Bar clearence türkçesi Bar clearence nedir

  • Atletizm alanında kullanılır.
  • Çıtayı geçiş.
  • Yüksek atlamalarda, belli bir yüksekliğe konmuş olan çıtayı düşürmeden aşarak, vücudu tümüyle sıçrayış yönünden öbür yöne aktarma.

Bar clearence ingilizcede ne demek, Bar clearence nerede nasıl kullanılır?

Bar : Engel. Demir ya da tahta parmaklık. Parmaklıklarla örtmek. Üniformalarda rütbe belirten metal çubuklar. Çıta. İnce ışık demeti. Kapatmak. Sırık. Hapsetmek. Baro.

Clearence : Arınma. Klirens.

Bar association : Avukatları yetkilendiren ve avukatlık mesleğini kontrol eden teşkilat. Barolar birliği. Avukatlar barosu. Baro.

Bar bell : Bir gösteride iki bölüm arasındaki arayı bildiren zil. Birbirine sapla bağlı disklerden yapılmış, ağırlık kaldırma amacına dayanan bir güç gösterisi aracı. Halter. Ara zili.

Bar border : Çubuğun kenarı.

Bar chart : Oran ve nicelikleri yansıtmak için dikey kolonlar ve yatay çubuklar kullanan grafik. Çubuk grafik. Çubuklu çizelge. Pazarlık. Sütunlu grafik. Sütun grafiği. Çubuk çizim. Çubuklu grafik. Çubuk grafiği.

Bar cabinet : Meşrubatlar ve alkollü içeceklerin tutulduğu küçük dolap. Bar kabini. Bar dolabı.

İngilizce Bar clearence Türkçe anlamı, Bar clearence eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bar clearence ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Arce of circle : Başlangıç kirişi. Cirit gelişme alanının yan çizgilerini atış yönünde sınırlayarak kesen kiriş.

Caution : İkaz etmek. Dikkatini çekmek. İhtiyat. Tembihlemek. Dikkat. Uyarı. Sakınma. İhtar etmek. Olası sakınca ya da kaçınılar karşısında önlem alma yeteneği.

Cage : Çekiç atma ile disk atmada, yarışçıları, görevlileri, izleyenleri korumak için, atma döngülerinin çevresine ağzı atış yönüne doğru c harfi biçiminde yerleştirilen ağlı kafes. Kafese koymak. Düşerge. Kamp. Kafes. Koruma kafesi.

Chief course judge : Kır koşularında, koşu yeri ile yazman yargıcılarının denetiminden sorumlu yönetmen. Koşu yeri yönetmeni.

Approach : Başvurmak. Çok benzemek. Girişmek. Gelişme koşusu. Varmak. Atma ya da atlamalardan önce en iyi aşamayı elde edebilmek amacıyla, yarışçının gelişme alanında hız kazanmak için yaptığı koşu. Yanaşmak. Yaklaşım. Ulaşmak.

Chief timekeeper : Süre yönetmeni. Süre yargıcılarının görevlerinden, saptanan derecelerin yazılıp yayımından sorumlu yargıcı.

Break the record : Rekoru kırmak. Belirli bir zamanda kadar resmi olarak belirlenmiş en iyi performanstan daha iyi performans göstermek (örneğin bir spor müsabakasında). Eski sonaşamı yenilemek ya da aşıp yeni bir sonaşam elde etmek. Sonaşamlamak. Rekor kırmak.

Athletics : Bedensel dayanıklılığı, doğal devimleri geliştirmeyi amaçlayan, koşu, atma, atlama, yürüyüş gibi alıştırma ile yarışları kapsayan spor çalışmalarının genel adı. Sporculuk. Atletizm. Atletizm yarışları.

 

Athlete : Atlet. Sporcu. Atletizmi uğraş edinip dallarındaki yarışlara katılan sporcu. Atlet (sporcu).

Chief result recorder : Varış yönetmeni. Varış yargıcılarını görevlendirmek, varışları özel çizelgesine geçirmek, varışa ilişkin bütün sorunları çözümlemekle yükümlü başyargıcı.

Bar clearence synonyms : angle of flight, combined competitions, advancing foot, athletic, baton.