Out of action türkçesi Out of action nedir

  • Kullanım dışı.
  • Çalışmaz halde.
  • Sakatlanmış.
  • Kullanılmaz halde.
  • Saf dışı (oyuncu veya asker).
  • İşlemeyecek hale gelmiş.
  • Kullanımdan çıkarılmış.

Out of action ile ilgili cümleler

English: He has been out of action since breaking his leg a month ago.
Turkish: Bir ay önce bacağını kırdığından beri hiçbir şey yapamıyor.

Out of action ingilizcede ne demek, Out of action nerede nasıl kullanılır?

Out : Nakavt etmek. Kendini belli etmek. Çıkarmak. Dışarı atmak. Dışarı çıkarmak. Çıkış. Meydana çıkmak. Yanmak. Ortaya çıkmak. Bayılmak.

Of : -den övünerek bahsetmek. Li. -li. -dan. Karşı. Den. Nin. -den. In. Hakkında.

Action : Başla. Hareket biçimi. Yapılan şey. Amel. Dava. Öykülü bir filmin, bir televizyon oyununun konusunu oluşturan olaylar dizisi. bu konuyu başlatan, geliştiren, sonuca ulaştıran olayların sıralanmasından oluşan durum. Yükselti. Çalışma. Olayların gelişimi. Telli çalgılarda, normalden yüksekliği çalım zorluğuna, normalden alçaklığı ise ses kalitesinde azalmaya neden olan, tel ve klavye arası mesafe.

Out of : -siz. Arasından. Dışında. -den dışarı. -sız. -da.....-ı -den....-ü -nin haricinde veya (oran olarak). -den yapılmış. -in dışında. Dışına. -dan.

Out of agenda : Gündem dışı.

 

Out of band signaling : Bantdışı imleşim.

Out of danger : Herhangi bir tehlikenin kalmaması. İyileşmiş. Tehlikesiz. Tehlikeden çıkmış. Tehlikeden uzak. Tehlikeyi atlatmış.

Out of balance : Düzensiz. Denksiz. Balanssız. Dengesiz.

Out of curiosity : Meraktan. Öğrenme merakından dolayı. Meraktan dolayı.

Out of breath : Nefesi kesilmiş. Soluğu kesilmiş. Nefes nefese. Soluksuz. Soluğu kesilmiş bir halde. Nefessiz. Soluk soluğa.

İngilizce Out of action Türkçe anlamı, Out of action eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Out of action ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Unserviceable : Kullanışsız. Gayrifaal. Yararsız. İşe yaramaz. Kullanılmayan. Kullanılamaz. Faydasız. Yaramaz. Hizmete elverişsiz.

Hors de combat : Devam edemeyecek şekilde kötü yaralanmış. Muharebe dışı kalmış. Yaralanmadan dolayı hareket edemez hale gelmiş. (fransızca) muharebe dışı kalmış. Saf dışı. Artık savaşamayacak halde olan.

Hamstringed : Sakat.

Far gone : Ölümün eşiğinde. Çok eskimiş. Çok eski. Ölmek üzere. Bir ayağı çukurda. Kötü durumda. Onarıma gereksinim duyan. Sonuna merdiven dayamış. İleri bir aşamada.

Crippled : Eli ayağı tutmayan. Kötürüm. Sakatlanan. Topal. Sakat. Arızalı.

Gammy : Sakat. Aksak. İncinmiş. Sakat (bacak).

Out of use : Adet olmayan. Kullanılmayan. Modası geçmiş. Hizmet dışı. İşlemez. Geçersiz.

Mutilated : Sakatlamak. Kesip sakat bırakmak. Kötü veya ağır yaralanmış. Bozmak.

Maimed : Sakatlamak. Yaralı. Sakat.