Ayrım nedir, Ayrım ne demek

  • Ayırma işi, tefrik.
  • Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark.
  • Bir veya daha çok sahne içinde geliştirilip olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü.
  • Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter, fark
  • Alt bölüm.
  • Ayrılma noktası.

"Ayrım" ile ilgili cümle

  • "Kuvvetler ayrımı."
  • "Yol ayrımı."
  • "Bu arada silinen ayrımlar ve ayrımcıklar, bulanıklığı iyiden iyiye artırıyor." - T. Uyar

Yerel Türkçe anlamı:

Kadınların başlarına süs olarak dizdikleri paralar.

Yol kavşağı, iki yolun ayrıldığı yer.

Bölüm, bölük, parça.

[Bakınız: ayrıç]

Felsefi anlamı:

Aralarında türsel (spesifik) bir ayrılık olan iki şeyin birbirinden ayrı olması. (Ör. İnsanın attan türsel bir ayrımla -us sahibi olmakla- ayrılması.) Sayısal ayrım (differentia numerica): Bir türün bireylerini birbirinden ayıran belirtilerin toplamı (ör. yer, zaman). Türsel ayrım (differentia specifica): Türü oluşturan ayrım; bir türü bir üstündeki cinsten ayıran belirti.

İki şeyin ayrılmaz ilineklerle birbirinden ayrı oluşu.

Bir şeyin kendi kendinden ya da bir başka şeyden herhangi bir ayrılıkla ayrı olması. (Ör. "Sokrates bir başkası olarak Platon'dan ayrılır, çocuk ve yetişkin olarak da kendi kendinden ayrılır.")

 

Hukuki terim anlamı:

fark.

Matematik terimi olarak kelime anlamı:

E kümesinin AB altkümeleri verildiğinde (…) kümesi. Simgesi : AB,. A-B

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Televizyon oyunlarında buna karşılık olan bölüm.

Bir ya da daha çok görünçlük içinde geliştirilip, olgunun tamamlanmış bir parçasını veren film bölümü.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Eyer örtüsü.

Bilimsel terim anlamı:

[Bakınız: sıra 1]

Olay, nesne ya da özellikleri birbirinden ayıran ve algılanabilen başkalık, bk. benzerlik.

Anlamdaşlar ve yakın anlamlılar arasında bulunan ince anlam ayrılığı.

İngilizce'de Ayrım ne demek? Ayrım ingilizcesi nedir?:

discrimination, difference, sequence

Fransızca'da Ayrım ne demek?:

classe-classis, aphérèse, nuance

Ayrım kısaca anlamı, tanımı:

Ayrım yapmak : Eşit davranmamak, fark gözetmek.

Ayrımında olmak : Farkında olmak.

İnce ayrım : En küçük ayrıntı, çalar, nüans.

Irk ayrımı : Bireylerin, toplumsal kümelerin veya toplumların ırk özelliklerinden dolayı eşit olmayan işlemler karşısında bırakılmaları, ayrı tutulmaları, dışlanmaları, sınırlandırılmaları veya üstün tutulmaları.

Sönüm ayrımı : Süresi gelmiş borç senetlerini ödemek amacıyla ayrılmış yedek para.

Yol ayrımı : Yolların birbirinden ayrıldığı yer.

Ayrımcı : Ayrım yapan kimse.

Ayrımlama : Senaryonun hazırlanmasında geliştirim ile çevrim senaryosu arasında yer alan, senaryonun sahne ve ayrımlarının belirlendiği, başlıca karakterlerin ayrıntılarıyla çizildiği, konuşmaların son biçimini aldığı aşama.

 

Ayrımlaşma : Bir iç kayanın katılaşması sürecinde yer ve zamana göre ayrımların ortaya çıkması, farklılaşma. Hücrelerin veya canlı organizmaların işlevlerine veya yaşayış türlerine ilişkin yapısal nitelik kazanması, farklılaşma. Ayrımlaşmak işi, farklılaşma.

Ayrımlaşmak : Ayrımlı duruma gelmek, farklılaşmak.

Ayrımlı : Ayrımı olan, aralarında ayrım bulunan, değişik, farklı.

Ayrımlılık : Ayrımlı olma durumu, farklılık.

Ayrımsama : Ayrımsamak durumu.

Ayrımsamak : Bir şeyi anlamak, bir şeyi görmek, fark etmek.

Ayrımsız : Ayrımlı olmayan, aynı, farksız.

Ayrımsızlık : Ayrımsız olma durumu, farksızlık.

Cinsiyet ayrımcılığı : Genellikle eğitim veya iş yaşamında bireye erkek veya kadın olduğu için farklı tutum ve davranışlar içinde olma.

Pozitif ayrımcılık : Toplumdaki diğer kişiler ile eşit koşullarda yaşamadığı düşünülen belli gruplara çeşitli ayrıcalıklar tanıyarak onları destekleme.

Yol ayrımına gelmek : Farklı düşünce, görüş ve ülkü yüzünden birbirinden ayrılmak. yolların birbirinden ayrıldığı yerde bulunmak. hayata bakış ve yaşayışta farklılaşmak.

Ayırma : Ayırmak işi.

Tefrik : Ayırma, ayırt etme.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Nesne : Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç. Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi olan her türlü cansız varlık, şey, obje. Öznenin dışında kalan her konu, obje.

