Big bang türkçesi Big bang nedir

  • Büyük patlama.
  • Başlangıç.
  • 1986 eylül'ünde londra sermaye piyasalarının serbestleştirilmesi için kullanılan terim.

Big bang ile ilgili cümleler

English: Georges Lemaitre, a Belgian astrophysicist and Catholic priest, came to be known as the "Father of the Big Bang".
Turkish: Belçikalı astrofizikçi ve Katolik rahip Georges Lemaitre "Big Bang'in babası" olarak bilinegeldi.

Big bang ingilizcede ne demek, Big bang nerede nasıl kullanılır?

Big : Kocaman. Önemli. İri. Popüler. Büyük. Ünlü.

Bang : Güm diye çarpmak (argo terim). Çarpma sesi. Küt diye çarpmak. Çarpmak. Sevişmek. Hızla çarpmak. Gürültü yapmak. Küt diye çarpmak (argo terim). Güm diye çarpmak. Vurmak.

Big bang theory : Bütün evrenin tek bir noktanın devasa patlamasından yaratıldığı modeli. Big bang büyük patlama teorisi. Büyük patlama teorisi. Big bang teorisi.

Big apple : Büyük elma. New york city'nin lakabı. New york.

Big bellied : Toparlak. Şişman. Koca göbekli. Kilolu. Büyük göbekli. Şişko.

Big ben : İngiltere parlamentosundaki büyük saat çanı. Londra'daki britanya parlamentosu üzerinde yer alan ünlü saat kulesi.

Big belly : Şiş göbek.

İngilizce Big bang Türkçe anlamı, Big bang eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Big bang ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Doorway : Giriş. Kapı arası. Menfez. Kapı aralığı. Kapı yeri. Kapı boşluğu. Antre.

Cradle : Gemi kızağı. Kızak gemi. Özenle kucaklamak. Büyütmek. Trapezin oturma yeri. Beşiğe yatırmak. Sakınmak. Korumak. Beşikte sallamak.

Conception : Görüş. Düşünce. Kavrama, anlama yetisi. görüş, anlayış. Anlayış. Kavrayış. Fikir. Gebe kalma. Mefhum. Döllenmiş yumurtanın döl yatağına ulaşması, gebelik sürecinin başlaması, gebeliğin ana tarafından tanınmaya başlaması, konsepşın.

Blast : Tahrip etmek. Havaya uçurmak. Lanet etmek. Kavurmak (soğuk veya sıcak bitkiyi). İnfilak etmek. Kavurmak (soğuk). Kavurmak. Kavurmak (bitki). Yıkmak.

Commencements : Bidayet. Diploma töreni. Başlama.

Anlage : Bir organ oluşmadan önceki hücre topluluğu. Bir organ veya bölümün ilk fark edilebilir taslağı. Taslak. Kaynak.

Beginning : Köken. Esas. İlk adım. Başlangıç çekidi. Menşe. Başlangıç noktası. Kaynak. İptida. Neşet. Başlama.

Debuts : Toplum önüne ilk çıkış. Bir genç kızın sosyeteye ilk defa takdimi. (müzisyen vb) ilk defa halkın karşısına çıkmak. İlk çıkış (sahneye). Sahneye ilk çıkış. Sahneye ilk kez çıkış. İlk beliriş. Sosyeteye ilk tanıtılış. İlk defa sahne almak.

Departure : Kıpırdatma. Geri çekilme. Gidiş. Sapma. Yenilik. Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi. İnhiraf. Yola çıkma. Değişiklik. Ölüm.

Commencing : Başlama.

Big bang synonyms : debut, conceptions, da capo, cradles, commencement, birth.