Buyers türkçesi Buyers nedir

Buyers ile ilgili cümleler

English: His job is to negotiate with foreign buyers.
Turkish: Onun işi yabancı alıcılarla görüşmek.

English: He has several buyers for the property.
Turkish: Bu emlak için birkaç alıcısı var.

English: A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.
Turkish: Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.

Buyers ingilizcede ne demek, Buyers nerede nasıl kullanılır?

Buyers market : Satıcıların alıcılardan daha çok olması nedeniyle satış koşullarının alıcılar tarafından belirlendiği piyasa. krş. satıcı piyasası. Alıcı piyasası.

Buyers monopoly : Alıcı tekeli piyasası. Çok sayıda satıcı karşısında tek bir alıcının olduğu piyasa türü. krş. iki yanlı tekel piyasası.

Buyer driven commodity chains : Büyük perakendeciler, marka pazarlayanlar, markalı imalatçıların gelişmekte olan ülkeler veya geçiş ekonomilerinde merkezkaç bir üretim ağı kurulmasında anahtar rol oynadıkları genellikle giyim, ayakkabı ve mobilya sanayileri gibi karların, araştırma, tasarım, satış, pazarlama ve mali hizmetlerden kaynaklandığı tüketim malları üretimine yönelik emek-yoğun üretim ağı. Alıcı yönetimli değer zincirleri.

 

Buyer driven value chains : Büyük perakendeciler, marka pazarlayanlar, markalı imalatçıların gelişmekte olan ülkeler veya geçiş ekonomilerinde merkezkaç bir üretim ağı kurulmasında anahtar rol oynadıkları genellikle giyim, ayakkabı ve mobilya sanayileri gibi karların, araştırma, tasarım, satış, pazarlama ve mali hizmetlerden kaynaklandığı tüketim malları üretimine yönelik emek-yoğun üretim ağı. Alıcı yönetimli değer zincirleri.

Buyer market power : Bir malı satan ya da satınalanların malın piyasa fiyatını veya miktarını etkileyebilme gücü. Piyasa gücü.

Marginal buyer : Marjinal müşteri. Marjinal alıcı. Belirli bir eder düzeyine kadar işlem yapan alıcı. Sınırsal alıcı.

Potential buyer : Potansiyel alıcı. Bir malı henüz satın almamış, ancak satın alması beklenen gerçek veya tüzel kişi. Potansiyel müşteri.

Prospective buyer : Bir malı henüz satın almamış, ancak satın alması beklenen gerçek veya tüzel kişi. Muhtemel alıcı. Beklenen müşteri. Potansiyel alıcı.

Buyer up of fruits and vegatables : Meyve ve sebze üreticileri ile manavlar arasında aracılık yapan kişi. Yemiş-sebze aracısı.

Buy and sell : Aksata etmek.

İngilizce Buyers Türkçe anlamı, Buyers eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Buyers ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Addressees : Mektup gönderilen kişi. Adres sahibi. Adına gönderilen. Hitap edilen. Adresine mektup gönderilen kişi. Alıcı makam. Gönderilen kişi. Kendisine kargo gönderilen kimse.

 

Clientele : Müşteriler. İşletmenin bütün müşterileri. Müvekkiller. Alıcılar. Müşteri topluluğu. Müşterilerin hepsi. Hastalar.

Debtor : Pay borçlusu. Borç hanesi. Borçlu. Borç alan. Verecekli.

Accepters : Muhatap. Akseptör. Kabul eden.

Jupiter : Güneş çevresinde dolanan gezegenlerden en büyüğü. Florida eyaletinde yerleşim yeri. Jüpiter (astronomi terimi). Jüpiter. Jüpiter (mitoloji terimi). Erendiz.

Clients : Bağımlı ülke. Müvekkil. Hasta. Hizmetten yararlananlar. Müşteriler.

Purchaser : Satınalıcı. Mubayaacı. Alıcı firma. Satın alan. Satın alma memuru.

Acceptant : Kabul etme. Kabul. Kabul eden. Almak.

Clienteles : İşletmenin bütün müşterileri. Alıcılar. Müvekkiller. Müşteri topluluğu. Hastalar. Müşteriler. Müşterilerin hepsi.

Buyers synonyms : buyer's market, soft market, adressee, consignee, customer, cinema camera, client, acceptors, camera, market place, custom, consignees, patron, marketplace, accepter, demander, addressee, connection, emptor, consumer, customers, market, acceptor, buyer.