : Arbitraj hisseleri. İsrail şirketlerinin new york ve de tel aviv menkul kıymetler borsasında işlem gören hisseleri.

Arbitrager : Arbitrajcı. Risksiz bir şekilde eşit olmayan fiyatlardan kar etmek için değişik piyasalarda mal veya yatırım araçları alıp satan kimse (finans). Arbitraj yapan kimse. Hakem. Komisyoncu. Arabulucu.

Arbitragers : Arbitraj yapan kimse. Arbitrajcı. Risksiz bir şekilde eşit olmayan fiyatlardan kar etmek için değişik piyasalarda mal veya yatırım araçları alıp satan kimse (finans). Komisyoncu. Hakem. Arabulucu.

 

Arbitral : Keyfi. Hakeme havale edilen. Hakeme ait. Hakem.

Arbitrages : İki yabancı para birimi arasında değişim veya bozdurma işlemi. Arbitraj yapmak. Arbitraj yaptırmak. Ara kazanç. Hakemlik. Tahkim. Arakazanç. Arbitraj. Döviz arbitrajı. Hakem kararı.

Arbitrarily : İsteğe bağlı olarak. Aklından estiği gibi. Öylesine. Keyfi olarak. İsteğe göre. Alakasızca. Hakem kararıyla. Amaçsızca. Gelişigüzel. Utanmazlık.

Arbitrament : Hüküm. İhtilafların hakem yoluyla çözülmesi. Karar verme yetkisi. Karar. Hakemin karar vermesi. Hakem kararı. Tahkim.

İngilizce Arbiters Türkçe anlamı, Arbiters eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Arbiters ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Determinant : Belirtken. Belirteç. Dizey öğelerinin tersbakışımlı çarpımları olarak hesaplanan sözgelimi, dizey evriğinin varlığını sınamaya yarayan sayı. Hükmeden. Etken. Çizgisel denklem takımlarının çözümü için konulmuş işlemsel bir kural; n'inci dereceden bir belirteç, n dikeç ve n dizeç olarak öbeklenmiş n2 sayılı bir çizelge oluşturur. Ad ve sıfat tamlamalarında tamlamanın birinci ögesini oluşturan ad ve sıfat: yaz yağmuru, türkiye gerçeği, can borcu, tahta kaşık, günlük yaşayış, türkçe öğretmeni, koşum takımları, tepenin eteği, günün nüktesi, kemerli kapı, acı söz, uzak yol, bizim çocuk, kaçıncı sıra, sarışın dilber, görünmez kaza, gizli kapaklı işler vb. Determinant. Hakim olan. Tayin eden.

 

Esquires : Bay. İngiliz aristokrasisinin erkek üyesi. Bey. Beyefendi veya bey. Adli görevliler veya yüksek rütbeli memurlar için kullanılan bir lakap. Mektup zarfı üzerine isim ve soyadından sonra kısaltılarak yazılan ve “bay” anlamına gelen bir unvan. Beyefendi. Kavalye. Aile isminden sonra gelen nezaket ünvanı veya sıfatı (ingiltere'de bir centilmen olduğu düşünülen kimslerce kullanılır, amerika ve kanada'da hukukçular veya avukatlar tarafından kullanılır).

Expert : İhtisas. Usta. Ustaca yapılmış. Mütehassıs. Ehlihibre. Uzman. Mahir. Erbap. Bilirkişi. Hukuk, veterinerlik alanlarında kullanılır.

Determiner : Bir adın anlamını sınırlayan ve bu adı tanımlayan sözcük. Belirleyen. Belirteç. Niteleyici sözcük. Belirtici.

Gentleman : Hazır yiyici adam. Kibar kimse. Centilmen. Beyefendi. Bey. Çelebi. Soylu erkek. Adam. Bay.

Significative : Anlam ifade eden. Karakteristik. Anlamlı. Manalı.

Identifier : Tanıtıcı sözcük. Tanıtıcı. Belirleyen. Kimlikleyici. Tanımlayan kimse. Tanıtıcı tanımlayıcı. Belirteç. Tanımlayıcı.

Arbitrator : Uzlaştırıcı. İşçi ve işveren kurallarınca uzlaştırma kurallarına kandi haklarını savunmak amacıyla gönderilen yetkili kişiler. Her iki yanın uygun görmesi üzerine bir sorunu çözümlemek için seçilen ve düşüncelerine baş vurulan kişi. Yansız aracı. İşçi-işveren anlaşmazlıklarını çözümlemekle görevli tarafsız kişi.

Arbiter : Son söz sahibi.

Interceder : Ara bulucu. Aracı.

Arbiters synonyms : daysman, deciding, intercessor, arbitrageurs, gallants, bwanas, umpire, judge, determinative, intermediaries, arbitrageur, laudator, mediator, adjudicator, courteous, supreme authority, effendi, arbitragers, decretive, arbitrager, arbitrators, dignified, decorous, bwana, go between, intercessors, blushing, laudators, conciliators, decisive, esquire, arbitre, dioristic.