Canlandırıcı nedir, Canlandırıcı ne demek

  • Canlılık veren, canlılık kazandıran şey.
  • Bir canlı resim veya şema filmi için hareketliliği sağlayan tek tek resimleri yapan sanatçı
  • Otel, tatil köyü vb. turistik yerlerde konukları eğlendirmek için çeşitli oyunlar, gösteriler yapan kimse, animatör.

Canlandırıcı anlamı, kısaca tanımı:

Canlandırıcılık : Canlandırıcı olma durumu, animatörlük.

Canlılık : Canlı olma durumu. Neşelilik, hareketlilik.

Kazan : Buhar makinelerinde, kalorifer tesisatında, suyun kaynatıldığı büyük derin kap. Çok miktarda yemek pişirmeye veya bir şey kaynatmaya yarayan büyük, derin kap. Ankara iline bağlı ilçelerden biri.

Canlı : Dikkat çekici, göz alıcı, parlak (renk), ateş parçası. Yaşayıp yer değiştirebilen yaratık, hayvan. Canı olan, diri, yaşayan. Hareketli, hayat dolu, dinamik. Güçlü, etkili. Hareketli, hayat dolu, dinamik bir biçimde. Canlı yayın.

Resim : Bunu yapmak için gerekli yöntemleri öğreten sanat. Bazı eşyadan ve işlerden alınan vergi veya harç. Fotoğraf. Tören. Açık gösterge, kesin sonuç. Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılmış olan biçimleri.

Film : Camlara yapıştırılarak içerinin görünmesini engelleyen bir tür ince yaprak. Bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütünü. Fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilir şerit. Sinemalarda gösterilen eser.

 

Hareketli : Hareketi olan, yer değiştirebilen, devingen, müteharrik, mobilize. Canlı, kıpırdak.

Sanatçı : Sinema, tiyatro, müzik vb. sanat eserlerini oynayan, yorumlayan, uygulayan kimse. Güzel sanatların herhangi bir dalında yaratıcılığı olan, eser veren kimse, sanat adamı, sanat eri, sanatkâr, artist.

Şey : Nesne, madde. Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz.

Canlandırıcı ile ilgili Cümleler

  • Kahvaltıdan önce bir yürüyüş canlandırıcıdır.
  • Bu canlandırıcı.

Diğer dillerde Canlandırıcı anlamı nedir?

İngilizce'de Canlandırıcı ne demek? : adj. refreshing, uplifting, exhilarating, enlivening, bracing, tonic, crispy, hearty, invigorating, regenerative, restorative, stimulant

n. stiffener, stimulus, animator

Fransızca'da Canlandırıcı : animateur/trice [le][la], activant, réconfortant/e, vivifiant/e, restaurateur/trice [le][la]

Almanca'da Canlandırıcı : n. Labe, Labsal

adj. belebend

Rusça'da Canlandırıcı : n. мультипликатор (M)