Bloomer türkçesi Bloomer nedir

Bloomer ile ilgili cümleler

English: He's a late bloomer.
Turkish: O geç olgunlaştı.

English: Ali is a late bloomer.
Turkish: Ali geç olgunlaşan biri.

Bloomer ingilizcede ne demek, Bloomer nerede nasıl kullanılır?

Late bloomer : (yeteneklerini gösterme anlamında) geç açılmış. Geç olgunlaşan kimse. Geç serpilen. Geç olgunlaşan. Normalden daha geç bir yaşta olgunlaşan kimse.

Bloomers : Jimnastik pantolonu. Büzgülü kısa pantolon. Büzgülü kısa pantolon (kadın).

Bloomery : Haddehane. Demirci ocağı. (metal işleme) demirci ocağı. Madeni demire eritmek için kullanılan yüzey ve ocak. Hadde.

Bloomed : Güzelleşmek. Çiçeklenmek. Serpilmek. Çiçek açmak. Dinç olmak. Külçe haline getirmek (demir).

Bloomed lens : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Yansımaönlerli mercek. Yansıma önleyici katlı mercek. Yansıma önleyici kat çekilmiş mercek. Kaplanmış objektif.

Bloom heating furnace : Kabakütük tav fırını.

Nickel bloom : Nikel filizi. Sulu oksitlenmiş nikel minarelleri.

Bloomier : Buğulu. Çiçekli.

Algal bloom : Algal blum. Alg çiçeklenmesi. Alg çoğalması. Yosun patlaması. Alg patlaması. Bitki besin maddelerince zenginleşen su kaynaklarının yüzey kısmında alglerin aşırı bir biçimde çoğalması, alg çiçeklenmesi, algal blum.

 

Blooming : Çiçeklenmiş. Çiçeklenme. Çiçek açmış. Çiçek açan. Kör olası. Lanet olası. Çiçekli. Çiçek açma. Körolası. Kabakütük haddeleme.

İngilizce Bloomer Türkçe anlamı, Bloomer eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bloomer ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Delinquency : Suç işleme (çocuklarda). Suç işleme. Herhangi bir toplumsal görevi yapma ya da bir yasağa uymada bireyin başarısız kalması, toplumsal bir yükümlülüğe aykırı davranması durumu. Kurallara uymama. Kötüye kullanma. Kabahat. Suç. Görevi ihmal etme. Borçların ödenmemesi.

Atrocity : Gaddarlık. Canavarlık. Vahşet. Acımasızlık. İğrençlik. Hunharlık. Mezalim. Şenaat.

Bloopers : Filmdeki çekim hataları. Filmin sonunda gösterilen çekim hataları bölümü. Tekleme. Çekim hatası veya hataları. Halk önünde yapılan yüz kızartıcı hata.

Error : Bilgisayar, eğitim, fizik, uzay alanlarında kullanılır. Günah. Yanılgı. Yanlış. Suç. Doğabilimsel ölçümlerde ölçü aygıtlarından, insan değerlendirmelerinin yetersizliğinden kaynaklanan belirsizlikler. Yanılma. Falso. Sayılamada dikkatsizlik ya da unutkanlık yüzünden hesaplama işlemlerinde, verilerin yorumlanmasında yapılan yanlışlık.

Full grown : İyi gelişmiş. Tam gelişmiş. Tam gelişmiş veya büyümüş. Ergin. Tamamıyla büyümüş. Büyümüş. Yetişkin.

Mellower : Yumuşamak. Cana yakın. Yumuşatmak. Yumuşak. Olgunlaştırmak. Tatlı (ses veya renk). Yumuşaklık. Yıllanmış. Yumuşak (toprak).

 

Pratfall : Kıçının üzerine oturmak (fig ya da lit). Büyük salaklık. Çok büyük bir hata.

Delinquencies : Kurallara uymama. Görevi ihmal etme. Borçların ödenmemesi. İhmal. Suç işleme. Suç. Suça sürüklenme. Suç işleme (çocuklarda). Kabahat.

Culpa : (latince) kabahat. Kusur. İhmal. Suçlanmaya değer olma niteliği. Suçluluk.

Bull : Sakçı. Hisselerin değerini yükseltmek. Çamyarması. Spekülatör. Spekülasyon yapmak. Piyasayı yükseltmek (borsa). Saçma. Vurguncu. Zırva.

Bloomer synonyms : bungle, boners, blundered, snafu, solecism, clangers, blooper, gaffe, mature, fumble, trip up, fledged, spectacle, maturest, grown up, boner, bobbles, gaucherie, blooming mill, big blunder, fuckup, boo boo, goof, blemishing, trip, bobsleigh, blemish, slip, howler, cockup, flubs, grownup, cockups.

Bloomer ingilizce tanımı, definition of Bloomer

Bloomer kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A costume for women, consisting of a short dress, with loose trousers gathered round ankles, and (commonly) a broad-brimmed hat.