Başlık nedir, Başlık ne demek

  • Genellikle başı korumak için giyilen şapka, serpuş.
  • Tekerlek parmaklarının çakılı olduğu kısım.
  • Bir sütunun, bir direğin tepeliği.
  • Kâğıt veya zarf üstüne basılmış ad ve adres, antet.
  • Tablaların veya iş parçalarının düzgün kalmasını sağlamak amacı ile baş taraflarına takılan parça.
  • Bir yazının, bir kitabın bölümlerinin başına konulan ve konuyu kısaca tanıtan ibare, serlevha.
  • Başlık parası.
  • Üst giysilerinin yakalarına takılı başlık, kapüşon.
  • Hayvan koşumunun başa geçirilen bölümü

"Başlık" ile ilgili cümle

  • "İyi ki güneş açmış, sıcak basmış da başlığını sıyırınca yüzünü görmüş, tanımışlardı." - N. Cumalı
  • "Önünden yüzlerce defa geçmiş olduğumuz bin yıllık çeşme, bir sütun başlığı birden gözümüzde şahsiyet ve değer kazanırdı." - S. Ayverdi

Yerel Türkçe anlamı:

Şalvar uçkurluğu.

Yular.

Güreşte galip gelen öküz.

Kalın samanla karışık arpa veya buğday.

Yular.

Gem.

Yulara takılan boncuk örmesi.

İyi yanması için tandırda küme yapılmış olan tezek.

Tekerlek parmaklarının çakılı olduğu kısım, top.

Evlenecek erkeğin kız tarafına verdiği para, mal veya ziynet eşyası, ağırlık.

Hayvan veya eşya değişenlerden birinin aldığı fazla para veya eşya: Koyuncu Hamit'le öküzleri değiştik, 20 lira da başlık aldım.

 

Takasta üste verilen para: Öküzü değişdim, beşyüz de başlık aldım.

Hissesiz, müstakil tarla.

Tandırı yakmak için kullanılan iri saman.

Tandıra hava gelen yerde kerpiçten yapılmış olan delik.

Biyoloji'deki anlamı:

Aktin filamentinin (+) ya da (-) ucunda monomerlerin dağılmasını önleyen gCAP 39, severin, gelsolin, villin gibi proteinler. İskelet kasında aktin filamentlerinin Z ucunda CAP Z, diğer ucunda tropomodulin proteinleri. 3.Lac operonunda bulunan operatör ve promoter kısımlarının DNAaz bir tarafından parçalanmasına karşı koruyan üç protein.

Ökaryotik mRNA'nın 5' ucundaki yapı. Transkripsiyondan sonra 5' GTP'nin üç fosfatı ile mRNA' nın uç bazının birleşmesi ile oluşan, ilave G metil grubu ihtiva eden koruyucu nükleotit dizisi.

Gümrük alanında kullanılan anlamı:

Bir bildirmelik başlığına giren mal ya da malları ad, nitelik ve özellikleri ile belirten sözcüklerin topu.

Gösteri Sanat terimi olarak anlamı:

Bir yapıtın adı. 2 -Epik tiyatro'da oynanan tablonun konusunu ya da yorumunu sahnedeki bir gergiye yansıtılmasıyla ortaya çıkan yazı.

Hukuki terim anlamı:

bâb.

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Bir üçayağın alıcı ile birleştiği yerde bulunan ve alıcının olduğu yerde çeşitli yönlere dönebilmesini sağlayan çeşitli yapıdaki araçlar.

Tarih'teki anlamı:

Resmî yazılarda kâğıdın üst yanına konan ve belgeyi yazan ile belgenin yazıldığı kişinin aşama ve orununa göre değişen sesleniş niteliğindeki sözler.

Tiyatro'daki terim anlamı:

Bir yapıtın adı;

Bazı oyunlarda, özellikle anlatımcı tiyatroda, oynanan tablonun konusunu sahne üzerine iri harflerle ya da projeksiyonla yansıyan yazı.

 

Sosyoloji'deki anlamı:

Kimi sanayi öncesi toplumlarda, topluluklarda evlenecek erkeğin ya da ailesinin gelin adayının babasına ya da başka yakınlarına aile üyelerinden birini yitirmelerinin karşılığı olarak yaptıkları ödeme.

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

Pulluk okunun ucu. (Taşpınar *Aksaray -Niğde)

Koşum takımının atın başına rastlayan bölümü. (*Yalvaç, *Senirkent -Isparta; *Bor, *Aksaray -Niğde)

Yün atma aygıtının kirişin dışarı fırlamasını sağlayan uç kısmı. (*Yalvaç -Isparta)

Kağnı tekerlerinde tahta parmakların geçtiği ağaç göbek kısmı. (Kızılcasöğüt *Banaz -Uşak; Ortayazı *Senirkent -Isparta; *Bor, *Aksaray -Niğde)

Diğer sözlük anlamları:

Mehri muaccel., kalın.

