Blushers türkçesi Blushers nedir

  • [#al Allık].
  • Yüzü kızaran.

Blushers ingilizcede ne demek, Blushers nerede nasıl kullanılır?

Blusher : Yüzü kızaran. Allık.

Blushed : Kızarmak (yüz). (yüzü) kızarmak. Kırmızılaşmak. Kızartmak. Kızarmak (yüz vb). Utanmak. Kızarmak. Yüzü kızarmak. Kızartı.

Blushes : Yüzü kızarmak. Kırmızılaşmak. Kızarmak. Utanmak.

A face suffused with blushes : Utançtan kızarmış yüz.

Blush with shame : Utanmak.

At first blush : İlk görüşte. İlk bakışta. İlk anda.

Bluster : Yüksekten atma. Kabadayılık taslamak. Boş tehdit. Sert esmek. Şiddetle esmek (rüzgar). Küstahça konuşmak. Fırtına gibi esmek. Zart zurt etmek. Kabadayılık etmek. Bağıra çağıra konuşmak.

Unblushing : Utanmaz. Arsız. Yüzsüz.

Unblushingly : Yüzü kızarmayan bir şekilde. Utanmazca. Terbiyesizce. Utanmadan.

Blushfully : Utanarak. Gösterişsizce. Alçak gönüllü bir şekilde. Uysalca. Sakince. Utangaç bir şekilde.

İngilizce Blushers Türkçe anlamı, Blushers eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Blushers ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Ruddiness : Kıpkırmızı olma. Kızıllık. Kırmızılık.

Flushness : Kıpkırmızı olma durumu. Pembelik. Kırmızılık. Kızıllık.

Stormy : Çekişmeli. Sinirli. Fırtınalı. Asi. Şiddetli. Gürültülü. Heyecanlı. Kavgalı. Sağanak yağışlı.

 

Rouge : Ruj sürmek. Dudak boyası. Allık sürmek. Allık parlatma tozu. Al. Ruj. Dudaklarını boyamak.

Rouges : Ruj sürmek. Al. Ruj. Dudak boyası. Allık parlatma tozu. Allık sürmek. Dudaklarını boyamak.

Flushed : Yıkanmış. Kırmızıya dönen. Kızaran. Çalkalanmış. Alı al moru mor. Yüzü kızarmış. Ankastre.

Fard : Farz.

Rouging : Ruj sürmek. Dudaklarını boyamak. Allık parlatma tozu. Al. Ruj. Allık sürmek. Dudak boyası.

Redness : Kızarıklık. Kızıllık. Kırmızılık.

Blushers synonyms : blusher, blushing, fards, confusion, blusterous, erubescent, blustering.

Blushers zıt anlamlı kelimeler, Blushers kelime anlamı

Calm : Arsız. Dingin. Sakinlik. Teskin etmek. Durgun. Sakinleşmek (deniz). Huzurlu. Dinmek (fırtına). Endişesiz. Gürültüsüz.

Understate : Hafife almak. Olduğundan eksik göstermek. Olduğundan az göstermek. Küçük söylemek. Küçümsemek. Olduğundan eksik veya hafif göstermek. Tefrit etmek.