Calibrating türkçesi Calibrating nedir

Calibrating ingilizcede ne demek, Calibrating nerede nasıl kullanılır?

Calibration : Ayar. Ekonomi, fizik, uzay, kimya, madencilik, veterinerlik alanlarında kullanılır. Ölçüleme. Bölmelendirme. Kalibrasyon. Bir aygıtın ölçüme yaraması için belli birimler cinsinden bölmelere ayrılması. Bölmelendirim. Bir ölçü aracının gösterdiği değerleri, ölçek olarak kabul edilen ya da doğruluğuna güvenilen başka bir araca göre düzenleme. Ayarlama. Bir ölçme aletini doğru bir biçimde işlem yapabilmesi için bir veya daha fazla standarda göre kontrol etme. bir ölçü cetveline derecelendirme uygulama.

Calibration condenser : Ayarlama kondansatörü.

Calibration curve : Kalibrasyon eğrisi. Ayar eğrisi. Ölçün eğrisi. Ayarlama eğrisi.

Calibration flight : Kalibrasyon uçuşu. Ayar uçuşu.

Calibration frequency : Ayar sıklığı. Kalibrasyon sıklığı.

Calibrations : Bölmelendirme. Ayar. Çaplama. Ayarlama. Ölçüleme. Kalibrasyon.

Print using printer calibration : Yazıcı ayarlarını kullanarak yazdır.

Bearing calibration : Kerteriz ayarı.

Recalibration : Tekrar ayarlama. Yeniden kalibrasyon.

Calibration instrument : Ölçüleme aygıtı. Kalibrasyon aleti. Çap ölçme aygıtı.

İngilizce Calibrating Türkçe anlamı, Calibrating eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Calibrating ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Adjustment : Dispeç. Bireyin, çevresel koşullara ya da değerlere ruhsal bakımdan kendini uydurması süreci. organizmanın, varlığını sürdürebilmesi için gerekli değişmelerle kendini çevre koşullarına göre ayarlaması. Uydurma. Alışma. Düzeltme. Tashih. Ayarlama. Güvence için ödenecek paranın saptamı; gemi, yük ve taşıma ücreti gibi konularda ilgililerin sayışımlarını tanıtlayan işlemli belge. Adaptasyon. Görünge kurallarına dayanılarak, varlıkları ve nesneleri uzayda en uygun biçimde yerleştirme yoluyla görüntüye derinlik kazandırma çabası. işlikteki ışık kaynaklarının, görünçlüğün gereklerine, oyuncuların ve alıcının devinimlerine göre yer, yön, yeğinlik bakımından hazırlanması.

The graduate : Sınıflandırmak. Mezuniyet. Diploma vermek. Başrollerinde dustin hoffman ve anne bancroft'ın oynadığı 1967 yapımı film (mike nichols tarafından yönetilen). Bitirmek. (üniversiteden) mezun olmak. Mezun. Derecelemek. Mezun etmek.

Arranges : Yoluna koymak. Halletmek. Kararlaştırmak. Sıraya koymak. Düzenlemek. Aranje etmek. Sıralamak. Planlamak. Düzeltmek.

Chat up : Konuşarak tavlamaya çalışmak. Flört etmek. Birine yazmak veya asılmak. Tavlamak. (birine) asılmak. (argo) havadan sudan konuşma. Dedikodu. Tavlamaya çalışmak. (birine) yazılmak.

Tune up : Uydurmak. Çalgıları uyumlamak. Akort etmek. Ses açma. Şarkı söylemeğe başlamak. Memurdan yenilen dayak. Düzen vermek. (motoru) ayar etmek.

Regulates : Düzene sokmak. Düzeltmek. Nizamlamak. Yoluna koymak. İşleyişini regüle etmek. Çalışmasını regüle etmek. Düzenlemek. Düzenleme yapmak.

 

Assays : Denemek. Değerli maden içermek. Ayarını belirlemek. Ölçümler. Kalkışmak.

Calibrate : Çaplamak. Kalibrasyon yapmak. Düzeltmek. Ayarlanmış. Çapını ölçmek.

Calibres : Ölçü. Çap. Kalite. Kalibre. Kabiliyet. Kapasite. Yetenek.

Calibrating synonyms : arrange for, graded, calibrates, regulate, assay, graduate, arrange, adjust, graduating, calibre, activity, calibrated, gradated, assayed, readjustment, grade, gradating, stagger, gradate, registration, adjusts, tuning, standardisation, standardization, focus, gradates, collimate, graduates, gauge.

Calibrating zıt anlamlı kelimeler, Calibrating kelime anlamı

Inactivity : Üşengeçlik. Etkisizlik. Avarelik. Tesirsizlik. Hareketsizlik. Durgunluk. Tembellik.