Carrying out türkçesi Carrying out nedir

Carrying out ile ilgili cümleler

English: I'm carrying out Tom's orders.
Turkish: Tom'un emirlerini uyguluyorum.

English: You'll find some difficulty carrying out the plan.
Turkish: Planı gerçekleştirmede biraz zorlukla karşılaşacaksınız.

English: An efficient FBI agent does not make any bones about carrying out his duties.
Turkish: Verimli bir FBI ajanı görevlerini yürütme hakkında bir şey söylemiyor.

Carrying out ingilizcede ne demek, Carrying out nerede nasıl kullanılır?

Carrying : Nakliye. Taşımacılık. Taşıma. Nakliyat. Nakletme. Taşıyan.

Out : Dışarıda. Meydana çıkmak. Bayılmak. Kendini belli etmek. Çıkış. Yanmak. Çıkarmak. Nakavt etmek. Kovmak. Dışarı çıkarmak.

Carrying out a plan : Planı gerçekleştirme. Planı hayata geçirme. Bir tasarıyı uygulama.

Carrying out a task : Bir işi yapma. Bir görevi yerine getirme. Bir işi tamamlama.

Carrying agent : Nakliyat firması. Taşımacı. Nakliyeci.

Carrying away : Alıp götürmek. Taşımak. Coşturmak. Heyecanlandırmak. Götürmek. Ayartmak.

İngilizce Carrying out Türkçe anlamı, Carrying out eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Carrying out ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Feasance : Dışa vurma. Gerçekleştirme (bir sözü, vaati, vb.). Davranışlarıyla ortaya koyma. Yapma.

Carried out : Uygulanmış. Yerine getirme. Yapma. Gerçekleştirilmiş. Yapılmış. Yerine getirilmiş. Yerine getirilme. Uygulanma. Yapılma.

Realisations : Paraya çevirme. Teeyyüt. Farketme. Gerçekleşim. Farkına varma. İdrak. Kavrayış. Tasavvur. Anlama.

Committing : Teslim etme. Görevlendirme. Rehin verme. Yapma. Söz verme. Emanet etme.

Effectuation : İcra etme. Yerine getirme. Tamamlama. Uygulama. Başarma. Gerçekleşme. Yerine gelme.

Enforcements : Yürürlük. Yaptırım. Cebri icra. Uygulama. Uygulatma. Zorlama.

Substantiation : İspat. Teeyyüt. Kanıtlama. Doğrulama. Realize etme. Gerçekleme. İspat etme. Tasdik etme.

Exercising : Yerine getirme. Tecrübe etme. Alıştırmak. Kullanma. Çalıştırmak. Uygulamak. Egzersiz yapmak. Çalışma yapmak. Tatbik etme.

Executions : Yorum biçimi. Düzenleme. Yapma. İdam. Uygulama. Sergileme. Yerine getirme. İcra-iflas hukuku.

Observance : Riayet. Mezhep. Görenek. İtaat. Uyum. Yerine getirme. Usul. Dini tören. Örf.

Carrying out synonyms : enforcement, actualization, executing, levy, practice, propulsion, ifa, eventuations, realizations, implementation, invocations, pursuance, levies, eventuation, fulfillments, invocation, levying, realisation, performance, execution, observances, realization, doing, executive, fulfilment, materialization, actualisation, executive power, affirmance, accomplishment.