Out türkçesi Out nedir

Out ile ilgili cümleler

English: A big animal broke out of the zoo.
Turkish: Büyük bir hayvan, hayvanat bahçesinden kaçtı.

English: A bee flew out of the window.
Turkish: Bir arı pencereden dışarı uçtu.

English: A big fire broke out after the earthquake.
Turkish: Depremden sonra büyük bir yangın patlak verdi.

English: "Hold on," Dima said, taking out his phone. "I know someone who could lend me some money."
Turkish: Dima " Bekle," "Ben, bana biraz borç verebilecek birini biliyorum." dedi.

English: "How many candles did you blow out on your birthday?" "Fifty-six."
Turkish: “Doğum gününde kaç mum söndürdün?” “Elli altı.”

Out ingilizcede ne demek, Out nerede nasıl kullanılır?

Out and about : Ayaklanmış. Hastalıktan kalkmış. Ayağa kalkacak kadar iyileşmiş. İyileşmiş. İyileşmekte. İyileşme yolunda.

Out and out : Son derece. Su katılmadık. Tam. Komple. Tamamen. Başlıbaşına. Bütünlükle.

Out at the elbows : Hırpani. Kılıksız. Üstü başı dökülen. Eskimiş (giysi).

Out band signalling : Bant dışı imleşim.

Out basket : Giden sepeti.

Out of : -dan. Dışına. Dışında. -da.....-ı -den....-ü -nin haricinde veya (oran olarak). -den dışarı. -in dışında. Arasından. -den yapılmış. -sız. -siz.

 

Out of action : Saf dışı (oyuncu veya asker). Kullanılmaz halde. Kullanım dışı. İşlemeyecek hale gelmiş. Sakatlanmış. Kullanımdan çıkarılmış. Çalışmaz halde.

Out in left field : Acayip. Olağan dışı. Tuhaf. Garip. Nev'i şahsına münhasır. Gereksiz.

Out front : Önünde. Önde.

Out of agenda : Gündem dışı.

İngilizce Out Türkçe anlamı, Out eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Out ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Come through : İyileşmek. Yaşamak. Başarmak. Üstesinden gelmek. (bir haber) gelmek. Başkalarını hayal kırıklığına uğratmamak. Becermek. Kendinden bekleneni yapmak. Gelmek.

Emerges : Çıkmak. Belirmek. Yüzeye çıkmak. Su yüzüne çıkmak. Sudur etmek. Yücelmek. Gün ışığına çıkmak. Doğmak.

Cast off : İlişkisini kesmek. Atmak. Reddetmek. Terk etmek. Tahmin etmek (yazının uzunluğunu). Kurtulmak. Örgüde ilk ilmeği atmak. Örgüye başlamak. Çıkarıp atmak.

Catch fire : Tutuşmak. Alev almak. Ateş almak. Alevler içinde kalmak.

Be a sucker for : -in bağımlısı olmak. Çok sevmek. Düşkün olmak. -in tiryakisi olmak. -e düşkün olmak. Hastası olmak.

Stick out : Diretmek. Ucu çıkmak. Dayanmak. Çıkıntı yapmak. Çıkmak. Besbelli olmak. Çıkıntılı olmak. Bariz olmak. Dayatmak.

Abstract : Bilgisayar, bilişim alanlarında kullanılır. Özetlemek. Özet. Soyutlama yapmak. Damıtmak (biyoloji terimi). Soyutlamak. Genel. Aşırmak. Özet çıkarmak.

Surfaced : Düzleştirmek. Cilalamak. Yüzeye çıkarmak (denizaltı). Yüzeye çıkmak (denizaltı). Gün ışığına çıkmak.

 

Adores : Çok sevmek. Delicesine sevmek. Tapınmak. Bitmek. Çılgınca sevmek. Tapmak.

Come to light : Gün ışığına çıkmak. Netlik kazanmak. Gözler önüne serilmek. Gün yüzüne çıkmak. Ortaya çıkarmak. Keşfedilmek. Açığa çıkmak. Su yüzüne çıkmak.

Out synonyms : excitations, burnishes, outdoor, break out, kayoed, emerge, surface, withdraws, conk, chuck out, outside of, cast offs, adore, eighty six, blank, ascent, appear, ejaculate, banishes, broils, cashier, turn out, inset, kayo, banished, outdoors, expelled, blanked, take out, be taken with, boot, belt out, out of doors.

Out zıt anlamlı kelimeler, Out kelime anlamı

Safe : Güvenlikte. Olumlu sonuçlanacağı kesin. Emniyetli. Kurtulmuş. Emin. Güvenilir. Emniyette. Sağlam. İhtiyatlı. Değerli belgelerle yine dağerli nesnelerin koruyum ve saklanılması sağlanılmak üzere bankalarca kişilere kiralanan küçük kasalar.

Live : Geçinmek. Sürmek (yaşam veya ömür). Hayatta kalmak. İkamet etmek. Naklen. Geçirmek. Akım açık. Beslenmek. Yaşamak. Yaşamak (hayat).

Out ingilizce tanımı, definition of Out

Out kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Beyond the limits or boundary of somethings. He came out. To become public. Expressing impatience, anger, a desire to be rid of. Especially, one who is out of office. As, he is out. To get out or away. In a position or relation which is exterior to something. Away. To cause to be out. One who, or that which, is out. Or, he is out of the house, office, business, etc. In its original and strict sense, out means from the interior of something. With the force of command. Opposed to in or into. The something may be expressed after of, from, etc. ([Bakınız: Out of], below). To expel. Or, he came out from the ship, meeting, sect, party, etc. Generally in the plural. To eject. Or, if not expressed, it is implied. Begone. To come or go out. Off. Go out.