Başkası : Diğer bir kişi, herhangi bir kimse, diğeri, ötekisi.

Karış : Parmaklar birbirinden uzak duracak biçimde gergin duran elde, başparmak ile serçe parmağın uçları arasındaki açıklık.

Ayrılık : Ayrı olma durumu. Birinden uzak düşme, firak, firkat. Evlilik birliğinin yargıç kararı ile geçici bir süre için kaldırılması. Düşünce, görüş veya duygu arasındaki uymazlık, mübayenet.

Alt bölüm : Sınıflandırmada ana bölümlerin ayrıldığı parçalardan her biri, ayrım.

Alt : Birine göre daha aşağı mevkide olan kimse, madun. Bir şeyin yere yakın bölümü. Birkaç şeyden aşağıda olan. Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü. Bir nesnenin tabanı. Sınıflamalarda ikinci derecede olan. Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı.

Bölüm : Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon. Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı. Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman. Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım. Çağ, devir. Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik.

Ayrılma : Bir biçmeden geçen beyaz ışığın türlü renklerde görünmesi. Ayrılmak işi.

Ayrım yaklaşımı : İncelenen olgunun, içinde belirdiği durumla belirmediği durumun biri dışında-yani olgunun belirdiği durumda bulunan bir koşul dışında -tüm öteki koşulları aynıysa, iki durumun ayrıldığı koşul olgunun nedenidir diyen varsayım gerçekleme yolu. bk. gerçekleme yaklaşımları.

Ayrımcı giriş kısıntıları : Ülkeler ya da yurda sokulacak mallar arasında ayrım doğuracak biçimde uygulanan giriş sınırlaması.

Ayrımcı gümrükler : Kimi ülkelerden gelecek malları, öteki ülkelerden geleceklere göre daha elverişli ya da daha elverişsiz duruma getirme amacıyla konan gümrük vergileri.

Ayrımcık : Küçük ayrım. İlgili cümle: "“Bu arada silinen ayrımlar ve ayrımcıklar, bulanıklığı iyiden iyiye artırıyor.”" T. Uyar. Gözlem ya da ölçüm konuları arasında ancak duygun bir araçla saptanabilecek ince ayrım. bk. duygunluk.

Ayrımcılık : Ayrımcı olma durumu. Belli insan öbeklerinin ayrımlaşmasını bilinçli bir biçimde gerçekleştirmeyi amaçlayan bir yöneltinin benimsenmesi.

Ayrımcılık sözleşmesi : İş verme, eğitim ve çalışma koşullarının düzenlenmesinde ırk, renk, cinsiyet, din, etnik köken, ulusal kimlik ve siyasal görüş temelindeki ayrımcılıkların, ulusal politikalarla önlenerek fırsat ve uygulama alanında eşitliği geliştirmeye yönelik düzenlemeleri içeren ve 1958 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi.

Ayrımlamak : Ayrım yapmak.

Ayrımlaşmış rant : İşlenebilir ve kullanılabilir toprak parçalarının kimyasal, ve tarımsal özelliklerinde, yerel konumlarında, işlenmemiş özdek ve pazarlama özeklerine olan uzaklıklarındaki ayrılıkların ortaya çıkardığı değer.

Ayrımlı dağlama : Bir yapı içindeki çeşitli fazları saptamak ereğiyle yapılan ve uygun bir dağlayıcı kullanarak çeşitli fazları değişik renklerde dağlama işlemi. Sıralı dağlama diye de bilinir.

Ayrımlı ısıtma : Bir parçanın kullanılış yerine göre gereken yerel özellik başkalıklarını yaratmak ereğiyle, parçanın çeşitli yerlerini başkalıklı olarak ısıtma.

Ayrım ile ilgili Cümleler

  • Zehirli sarmaşık ve zehirli meşe bitkiler arasındaki nasıl ayrım yapacağınızı biliyor musunuz?
  • Türkçe noktalı ve noktasız "I" arasında ayrım yapıyor. Her ikisinin de büyük ve küçük versiyonları var.
  • Bana yardım ederseniz yanıldığımda ve ayrıcalık ayrımcılık yaptığım zamanlarda bana yanlış yaptığımı söylerseniz hepimiz bir istersek daha yaşanılır bir Dünya olmaz mı?
  • Bazı Japon vatandaşları, Çin'de iki ülke arasındaki diplomatik anlaşmazlıklardan dolayı ayrımcılığa maruz kalıyorlar.
  • Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.
  • Beni iticiyken, dedikodu yaparken ve ayrımcılık yaparken de sevebiliyor musun?
  • Onlar eşcinsellere karşı ayrımcılığı durdurmaları gerektiğini fark ettiler.
  • Irkçılıktan ve ayrımcılıktan arınmış yeni bir anayasa için hazırlık yapmalıyız.
  • Ben hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm canlıları sevmeye çalıştım, buna bile engel olmaya çalıştınız.
  • Türkçe ile İngilizce çok farklıdır. Örneğin Türkçe'de cinsiyet ayrımı yoktur, İngilizce'de vardır.

Diğer dillerde Ayrım anlamı nedir?

İngilizce'de Ayrım ne demek? : n. distinction, difference, apartheid, part, segregation, margin, color bar

Fransızca'da Ayrım : différence [la], distinction [la], divergence [la], diversité [la], distance [la]

Almanca'da Ayrım : Differenz, Unterschied

Rusça'da Ayrım : n. разбор (M)