Burst upon türkçesi Burst upon nedir

  • Yarıda kesmek.

Burst upon ingilizcede ne demek, Burst upon nerede nasıl kullanılır?

Burst : Yarılmak. Kağıt ayırmak. Çatlamak. Aniden açmak. Fışkırmak. Atılmak. Patlama. Boşanmak (gözyaşı). Ortaya çıkmak.

Upon : Göre. Üzerine. Üstünde. İle. Üzerinde.

Burst can : Kılıfın çatlaması. Yakıtın oluşturduğu yüksek ısının, kılıfın bir noktasında yoğunlaşması sonucu oluşan çatlama.

Burst communication : Çoğuşmalı iletişim. Patlamalı iletişim.

Burst errors received : Alınan sinyal dizisi hatası.

Burst forth : Açılmak. Pat diye önüne çıkmak. Birden ortaya çıkmak. Birden önüne çıkmak.

İngilizce Burst upon Türkçe anlamı, Burst upon eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Burst upon ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Break in : Hırsızlık amacıyla bir yere girmek. Söze karışmak. Sözünü kesmek. Motor parçaları yeniyken, yüzey pürüzlerini gidermek ve boyutsal uyum sağlamak için yapılan ön çalıştırma. Lafa karışmak. Zorla girmek. Evcilleştirmek. Lafı bölmek. Alıştırma.

Cut short : Uzatmamak. Susturmak. Kısa kesmek. Uzattırmamak.

Burst in on : Pat diye girmek. Kesintiye uğratmak.

Abandons : El etek çekmek. Boşlamak. Vazgeçmek. Kesmek. Viran hale getirmek. Bırakmak. Yüzüstü bırakmak. Terketmek. Terk etmek.

 

Break short : Kısa kesmek.

Interrupts : Sözünü kesmek. Ara vermek. Kesmek. Sekte vurmak. Söze karışmak. Kapatmak (görüntü).

Abandon : Tehire salmak. Kesmek. Coşku. Viran hale getirmek. Başlı-başına koymak. Boşlamak. Terk etmek. Başından atmak. Yüzüstü bırakmak. El etek çekmek.

Interrupt : Bilgisayar, bilişim alanlarında kullanılır. Kesmek. Yarıda bırakmak. Düzenini bozmak. Söze karışmak. Bilgisayar dizgesinde yürütülen bir görevin herhangi bir donanım biriminden gelen uyarı üzerine kesilip güdümün, geçici bir süre için, uyarıyı işleyecek göreve geçirilmesi. Ara vermek. Kesme. Engellemek. Sözünü kesmek.

Interrupting : Sözünü kesmek. Kesmek. Ara vermek. Sekte vurma. Kapatmak (görüntü). Söze karışmak. Sekte vurmak. Söze karışma. Sözünü kesme.

Call a halt : Kesmek. Durdurmak. Bitirmesini emretmek. Son vermek.