Bölük nedir, Bölük ne demek

  • Bir bütünden ayrılmış olan parça, kısım.
  • Hizip
  • Takımlardan oluşan, üçü veya dördü bir tabur oluşturan ve öbür birliklerin temeli sayılan birlik.
  • On kuralına göre yazılan bir tam sayının, sağdan sola doğru üçer üçer ayrılan basamaklarından her bir üçlü takımı.
  • Saç örgüsü.

"Bölük" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Birler bölüğü, binler bölüğü, milyonlar bölüğü."
  • "Bir kandil günü öteki bölükteki büyük hanımın elini öpmeye gitmiştim." - B. Felek
  • "Şehre giren kuvvetlerimiz iki süvari bölüğünden ibaretmiş." - Y. K. Karaosmanoğlu

Yerel Türkçe anlamı:

Yerli bez parçası, dokuma.

Bölük, parça

Askeri bölük

Mahalle.

Toprak, tarla, parçası.

Oyunlarda, garsonun getirdiği çay, kahve, şeker.

Parça parça ayrılan saç örgüsü.

Tarlalar ortasında kalmış orman parçası.

Hukuki terim anlamı:

dâire.

Matematik terimi olarak kelime anlamı:

Dilemsel sayıda öğeden oluşan soyut nesne.

Tarih'teki anlamı:

Osmanlı askerî örgütünde belli görevdeki kişilerden oluşan birliklere verilen ad.

Diğer sözlük anlamları:

Parça, kısım.

Saç bölüğü, saç Örgüsü.

Bilimsel terim anlamı:

(Deneysel tasarım) Deney tasarımında işlem ya da gözlem altındaki olabildiğince türdeş öğeler topluluğu.

 

İngilizce'de Bölük ne demek? Bölük ingilizcesi nedir?:

company, block, class

Almanca'da Bölük ne demek?:

kompanie

Fransızca'da Bölük ne demek?:

partie i. s., compagnie

Osmanlıca Bölük ne demek? Bölük Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

cümle

Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:

Hakkâri ili, Yüksekova ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

Bölük kısaca anlamı, tanımı:

Bölükbaşı : Yeniçeri ordusunda üst rütbeli bir görevli.

Bölük bölük : Parçalara ayrılmış bir biçimde.

Bölük pörçük : Bütünlüğü sağlanamamış, parça parça. Dağınık bir biçimde.

Parça bölük : Kısım kısım, azar azar, oradan buradan.

Birimler bölüğü : Birden dokuz yüz doksan dokuza kadar olan sayılar bölüğü.

Levazım bölüğü : Levazım işleriyle uğraşan askerî birlik.

Sade birimler bölüğü : Birden dokuza kadar olan sayılar kümesi.

Söz bölüğü : Anlatımın herhangi bir parçası.

Süvari bölüğü : Altı askerlerden oluşan bölük.

Yüzlük birimler bölüğü : Yüzden dokuz yüz doksan dokuza kadar olan sayılar bölüğü.

Söz bölükleri : Kelimelerin ad, sıfat, fiil, zamir, edat, bağlaç, zarf, ünlem diye adlandırılan türleri.

Bölük bölük olmak : Parçalanmak, kesilmek.

Parça : Müzik eseri. Güzel, alımlı kız veya kadın. Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey. Pasaj. Tane. Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül. Nesne. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime.

Kısım : Bir cinsten veya meslekten olanların tümü. Kol. Parçalara ayrılmış bir şeyin her bölümü, bölük, kesim.

 

Örgü : Dokumacılıkta atkı ve çözgü ipliklerinin, dokumayı oluşturacak biçimde belli bir desene göre kesişmesi. Örülmüş saç bölüğü, belik. Her türlü eylem ve olaydan oluşan akış. Örülerek yapılan, örme. Konunun ana çizgisi, oyunun işlenişi veya çatısı. Yapı. Tığ, şiş veya özel makineyle ilmiklerin yan yana getirilmesiyle örülerek yapılmış şey. Örme işi veya biçimi. İletişim, ulaşım vb.nin ülke yüzeyinde yayılmış biçimi, ağ. Bazı sinir veya damarların birbirine geçip dolaşmasından ortaya çıkan oluşum.

Hizip : Kur'an-ı Kerim'in her cüzünün beş sayfalık bölümü. Bir siyasi partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasi çizgiye karşı olan, ayrı bir teşkilat merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşan parti içi grup, fraksiyon, klik. Bölük, kısım.

Takım : Sigara ağızlığı. Görev bakımından birbirini tamamlayan kimselerin topluluğu, grup, ekip, trup. Bir oyunda sahaya çıkan belli kuruluşlara bağlı oyuncular topluluğundan her biri. Birbirini tamamlayan şeylerin tümü. Bir filmin çevriminde görüntüleri alma, aydınlatma, ses alma gibi belli başlı çalışmaları yapmak için gerekli en küçük teknikçiler topluluğu. Canlıların bölümlendirilmesinde familya ile sınıf arasında yer alan, yakın benzerlikler gösteren organizmaların oluşturduğu birlik. Aşağılayıcı ve küçümseyici anlamda topluluk. Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman. Takım elbise. Bölüğü oluşturan birliklerden her biri. Birlikte oynayan, kazanmak için birlikte çalışan sporcu topluluğu. Hayvanlarda yemek borusu, akciğer ve karaciğere genel olarak verilen ad. Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk.

Tabur : Küme, yığın, grup. Dört bölükten kurulan, bir binbaşının komutasındaki asker birliği.

Birlik : Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen. Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet. Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk. Bir arada olma durumu, vahdet. Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması. En büyük değerdeki nota, dört dörtlük. Bölünmezliği içeren yalın bütün. Tek, bir olma durumu, vahdaniyet. Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek.

Saç örgüsü : Nakış işlerinde bir motif adı, bölük.

Saç : Bu nesneden yapılmış, üzerinde yufka yapılmış olan dışbükey pişirme aracı. Bu üründen yapılan. Yassı demir çelik ürünü.

Bölük purçuk : Parça parça.

Bölükbaş : Kars şehri, Selim ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

Bölükçalı : Elâzığ şehri, Keban belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yer.

Bölükçam : Kahramanmaraş şehrinde, Pazarcık ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Bölükdamlar : Kahramanmaraş kenti, Çağlayancerit ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

Bölükdeş : Usta çoban.

Bölükelma : Elâzığ ilinde, Gökdere nahiyesine bağlı bir yer.

Bölükkaya : Malatya kenti, Pütürge ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Bölükkonak : Batman şehri, Kozluk ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

Bölükleme : Benzer özellikteki öğelerini bir araya getirerek, bir kümeyi dizgesel altkümelerme ayırma işlemi.

Diğer dillerde Bölük anlamı nedir?

İngilizce'de Bölük ne demek? : n. troop, squad, company, basic military unit

Fransızca'da Bölük : classe [la], troupe [la], compagnie [la]

Almanca'da Bölük : n. Kompanie

Rusça'da Bölük : n. часть (F), эскадрон (M)