Bend the neck türkçesi Bend the neck nedir

Bend the neck ingilizcede ne demek, Bend the neck nerede nasıl kullanılır?

Bend : Çökmek (diz). Dönemeç. Çevirmek. Bükme. Eğilmek. Oynama yapmak. İşe geldiği gibi değiştirmek. İşi e geldiği gibi değiştirmek. Yöneltmek. Boyun eğmek.

The : Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belgili tanımlık. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer). Belirli durumlarda isimden önce kullanılır.

Neck : Ense. Boynun arka yüzü. Gerdan. Kıstak. Yaka. Çalgının sap kısmı. Sarmaş dolaş olmak (amerikan ingilizcesi). Dikey biçimli yanardağ baca dolgusu. Büyük baş hayvanlarda boyun altındaki sarkık deri. bos indicus ırkı sığırlarda deri sarkıklığıyla belirgin ön bacaklar arasındaki alan. boyun eti. Boyun (şişede).

Bend the elbow : Kafaları çekmek. Kafayı çekmek. Aşırı içmek. Çok içmek.

Bend the knee : Üstünlüğünü kabul etmek. Yola gelmek. Karşısında diz çökmek. Boyun eğmek. Diz çökmek.

Back of the neck : Ense.

Dead from the neck up : Zeki olmayan. Anlayışsız. Geri zekalı. Anlama yeteneğinden yoksun. Kafası basmayan. Salak. (argo terim) aptal. Aptal.

Get it in the neck : Cezalandırılmak. İşten çıkarılmak. Fırçayı yemek. Acımasızca azarlanmak. Aşağılanmak. Ağır ceza görmek. Okkanın altına gitmek.

 

Break the neck : Boynunu kırmak. Katletmek. Öldürmek.

Nape of the neck : Ense. Ense kökü.

İngilizce Bend the neck Türkçe anlamı, Bend the neck eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bend the neck ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abstentions : İmtina. Uzak durma. Sakınma. Çekinme. Kaçınma. Çekimser kalma. Çekimser oy. Çekimserlik. Oy vermeme.

Capitulating : Anlaşmak. Taahhüt etmek. Taviz vermek. Teslim şartlarını kararlaştırmak. Silahları bırakmak.

Abstention : Uzak durma. Çekinme. İmtina. Kaçınma. Oy vermeme. Çekimser oy. Çekimser kalma. Çekimserlik.

Roll over : Baş veya boyun eğmek. Takla atmak. Pes etmek. Çevirmek. Uyum sağlamak. Yuvarlanmak. Bir taraftan öbür tarafa yuvarlanmak. Mahkum arkadaşını satmak. Devrilmek. Daha uzun vadeli bir işleme dönüştürmek.

Cave in : Yıkılmak. Göçertmek. Kazmak. Göçürmek. Çökmek. Açmak. Moralman çökmek. Oymak. Göçmek.

Back : Arkaya. Futbol, gitar, jimnastik, madencilik alanlarında kullanılır. Arkasını imzalamak. Arkalık. Sırt. Savunucu. Geçmişe. Önce. Art.

Abnegate : Feragat etmek. Yadsımak. Ülkeden ayrılmak. Reddetmek. Kaçmak (sorumluluktan). Feda etmek. İnkar etmek. Tanımamak.

Resign : İstifasını vermek. Ayrılmak. -e emanet etmek. Teslim etmek. İstifa etmek. Terketmek. Çekilmek. Emanet etmek. Kendini vermek.

Capitulates : Taviz vermek. Anlaşmak. Taahhüt etmek. Silahları bırakmak. Teslim şartlarını kararlaştırmak.

Abjures : İnkar etmek. Vazgeçtigine dair yemin etmek. Dönmek (dininden). Yeminle vazgeçmek. Yemin ederek vazgeçmek. Vazgeçtiğine dair yemin etmek. Yemin ederek reddetmek. Tövbe etmek. Feragat etmek.

 

Bend the neck synonyms : bequeath, abdicate, allowing, give in, abandon, abandons, abandon hope, give up the struggle, knuckle under, abalienate, abnegates, buckle under, knuckle down, capitulated, abdicating, give oneself up, allows, capitulate, resigns, bequeaths, back off, back away, allow, abjured, abjure, resign oneself to, abdicated, abdicates, back down, bow out of.