Assembled türkçesi Assembled nedir

Assembled ile ilgili cümleler

English: Have you ever assembled a computer by yourself?
Turkish: Hiç tek başına bir bilgisayar monte ettin mi?

English: Is it true you assembled the engine by yourself?
Turkish: Motoru tek başına monte ettiğin doğru mu?

English: She assembled the motor.
Turkish: O, motoru monte etti.

English: I assembled it.
Turkish: Onu monte ettim.

English: The crowd assembled in front of the post office.
Turkish: Kalabalık postanenin önünde toplandı.

Assembled ingilizcede ne demek, Assembled nerede nasıl kullanılır?

Disassembled : Birbirinden ayrılmış. Demonte. Parçalarına ayrılmış veya sökülmüş. Demonte halde. Demonte edilmiş. Parçalarına ayrılmış. Demonte vaziyette.

Preassembled : Önçatkılanmış. Önceden birleştirilmiş. Önmontajlı.

Reassembled : Yeniden monte etmek. Tekrar kurmak.

Reassembled samples : Yeniden toplanmış örnekler.

Unassembled : İnşa edilmemiş. Demonte olarak. Kurulmamış. Parçalanmış. Bir araya konulmamış. Sökülmüş. Birleştirilmemiş.

Cross assembler : Çapraz çevirici.

Viral assemble : Enfekte hücrede virüs tarafından açıklatılan yeni yavru virüsü oluşturacak viral ögelerin bir araya getirilmesi. Viral toplanma.

 

Assembler : Çevirici (bilgisayar). Derleyici. Çevirici program. Çevrici. Montajcı. Birleştirici. Monte edici. Montör. Çeviri programı. Çevirici.

Assemblers : Çeviri programı. Çevirici program. Çevirici (bilgisayar). Monte edici. Çevrici. Montör. Derleyici. Birleştirici. Çevirici. Montajcı.

Assembler language : Çevirici dil. Bilgisayar diline çok benzeyen sembolik programlama dili. Çevirici dili.

İngilizce Assembled Türkçe anlamı, Assembled eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Assembled ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Caucus : Parti yerel kurul toplantısı. Parti toplantısı. Parti kurultayı. Parti meclisi toplantısı. Grup toplantısı. Parti meclis grubu toplantısı. Parti yönetim kurulu. Klik. Parti yönetim kurulu toplantısı.

Coalesced : Kaynaşmak. Birleşmek. Bir araya gelmek. Birleşik.

Construct : Çizmek. Kurmak. Resmetmek. İnşa etmek. İmar etmek. Yapmak. Tertip etmek. Dikmek. İskeletini çizmek.

Engagement : Yükümlülük. Görev. Katılım. Sorumluluk. Sözleşme. Taahhüt. Söz. Nişanlanma. Çarpışma.

Run across : Rastlaşmak. Karşılaşmak. Koşarak geçmek. Tesadüfen karşılaşmak. -in bir kenarından öbür kenarına koşmak. İle karşılaşmak. -e rastlamak. Rastlamak. Tesadüf etmek. Rast gelmek.

Rig up : Uyduruvermek. Düzmece yapmak.

Constructs : İmar etmek. İnşa etmek. Çizmek. Resmetmek. İskeletini çizmek. Tertip etmek. İmal etmek. Düzenlemek. Dikmek.

Accrued : Tahakkuk etmiş. Müterakim. Biriken. Birikmiş. Yığılmış.

Bunched : Destelenmiş. Demetlenmiş. Götürü. Sıkıca bir araya toplanmış. Demetlenebilir.

 

Group : Gruplandırmak. Eğitim, fizik, kimya, gramer, iktisat, jeoloji alanlarında kullanılır. Türkümlere ayırmak. Belli kayaç özellikleri olan, iki ya da daha çok sayıda komşu oluşuklar topluluğundan ortaya çıkmış, bir kayaç katman birimi. Gruplaşmak. Toplanmak. Deneyim ya da çözümleme için birtakım birey, nesne ya da gözlemlerden oluşan topluluk. bir okulda, bir derslikte öğrencilerin belli bir eğitim ya da öğretim amacıyla bir süre için oluşturdukları takım ya da öbeklere verilen ad. Bir çarpım işlemi altında kapalı kalıp her öğesinin evriğini içeren, birim işlerli öğeler kümesi. Gruplaştırmak. Türkümlemek.

Assembled synonyms : aggroup, fort up, club, concerted, amassed, put together, configure, combinate, conflate, agglomerate, compound, run into, bring together, cumulative, collective, carve out, build up, reassemble, accumulative, accrete, conjugate, clump, set up, erection, tack, crowd, addends, interact, piece, meet, collected, knotless, jumble.

Assembled zıt anlamlı kelimeler, Assembled kelime anlamı

Disjoin : Bağları kopmak. Birleşmesine engel olmak. Ayırmak.

Disassemble : Parçaları birbirinden ayırmak. Sökmek. Paraçalara ayırmak. Kaldırmak. Demonte etmek. Parçalara ayırmak. Ayırmak. Parçalarına ayırmak.

Diverge : Farklı olmak. Uyuşmamak. Uzaklaşmak. Birbirinden uzaklaşmak. Dallanmak. Sapmak. Ayrılmak. Açılmak. Birbirinden ayrılmak. Ayırmak.