Bilimsel terim anlamı:

Tablaların ya da iş parçalarının düzgün kalmasını sağlamak amacı ile baş taraflarına takılan parçalara verilen genel ad.

Hem kızın ailesinden ayrılmasıyla yitirilen işgücünü karşılamak, hem de kadının durumunu ve evliliğin sürüp gitmesini güven altına almak gibi ikili bir işlevi amaçlayan, erkeğin evlenmek için kızın ailesine verdiği para, hayvan ya da özdeksel değeri olan nesneler.

Yazmalarda ilk sayfanın üst başına yapılmış olan bezekli bölüm.

Yazmalarda ve eski basma kitaplarda kitap adı.

Burmaç üzerindeki burmalı dişlere uyacak biçimde ortasında dişleri olan ve burmaca takılarak bir bağlama örgesi oluşturan, ortası delik kalın pul.

Çeşitli yarışlarda, koşucuların giymek zorunluğunda oldukları, deriden ya da plastikten yapılmış başlık. Bunların içi, yumuşatılmış sert maddelerle doldurulmuştur. Üzerindeki dilimlerin aralıkları en çok 45 mm. olur.

Çalıştırmada yumrukoyuncularının kaşlarının yarılmaması için başlarma geçirdikleri üstleri lastikli; ya da ayarlanabilir, çeneden bağlanan yumuşak deriden başlık.

İngilizce'de Başlık ne demek? Başlık ingilizcesi nedir?:

cap, caption, title, header, brid price, heading, term of heading, miner's helmet, nut, head, tripod head, headline, bride's price, truse

Almanca'da Başlık ne demek?:

casque, holm

Osmanlıca Başlık ne demek? Başlık Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

başlık, sername, kask

Başlık anlamı, tanımı:

Başlık almak : Bazı bölgelerde, evlenirken kızın babası oğlanevinden para veya mal almak.

Başlık atmak : Bir yazıya başlık olarak ad bulmak.

Başlık vermek : Bazı bölgelerde, evlenirken kızın babasına oğlanevi tarafından para veya mal vermek.

Başlık parası : Bazı bölgelerde, evlenirken damadın kaynatasına ödemesi gereken para veya mal, başlık.

Alt başlık : Herhangi bir yazıda alt bölümün başlığı.

Ara başlık : Esas bölümün alt başlıklarından her biri.

Çelik başlık : Hafif piyade silahlarının, havan ve top mermi parçalarının etkilerine karşı başı korumak için giyilen özel başlık.

Forma başlık : Dalgıçların kullandığı yuvarlak metal başlık.

Kızılbaşlık : Kızılbaş olma durumu.

Anot başlığı : Anotun kabloya bağlandığı uçta bulunan ve elektrik yalıtımını sağlayan kapak.

Lokma başlığı : Lokmaların takıldığı parça.

Yatak başlığı : Yatağın baş tarafına yaslanılmak üzere takılan metal, tahta, kumaş vb. malzemeden yapılmış nesne.

Başlı : Başı olan.

Başlıkçı : Başlık yapan veya satan kimse.

Başlıklı : Başlığı olan. Başlığı olan, antetli (zarf, kâğıt vb.).

Başlıksız : Başlığı olmayan, antetsiz (yazı, kâğıt vb.). Başlığı olmayan.

Genel : Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi. Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan. Yetkisi ve sorumluluğu çok olan. Bir genelleme sonucunda elde edilen. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne).

Korumak : Karşılamak, denk gelmek. Bir şeyin eskimesini, yıpranmasını önlemek için gereken dikkat ve özeni göstermek. Süregelen bir durumun değişikliğe uğramasını önlemek. Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek. Tehlikeli, zararlı durumları önlemek. Tehlikeye karşı denetimi altında bulundurmak, savunmak, müdafaa etmek. Güçlü bir kimse veya kuruluş, güçsüz birini veya bir şeyi desteklemek, himaye etmek.

Şapka : Bazı bitkilerde, özellikle mantarlarda sapın üstünde bulunan, üreme organlarını taşıyan şapka biçimindeki organ. Keçe, hasır, kumaş, ip vb. ile yapılmış olan başlık. Düzeltme işareti. Boru, baca, direk vb. şeylerin açık olan üst bölümünü havanın etkisinden korumak için takılan başlık.

Serpuş : Başlık.

Giysi : Her türlü giyim eşyası, giyecek, elbise, kıyafet, esvap, libas, urba.

Takılı : Takılmış, tutturulmuş, asılmış.

Kapüşon : Başlık.

