Bring around türkçesi Bring around nedir

  • Yaşama döndürmek.
  • İkna etmek.
  • İnancından döndürmek.
  • Hayata döndürmek.
  • Düşüncesinden caymasını sağlamak.
  • Düşüncesini değiştirtmek.
  • Tekrar hatırlatmak (kötü anı vb).
  • Kendine getirmek.
  • Ayıltmak.

Bring around ingilizcede ne demek, Bring around nerede nasıl kullanılır?

Bring : Neden olmak. Doğurmak. Sebebiyet vermek. Belirtmek. Vermek (ceza). Getirmek. Kazandırmak. Kandırmak. Ayıltmak. İkna etmek.

Around : Ötede beride. Etrafta. Buralarda. Ortalıkta. Çevresine. Arkaya. Öteye beriye. Civarda. Her yanına. Doğru.

Bring into the world : Babası olmak. Doğurmak. Üretmek. Yaratmak. Dünyaya getirmek.

Bring a lawsuit : Mahkeme açmak. Dava açmak.

Bring a unit up to strength : Bir grubun mevcudunu tamamlamak.

Bring about : Gerçekleştirmek. İleri sürmek. Husule getirmek. Sebep olmak. Ortaya çıkarmak. Yol açmak. Meydana getirmek. Beraberinde getirmek. Orsa alabanda etmek (gemi). Doğurmak.

İngilizce Bring around Türkçe anlamı, Bring around eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bring around ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Soberer : Uslanmak. Aklını başına getirmek. Ayılmak. İçkide aşırıya kaçmayan. Durgunlaştırmak. Ciddi. Sade. Akla yatkın. Düşünceli bir hale sokmak.

Resuscitate : Diriltmek. Hortlatmak. Yeniden canlandırmak. Canlandırmak. Hayata dönmek. Bilinci açılmak. Yeniden ortaya çıkarmak.

 

Assuring : Yarılma. Temin eden. İnandırma. Güvenilir. Garantili. Temin edici. Sağlamak. Söz vermek. Sağlama almak.

Bring round : Döndürüp dolaştırıp aynı konuya getirmek.

Bring home : Görmesini sağlamak. Razı etmek. Anlamasını sağlamak. Aklını başına getirmek.

Sobered : Aklını başına getirmek.

Bring somebody to his senses : Aklını başına getirmek.

Resuscitates : Hortlatmak. Diriltmek. Canlandırmak. Yeniden ortaya çıkarmak. Hayata dönmek. Yeniden canlandırmak. Dirilmek.

Resurrect : Yeniden ortaya çıkarmak. Hortlatmak. Geçerli kılmak. Yeniden diriltmek. Yeniden kullanmak. Diriltmek. Yeniden adet edinmek. Yeniden canlandırmak.

Bring home to : Gerçekleri görmesini sağlamak. Uyandırmak.

Bring around synonyms : brought through, restore somebody to life, revive, argued, revivifies, bring oneself to, bring back, quickens, revived, resurrects, assures, revivified, bring over, quickening, quickened, sober, bestow hand on somebody, bring to, bring through, bring, argue somebody into something, resuscitating, soberest, arguing, argues, sober up, assure, argue, quicken, brings, resurrected, bring back to life, resurrecting.