Baharatlı nedir, Baharatlı ne demek

Baharatlı; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

  • İçinde karabiber, karanfil, tarçın vb. maddeler bulunan, baharlı

"Baharatlı" ile ilgili cümle

  • "Dumanlı dumanlı, sıcak sıcak, baharatlı köfteler..." - Ç. Altan

Baharatlı tanımı, anlamı:

Baharat : Yiyecek ve içeceklere hoş koku ve tat vermek için kullanılan tarçın, karanfil, zencefil, karabiber vb. maddeler, bahar.

Bahar : İlkbahar. Gençlik dönemi. Baharat. Bu mevsimde ağaçlarda açan çiçekler ve yapraklar.

Karabiber : Karabibergillerin örnek bitkisi olan, zeytinsi, meyvelerin taneleri yuvarlak, yaprakları kalp biçiminde, tırmanıcı bir bitki (Piper nigrum). Bu tanelerin kurutulup öğütülmesiyle yapılmış olan toz. Bu bitkinin baharat olarak kullanılan kuru ve siyah tanesi. Sevimli ve ufak tefek esmer güzeli.

Karanfil : Bu ağacın karanfil yağı elde edilen ve baharat olarak kullanılan, ağız kokusunu gideren, acımsı, koyu renkli, küçük çivi biçimindeki tomurcuğu. Karanfilgillerden, güzel renkli çiçekler açan bir süs bitkisi (Dianthus caryophyllus). Mersingillerden, Molük Adaları'nda, Filipinler'de ve Hindistan'da yetişen ve yaprakları sürekli yeşil kalan bir ağaç (Caryophyllus aromaticus).

Tarçın : Bu ağacın, içinde kokulu bir yağ bulunması dolayısıyla baharat gibi kullanılan kabuğu. Defnegillerden, genellikle Asya'nın güneyinde yetişen ve değişik türleri bulunan bir ağaç (Cinnamomum).

 

Madde : Para, mal vb. ile ilgili şey. Molekül. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Bir cismi oluşturan öge, öz. Duyularla algılanabilen nesne.

Baharlı : Baharatlı.

Baharatlı ile ilgili Cümleler

  • Acı ve baharatlı olmayan bir şey yemek istiyorum.
  • Kore 'nin yemekleri genellikle çok baharatlı olur
  • Onu baharatlı severim ama onu çok baharatlı sevmiyorum.
  • Öğle yemeği için attı salata ile bol baharatlı domuz etli bir pizza yedik.
  • Ali Mary'nin yaptığı yemeklerin genellikle çok baharatlı olduğunu düşünüyor.
  • Ali bana baharatlı yemek yemeyi sevdiğini söyledi.
  • Dört yaşındaki Amerikalı turist, aslında, Sichuan eyaletinin ünlü mayhoş mutfağına rağmen tamamen baharatlı sığır etinden yapılmamış olduğunu farkettiği için hayal kırıklığına uğradı.
  • Sana doğruyu söylemek gerekirse, bu benim için biraz çok baharatlı.
  • Soğuk ve ıslak yere oturmayın, baharatlı yemeyin çünkü basurunuz azabilir.
  • "Baharatlı yiyecekleri sever misin?" "Bayılırım."

Diğer dillerde Baharatlı anlamı nedir?

İngilizce'de Baharatlı ne demek? : adj. spicy, seasoned with spices, hot, spiced, seasoned

Fransızca'da Baharatlı : épicé/e

Almanca'da Baharatlı : adj. gewürzt, würzig

Rusça'da Baharatlı : adj. пряный