Coarct türkçesi Coarct nedir

  • Daralan (tıp veya medikal terimi).
  • Sert bir kabuğu olan.
  • Kabuklu (bir krizalid veya böcek hakkında).
  • [#sıkı sık Sıkışık].
  • Dar.
  • Coarctate.
  • Beraber sıkıştırılmış.

Coarct ingilizcede ne demek, Coarct nerede nasıl kullanılır?

Coarctation : Bir krizalid (koza) içerisinde çevrelenmiş olması durumu (entomoloji). Kasılma. Kan damarları veya kanallarda oluşan büzülme, daralma veya darlık. Koarktasyon. Daralma (özellikle bir kan damarının vya kanalın).

Aortic coarctation : Ana atardamar daralması. Ana atardamar darlığı. Aortun normal dışı kasılması. Ana atardamarın duktus arteryozus hizasında daralması, aorta koarktasyonu. Kalpten vücudun her yerine kan taşıyan ana arterin daralması (kardiyoloji).

Coaretate pupa : Son larval kütikülanın puparyum olarak içinde bulunduğu pupa. Koaretat pupa.

Coarse : Kalın. İri taneli. Yontulmamış. İnce olmayan. Adi. Terbiyesiz. İşlenmemiş. Kaba saba. Kaba. Kalitesiz.

Coarse adjustment : Kaba ayar.

Coarse crushing : Kaba kırına. Kaba kırma.

Coarse bread : Kalın öğütülmüş unla yapılan ekmek.

Coarse control : Uzun döneme yayılan büyük genlikli reaktiflik değişimlerinin düzeltimine yönelik ayarlama. Kaba ayar. Kaba denetim.

Coarse control member : Kaba ayar unsuru. Bir reaktörün kaba ayarını yapmaya ya da parçacık akı yoğunluğunu değiştirmeye yönelik denetim unsura.

 

Coarse cloth : Kaba dokuma.

İngilizce Coarct Türkçe anlamı, Coarct eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Coarct ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Congested : Tıkanmış. Kalabalık. Şişkin. Kan toplanmış. Tıkalı. Tıkanık. Fazla dolu. Tıklım tıklım. Kan hücum etmiş.

Constricted : Kısıtlı. Sıkıştıran. Kıt. Sıkılmış. Daralmış.

Barely : Anca. Çok çok az. Hemen hemen hiç. Ancak. Gücü gücüne. Güçbela. Hemen hemen. Zoraki. Zar zor.

Littoral zone : Kıyı bölgesi. Kıyı çizgisinden itibaren başlayıp yüksek yapılı su bitkilerin ortadan kalktığı yere kadar olan ve tamamen ışık alan kıyı bölgesi. Gel-git arasında kalan kısım. Litoral bölge. Kara ile deniz arasında, büyük gelgit sırasında zaman zaman su altında kalan ya da karaya bağlanan, genişliği yer yer değişen şerit biçiminde bölge.

Acute : Zeki. Ağır. Akut. İlerlemiş. Keskin. Sivri. Dar (açı). Açıkgöz. Güçlü.

Pressed : Preslenmiş. Baskılanmış. Basılmış. -si olmayan. Ütülenmiş. Sıkışmış. Sıkıştırılmış. Prese. Preste sıkıştırılmış.

Litoral : Litoral. Suların en yüksek olduğu düzeyle en alçak olduğu düzey arasında kalan, sürekli olarak suyla örtülü olmayan sahil bölgesi.

Manager : Menajer. Atletizm, bilgisayar alanlarında kullanılır. Bir sanatçı veya spor takımının işlerini yöneten kimse. Yönetmen. İşletmeci. Direktör. Yönetici. Manajer. Menejer. Müdür.

Pushed : Uğraşmak. Çaba harcamak. Yaklaşmak (yaş). Zorla kabul ettirmek. İtelemek. Baskı yapmak. İşi başından aşkın. Kesik. Devam etmek. İtmek.

 

Seaside : Sahil. Sahile ait. Deniz kenarı. Sahildeki. Deniz kıyısı. Kaliforniya eyaletinde şehir. Deniz kıyısındaki.

Coarct synonyms : tennis coach, baseball coach, baseball manager, hockey coach, acutes, tight, football coach, trainer, incapacious, exiguous, tideland, hard pressed, crowded, sands, acuter, landfall, foreshore, acutest, seaboard, handler, conditioner, seashore, narrow, sea coast, seacoast, attenuate, shore, clinging, close fitting, serried, densest, littoral, dense.

Coarct zıt anlamlı kelimeler, Coarct kelime anlamı

Falsify : Değiştirmek. Saptırmak. Çarpıtmak (gerçekleri). Tahrifat yapmak. Taklit etmek. Yanlışlamak. Kalpazanlık yapmak. Üzerinde oynamak. Tahrif etmek. Oynama yapmak.

Undergarment : İç çamaşırı. İçlik.

Coarct ingilizce tanımı, definition of Coarct

Coarct kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To straiten. To press together. To confine closely. To crowd.