Certainty türkçesi Certainty nedir

  • Emniyet.
  • Kuşkusuzluk.
  • Gerekirlik.
  • Belirlilik.
  • Muhakkak.
  • Kesin olan şey.
  • Katiyet.
  • Olasılık kuramında bir olayın gerçekleşme olasılığının tam, yani 1'e eşit olması ya da gerçekleşmesinin kesinliği, bk. gerçekleşmeme olasılığı.
  • Belirli olma.
  • Açıklık.
  • Kesinlik.

Certainty ile ilgili cümleler

English: The uncertainty about the weather has had a definite effect upon the Englishman's character.
Turkish: Hava hakkındaki belirsizlik İngilizlerin karakterlerinde belirli bir etkiye sahiptir.

English: Last year was a period of economic uncertainty.
Turkish: Geçen yıl bir ekonomik belirsizlik dönemiydi.

English: I can't answer your question with any certainty.
Turkish: Sorunuza kesin bir yanıt veremem.

English: All forecasts have a certain degree of uncertainty.
Turkish: Bütün tahminler belirli bir ölçüde belirsizlik içerirler.

English: The only thing that's certain is uncertainty.
Turkish: Kesin olan tek şey, belirsizliktir.

Certainty ingilizcede ne demek, Certainty nerede nasıl kullanılır?

Certainty equivalence theorem : Kesinlik eşdeğer teoremi.

Certainty principle of taxation : Vergide kesinlik ilkesi. Verginin açık, kesin ve belirli olmasını öngören vergileme ilkesi.

Dead certainty : Tartışılmaz bir şey. (argo terim) kesin ve şüphesiz bir şey. Olacağı besbelli (şey). Meydana gelmesi kesin olan şey.

 

Moral certainty : Yüksek olasılık.

Economic uncertainty : Ekonomik belirsizlik.

Certainties : Muhakkak. Kuşkusuzluk. Kesin olan şey. Açıklık. Belirli olma. Katiyet. Emniyet. Belirlilik. Kesinlik.

Uncertainty principle : Doğabilimsel ölçümlerde giderilmesi olanaksız bir temel belirsizlik bulunduğunu, bildiren ilke. bu belirsizlik ancak öğeciksel boyutlarda kendini belli eder. Nicem düzeneğinde, bir taneciğin hem konum, hem de hızının bir noktada kesinkes ölçülemeyeceğini, böyle değişken çiftlerinde, belirsizlikler çarpımının en az planck katsayısı (h) ölçüsünde olacağını bildiren ilke. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Belisizlik ilkesi. Belirtilmeziik ilkesi. Belirsizlik ilkesi. Belirsizlik kuralı.

Fear uncertainty and doubt : Korku. Belirsizlik ve şüphe. Kararsızlık ve endişe (gene amdahl tarafından ıbm'i eleştirmek için kullanılmıştır - ıbm ürünlerini satın almak için müşterilerine korku, kararsızlık ve şüphe aşıladığını iddia etmiştir). Fud.

Uncertainty : Kesin olmama. Kesinsizlik. Şüphe. Ekonomi, iktisat alanlarında kullanılır. Tereddüd. Belirsizlik. Değişkenlik. Kararsızlık. Adem-i emniyet. Olayların gerçekleşme olasılığının bilinmediği durum. krş. risk.

Uncertainty factor : Belirsizlik faktörü. Deneysel hayvanlardan insanlara veya spesifik kişilerden toplumun geneline uygulanan toksikolojik değerlendirmede kullanılan değer. Bir tahminin muhtemel doğruluğunu değerlendirmek için kullanılan güven süresi. Değişkenlik faktörü.

İngilizce Certainty Türkçe anlamı, Certainty eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Certainty ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Aperture : Bir ışık düzengecinin açılma derecesi, ayarlandığı açıklık. Göz. Alıcı, gösterici, basım aygıtı gibi çeşitli aygıtlarda mercek ardında yer alan ve film üzerine açılan, pencereyi belirleyen dikdörtgen delik. Açık. Aralık. Fotoğraf makinesi açıklığı. Bilgisayar, uzay, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Irakgörür fotoğraf makinesi gibi optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği deliğin çapı. Delik.

Emergency : Kriz. Ani tehlike. İcap. Acil durum. Acil ihtiyaç. Aniden çıkan olay. Buhran. Olağanüstü durum.

Authority : Otorite. İtibar. Şahadet. Bilgisayar, hukuk, sosyoloji alanlarında kullanılır. Bilirkişi. Yetki. Uzman. Hak. Yetki belgesi. Nüfuz.

Conclusiveness : Kanıtlanabilirlik. İspat edilebilirlik. İnandırıcılık.

Incertain : Enserten.

Trust : Azel piyasasında, aynı malı üreten birbirine rakip iki veya daha fazla firmanın aralarındaki rekabeti önleyerek karlarını artırmak amacıyla hukuki varlıklarını sona erdirip tek bir firma altında birleşmeleri. Güven. Mutemetlik. Sorumluluk. Veresiye vermek. Kredi vermek. Ummak. İtimat. İnancı olmak. İnanmak.

Cert : Sertifika.

Candor : Doğruluk. Asıl fikrini söyleme. Açık sözlülük. Saflık. İçtenlik. Tarafsızlık. Açıkyüreklilik. Açık kalplilik. İyi kalplilik.

Berths : Yatak. Rıhtıma yanaşmak. Palamarla bağlamak. Görev. Demir yeri. Yatacak yer bulmak. Rıhtıma bağlamak. Limana girmek. Gemici ranzası.

Certain : Ayrım. Mutlak. Kuşkusuz. Kesin. Emin. Herhangi bir. Şüphesiz. Belirli. Kimi. Falanca.

Certainty synonyms : unquestionability, indubitability, cognitive state, slam dunk, ineluctability, predictability, sureness, guarantying, sure thing, definitude, determinism, certainness, preciseness, guaranties, faith, absolute, axiomatical, accuracy, specificity, aye, self confidence, cocksureness, certitudes, quality, inevitability, candors, unequivocalness, accuracies, calvities, decidedness, decisiveness, ay, as sure as a gun.

Certainty zıt anlamlı kelimeler, Certainty kelime anlamı

Uncertain : Kararlaştırılmamış. Bellisiz. Karar veremeyen. Kararsız. Şüpheli. Değişken. Belirsiz. Güvenilmez. Bilinmez. Emin olmayan.

Uncertainty : Kararsızlık. Değişkenlik. Adem-i emniyet. Şüphe. Kuşku. Ekonomi, iktisat alanlarında kullanılır. Kesin olmama. Kesinsizlik. Tereddüt. Tereddüd.

Unsure : Emin olmayan. Belirsizlik. Emniyetsiz. Riskli. Güvensiz.

Certainty antonyms : sure, certain, unpredictability.

Certainty ingilizce tanımı, definition of Certainty

Certainty kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The quality, state, or condition, of being certain.