Hayvan : At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse). Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık.

Bir : Tek. Bir kez. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Ancak, yalnız. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Sayıların ilki. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayı kadar olan. Aynı, benzer. Sadece.

Başlık : Kâğıt veya zarf üstüne basılmış ad ve adres, antet. Bir yazının, bir kitabın bölümlerinin başına konulan ve konuyu kısaca tanıtan ibare, serlevha. Tekerlek parmaklarının çakılı olduğu kısım. Bir sütunun, bir direğin tepeliği. Genellikle başı korumak için giyilen şapka, serpuş. Üst giysilerinin yakalarına takılı başlık, kapüşon. Hayvan koşumunun başa geçirilen bölümü. Başlık parası. Tablaların veya iş parçalarının düzgün kalmasını sağlamak amacı ile baş taraflarına takılan parça.

Tekerlek : Merkezde bulunan, bir eksenin çevresinde dönebilen çember, teker. Bu biçimde olan.

Çakılı : Çakılmış, bir şeye bağlı. Yeri değişmez, sabit. Çivi, kazık vb. bir şeyle tutturulmuş.

Kısım : Kol. Bir cinsten veya meslekten olanların tümü. Parçalara ayrılmış bir şeyin her bölümü, bölük, kesim.

Başlık aşğalık : İyi kötü: Başlık aşğalık bir dükkânımız var.

Başlık atmak : bir yazıya başlık olarak ad bulmak. İlgili cümle: "“Marifet makaleye başlık koymakta değil, koyduğu prensibe uymaktadır.”" R. H. Karay.

Başlık bağlama proteini : Halkasal adenozin monofosfat (cAMP) tarafından aktive edilen pozitif düzenleyici protein. Halkasal adenozin monofosfat tarafından aktive edilen pozitif düzenleyici protein.

Başlık bozmak : Çeyiz düzmek.

Başlık halkası : Gemin bir parçası.

Başlık kartonu : Bir film adının, telvizyon izlencesinin alıcıyla saptanması için yazıldığı karton.

Başlık proteinleri : Aktin filamentinin (+) ya da (-) ucunda monomerlerin dağılmasını önleyen gCap 39, severin, gelsolin, villin gibi proteinler. İskelet kasında aktin filamentlerinin Z ucunda Cap Z, diğer ucunda tropomodulin proteinleri. Lac operonunda bulunan operatör ve promoter kısımlarının DNAaz bir tarafından parçalanmasına karşı koruyan üç protein.

Başlık tablası : (Mimarlık) Sütun başlıkları üzerine konan ve kenarları başlıktan dışarı taşan taş plak.

Başlıklı maymun : Maymunlar (Primates) takımının, Yeni Dünya maymunugiller (Cebidae) familyasından, kuyruğu çok uzun, alnı çıplak ve kırışık, çevresindeki kıllar papaz başlığına benzeyen, Güney Amerika'da ormanlarda toplu hâlde yaşayan bir tür. (zooloji) (karşılık: say, Cebus ca-pucinus): Maymunlar (Primates) takımının Yeni Dünya-maymunugiller (Cebidae) familyasmdan bir memeli türü. Uzunluğu 48 ve çok uzun olan kuyruğu 50 cm. alnı çıplak ve karışık olup çevresindeki kıllar papaz başlığına benzer. Güney Amerikada ormanlarda toplu halde yaşar.

Başlık ile ilgili Cümleler

  • Bu sabah gözüme başlık takıldı.
  • Bana anlaşmanın başlıklarını ver.
  • Başlık yanıltıcıydı.
  • Haber başlıklarını gördün mü?
  • Başlık ilgi çekici.
  • Herkes bu sabahki haber başlıklarından memnundu.
  • Kırmızı başlıklı kızı çıldırttılar.
  • Başlıkların okuyucunun ilgisini çekmesi gerekiyor.
  • Ya niye bu enteresan bir başlık değil?
  • 1986'da Sally Ride To Space and Back başlıklı bir kitap yayınladı.

Diğer dillerde Başlık anlamı nedir?

İngilizce'de Başlık ne demek? : n. headgear, prelims, helmet, bonnet, cap, casque, head dress, hood, headpiece; title, headline, heading, caption; lemma; chapiter

Fransızca'da Başlık : coiffure [la], capuchon [le], cornette [la], couvre-chef [le]; manchette [la]; (kitapyaz

Almanca'da Başlık : n. Aufsatz, Aufschrift, Bonnet, Briefkopf, Haube, Kalotte, Kopfbedeckung, Rubrik, Überschrift, Zügel

Rusça'da Başlık : n. башлык (M), шлем (M), убор: головной убор (M), шапка (F), заголовок (M), заглавие (N), титул (M), калым (M)

adj. титульный